Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (ASHB) ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF) tarafından 2017’de yapılan 36 milyar TL’lik toplam sosyal yardım tutarı, 2022’de 151.9 milyar TL’ye ulaştı. 2017’de 3.2 milyon olan yardım alan hane sayısı yüzde 38 artışla 2022’de 4.4 milyona yükseldi. Eski Mülkiye Başmüfettişi Esen’in yaptığı çalışmaya göre Türkiye’de 2022’de 18 milyon yurttaş devletin sunduğu 49 farklı yardım kalemi ile yaşamını insani koşullarda sürdürmek için mücadele etti.
BÜTÇE ARTIŞ ORANINI AŞTI
Cumhuriyet'ten Merve Kılıç'ın haberine göre, yardımlardan yararlanan ihtiyaç sahibi hane ve kişi sayıları her yıl artarken, yardım tutarlarındaki artış oranı merkezi yönetim bütçesi giderlerindeki artışların üzerinde seyretti. Çalışmaya göre 2022’de 9 milyon 488 bin yeşil kartlıya genel sağlık sigortası (GSS) primi, 1 milyon 556 kişiye yaşlı ve engelli aylığı, 560 bin kişiye evde bakım hizmeti ödemesi, 2 milyon 100 kişiye eğitim yardımı, 1171 kişiye sağlık yardımı, 936 bin 683 haneye gıda, 2 milyon haneye yakacak kömür, 690 haneye doğal gaz, 3 milyon 690 haneye elektrik tüketim, 816 haneye doğum, 3 milyon haneye de çocuklar için aylık destek yardımı ödendi.
‘SEÇİMİ ETKİLİYOR’
Yardımların türü ve miktarları, yasal düzenlemeler yerine büyük ölçüde cumhurbaşkanı kararıyla belirleniyor. Buna göre 2022’de 3 milyon haneye yapılan toplam 13 milyar TL tutarında aylık ve çocuk desteği yardımı; 3.7 milyon haneye yapılan 4.7 milyar TL elektrik tüketim desteği; eşi ölen dul kadınlara, asker çocuklarına, öksüz ve yetim çocuklarına yapılan yardımlar ve yardım miktarlarının güncellenmesi gibi işlemler ise idari düzenlemelere dayanılarak gerçekleştirildi. Yardımların yasal dayanak olmadan sadece idari kararlarla yapılabiliyor olmasının, yardımların siyasal iktidarla özdeşleşmesine yol açtığına dikkat çeken Esen, bu durumun bu yardımlardan yararlanan yurttaşların siyasal tercihlerini doğrudan etkileyeceğini vurguladı. Esen, seçimlerin eşit koşullar altında yapılabilmesi için öncelikle yapılacak sosyal yardım türü ve konularının nesnel ölçütlere bağlanması, mevzuat eksikliklerinin giderilmesi, böylelikle yardımlara lütuf yerine sosyal bir hak niteliği kazandırılması gerektiğini kaydetti.