BirGün'den Uğur Şahin'in haberine göre, kurum verdiği raporda, öldürülen engelli kız çocuğunun “cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğu”nu iddia etti. Çelik’i istismar eden İsmail Karakoç, cinayetten ‘ağırlaştırılmış müebbet’ alsa da istismardan beraat etti.
BİR YIL SONRA TUTUKLANDI
Salihli’de bundan iki yıl önce, 12 Haziran tarihinde, özel eğitim öğrencisi olan ve tarım işçisi olarak tarlalarda çalışan Zehra Çelik kayboldu. Ailesinin yaptığı başvurunun ardından 13 Haziran 2020’de Çelik’in cansız bedeni, DSİ’ye ait su kanalında bulundu. Ailenin kızlarını suya attığından şüphelendiği İsmail Karakoç, olayın ardından önce gözaltına alındı, sonra da serbest bırakıldı. Bu aşamada olay yerinde keşif bile yapılmadı. Karakoç ile ailesi de ertesi günün sabahında Salihli’yi terk etti ve Gebze’ye taşındı. 1991 doğumlu Karakoç, burada evlenip bir aile kurarken Çelik ailesinin avukatı Ece Çam’ın dosyayı ısrarlı takibi üzerine, soruşturma derinleştirildi. Çelik’in ölümünün üzerinden geçen bir yılın sonrasında İsmail Karakoç ile annesi Gülten Karakoç, 13 Haziran 2021 tarihinde tutuklanabildi. Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7 Temmuz tarihli iddianamesiyle birlikte İsmail Karakoç’un ‘çocuğu kasten öldürme’, ‘çocuğun nitelikli istismarı’ ve ‘yağma’ suçundan yargılanmasına başlandı. Anne Gülten Karakoç’un da ‘Yardım bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme sonucu ölüme neden olma’ suçundan cezalandırılması istendi.
EVE GELİP NAMAZ KILMIŞ
İddianamede yer alan bilgilere göre, Çelik ile son görüşen kişi, İsmail Karakoç’tu. Karakoç, soruşturma aşamasındaki ilk ifadesinde, Çelik’i kanalın içerisinde suda çırpınırken gördüğünü söyledi. Verdiği ifadeye göre Çelik’e yardım etmeyen İsmail Karakoç, eve gidip abdest aldı ve namaz kıldı. Karakoç, “Olayın şoku altında olduğum ve yüzmeyi bilmediğim için Zehra’yı kurtarmaya gitmedim. Kendi çabası ile kurtulması için dua ettim. Anneme olanları anlattım” dedi.
İsmail Karakoç, mahkemede yaptığı savunmasında ise olay gününü şöyle anlattı: “700 TL borç para getirecekti. Her zaman buluştuğumuz inşaatta beklemeye başladım. Beklerken Zehra’nın iki defa ‘İso, İso’ diye bağırdığını duydum. Astım hastası olduğum için koşamıyordum, yürüyerek inşaattan çıktım, evlerine doğru bakındım. Sol gözümde problem vardır, iyi göremiyorum, kanala baktığımda Zehra’yı görür gibi oldum ama emin olamadım. Panik yaptım. Zehra’nın Sevgi ile kaldığı odanın camını tıklattım, ‘Ablan nerede’ dedim, o da ‘Senin yanına geliyordu’ dedi. Ben de kendisine yanıma gelmediğini, ‘Zehra’nın sesini duydum, acaba kanala düşmüş olabilir mi?’ dedim. Şoktaydım, eve gittim. Olayın şokuyla 155’i aramak aklıma gelmedi. Kanalın olduğu yer çok dar bir yoldu, Zehra da çok dalgın bir kızdır, ayağı kayıp düşmüş olabilir.”
“Zehra Çelik’in özel eğitim öğrencisi ve yaşının küçük olduğunu bilmediğini” öne süren Karakoç olay anını anlattığı ifadesinde olduğu gibi, cinsel istismara ilişkin de çelişkili beyanlarda bulundu. Karakoç verdiği ifadede, “Ben Zehra ile olan cinsel ilişkilerimizden sonra hamile olup olmadığını soruyordum. Zehra bana hiçbir zaman hamile olduğunu ya da hamile olduğuna ilişkin şüphesi olduğunu anlatmadı” derken mahkemede yaptığı savunmada, “Daha önce Zehra ile cinsel ilişkiye girdiğimi söyledim ancak cinsel münasebetimiz yalnızca öpüşme boyutunda oldu” ifadelerini kullandı.
Karakoç’un annesi, sanık Gülten Karakoç da oğlunun eve geldikten sonra namaz kıldığını doğruladı.
ABLAN YÜZME BİLİYOR MU?
Zehra Çelik’in babası Erdal Çelik ise mahkemede yaptığı konuşmada, “Kızım tarlalarda çalışıp para kazanıyordu. Bir baktık, evde yok. Sevgi, ‘Ablam kanala düştü’ şeklinde sözler söyledi. Kanala doğru koştum. Sanık korkudan titriyordu. Sonra İsmail ve annesi kaçmaya başladılar. Sanıkların suçu yoksa, neden kaçtılar?” diye sorarken kardeşi Sevgi Çelik de “İsmail’in ‘Kanalda ses duydum, ablan yüzme biliyor mu?’ diye sormasından dolayı ablamı kanala itmiş olabileceğini düşünmeye başladım” dedi.
Skandal ise yargılama sürerken mahkemenin Zehra Çelik’e ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan istediği mütalaanın sonrasında yaşandı. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu’na çocuğun bu olayı anlayıp anlamadığını sordu. Adli Tıp, yanıtında mahkemenin sormamasına rağmen ‘rızadan’ bahsetti. Böylece “ölen çocuğun kesin rızasının olduğu” kabul edildi. 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 19 Ocak tarihli raporunda, “Zehra Çelik’in girmiş olduğu cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğu” belirtildi. Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen ve üç doçent, dört profesör bir de adli tıp uzmanı tarafından hazırlanan 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 25 Mayıs tarihli mütalaasında ise Çelik’e daha önce engelli raporu verildiği kaydedilerek, şunlar dile getirildi:
“Kurulumuzun 19 Ocak 2022 tarihli mütalaasında, ‘Adli dosyada kayıtlı bilgiler ve mevcut tıbbi belgeler birlikte değerlendirildiğinde, kişinin ’15 yaşını doldurduktan sonra girmiş olduğu cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın’ hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğunun kabulü gerektiği kayıtlıdır. Kişinin suç tarihi itibarıyla kendisine karşı işlendiği iddia edilen öldürme suçuna karşı beden ve ruh bakımından kendisini savunabileceğinin kabulü gerektiği oy birliğiyle mütalaa olunur.”
İSTİSMARDAN BERAAT ETTİ
Çelik’in öldürülmesi ve cinsel istismara maruz bırakılmasına ilişkin dört duruşma yapılırken Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, kararını 7 Ekim’de verdi. Savcının mütalaasının ardından kararını açıklayan mahkeme, Adli Tıp Kurumu’nun raporu doğrultusunda, İsmail Karakoç’un cinsel istismardan beraatına hükmetti. Mahkeme, sanık Karakoç’un bilinmeyen nedenle çıkan tartışma sonrasında Çelik’i su kanalına attığını belirterek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, sanık Karakoç’un pişmanlık göstermediğine vurgu yaparak, cezada indirim yapmadı. Oybirliğiyle alınan kararla, sanık Karakoç, ‘yağma’ suçundan da beraat ederken, anne Gülten Karakoç’un da ‘Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi’ suçundan beraatına hükmedildi.