BIST 100 9.368 DOLAR 34,52 EURO 36,18 ALTIN 2.965,07
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Zihinsel engelli çocuğu istismar edip öldüren erkek beraat etti: Rızası var

Zihinsel engelli çocuğu istismar edip öldüren erkek beraat etti: Rızası var

Zihinsel engelli Zehra Çelik’i 2 yıl boyunca istismar edip öldüren fail, ATK’nin ‘Rızası vardı’ raporuyla beraat etti.

BirGün'den Uğur Şahin'in haberine göre, Manisa’da zihinsel engelli çocuk Zehra Çelik’i iki yıl boyunca cinsel istismara maruz bırakıp, öldüren İsmail Karakoç’un dosyasında İstinaf’tan skandal bir karar çıktı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 4. Ceza Dairesi, sanık Karakoç’un TCK 103, yani çocukların cinsel istismarı suçunu değil, ‘cebir tehdit ve hile olmaksızın 15 yaşını bitirmiş̧ çocukla cinsel ilişki' suçunu işlediğini savundu. Mahkeme, bu suçta cezalandırmanın mağdurun şikâyetine bağlı olduğunu ancak 16 yaşındaki Çelik’in, fail hakkında bu yönde hiç şikâyeti bulunmadığını belirtti. İstinaf, bu sebepten ötürü ‘beraat’ kararı yerine, suçlamanın düşürülmüş olması gerektiğini kaydetti. Aynı kararla Karakoç’un cinayetten müebbet hapis aldığı hüküm de bozulurken dosya yeniden yargılama için Salihli Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

ATK’DEN ‘FACİA’ RAPOR

Salihli’de 12 Haziran 2020’de özel eğitim öğrencisi olan ve işçi olarak tarlalarda çalışan Zehra Çelik kayboldu. Ailesinin yaptığı başvurunun ardından 13 Haziran 2020’de Çelik’in cansız bedeni, DSİ’ye ait su kanalında bulundu. Ailenin kızlarını suya attığından şüphelendiği Karakoç, olayın ardından önce gözaltına alındı, sonra da serbest bırakıldı. Soruşturma derinleştirilince, İsmail Karakoç ile annesi Gülten Karakoç, 13 Haziran 2021 tarihinde tutuklanabildi. Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesiyle birlikte İsmail Karakoç’un ‘çocuğu kasten öldürme’, ‘çocuğun nitelikli istismarı’ ve ‘yağma’ suçundan yargılanmasına başlandı. İlk skandal, mahkemenin Zehra Çelik’e ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan istediği mütalaanın sonrasında yaşandı. ATK, mahkemeye verdiği raporda, öldürülen engelli kız çocuğunun “cinsel ilişki için göstermiş olduğu rızanın anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olduğu”nu iddia etti.

İSTİSMARDAN BERAAT

Bunun üzerine de Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, kararını 7 Ekim 2022’de verdi, ATK’nin raporu doğrultusunda, Karakoç’un cinsel istismardan beraatına hükmetti. Mahkeme, sanığın bilinmeyen nedenle çıkan tartışma sonrasında Çelik’i su kanalına attığını belirterek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanık Karakoç ‘tehdit ve yağma’ suçundan beraat ederken, anne Gülten Karakoç’un da ‘Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi’ suçundan beraatına hükmedildi.

Çelik ailesinin avukatı Ece Çam, 11 Kasım 2022 tarihinde karara itiraz etti. Av. Çam, İzmir BAM Ceza Dairesi’ne sunduğu dilekçede, delil yetersizliği iddiasıyla Karakoç’a nitelikli cinsel istismar, tehdit ve gasp suçlarından beraat verilmesinin hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek İstinaf’a başvurdu.

İzmir BAM 4. Ceza Dairesi’nin ‘duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin’ dosyayı karara bağladı. 21 Aralık 2022 tarihinde ‘kesin’ olarak verilen kararla, ilk derece mahkemesinin verdiği hüküm bozuldu. Kimi tanıkların yeniden dinlenmesi gerektiğine vurgu yapan İstinaf, tanığın cinsel istismardan beraat etmesine yönelik de skandal bir karara imza attı. Kararda, şu ifadeler yer aldı: “Maktulün doğum tarihi ve sanık ile aralarındaki ilişkinin başlangıç tarihi nazara alındığında eylemin TCK'nın 103/2 maddesine temas eder nitelikte olmayıp 'cebir tehdit ve hile olmaksızın 15 yaşını bitirmiş̧ çocukla cinsel ilişki’ suçunu oluşturduğu, bu suçun takibinin mağdurun şikâyetine bağlı olduğu ve yerleşik Yargıtay iiçtihatlarına göre bu suçtan şikâyet hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup maktulün de öldüğü tarihe kadar sanık hakkında bu yönde şikâyeti bulunmayıp bu hakkın mirasçıları tarafından kullanılamayacağı nazara alınarak sanığın eyleminin TCK 104/1,43 maddesine muhalefet teşkil edip hakkında şikâyet yokluğundan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle atılı eylemden beraatıne karar verilmesinin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı (…)”

KARAR KABUL EDİLEMEZ

Ailenin avukatı Ece Çam, yaptığı açıklamada, skandal karara isyan etti. Zihinsel engelli Çelik’in iki yıl boyunca istismar edildiğini hatırlatan Av. Çam, şöyle dedi: "Dosyada jet hızıyla bir karar verildi. İstinaf yargılaması duruşmalı talep edilmiş olmasına rağmen karar kesin olarak verildi. ATK tarafından verilen ‘Rızası vardır’ raporu, onanmış oldu ve ‘Çocuğun rızası vardır’ dediler. Temyiz yolu da kapatıldı. Yoksulluk içinde çırpınan bir ailenin sesini kimse duymuyor. Kendileri gibi, çocuklarının da bu dünyada kıymeti yok. Sanığın hem istismardan hem de işlediği cinayetten aklanması için uydurma bozma gerekçeleri sunuldu. Daha önce bildiği gerçekleri saklayan, yalan beyanda bulunan tanıkların yeniden dinlenmesi için hukuka aykırı bir bozma kararı verilmiştir. Zehra Çelik'in öldüğünde üzerinden çıkmayan ve bir gün önce dayı başından aldığı iddia edilen 700 TL paranın sanık tarafından gasp edilip edilmediği de araştırılacak. İstinaf, sanığın ölen çocuğa karşı gerçekleştirdiği cinsel istismar eyleminin şikâyete tabi bir suç olduğunu, çocuğun öldüğü için şikâyetçi olarak beyanına başvurulmayacağından ortada da şikâyet bulunmadığından sanığın beraati yönünde kesin olarak bir karar vermiştir. Sanığın ölen çocuğa karşı tehdit ve şantaj suçu işlediği şüphesinden bahsederken cinsel istismar eyleminin de aynı tehdit ve şantaj suçuyla işlendiğini yok saymıştır. Hayatta olmadığı için hiçbir fikri sorulamayan engelli bir çocuğun ‘rızası var’ dediler.”