Sözcü yazarı Yılmaz Özdil yazısında, “Seksi kıyafetler giydirilmiş mankenlerle reklam yapıyordu. Müşterilerine çekilişle Porsche hediye ediyordu. Sayın medyamız kendisiyle röportaj üstüne röportaj yaparak şakşaklıyordu, finansal deha olarak manşet yapıyorlardı, örnek işadamı olarak dergilere kapak yapıyorlardı. Televizyonlardaki ekonomi programlarına sponsor oluyordu. Sayın ahalimiz de para yağdırıyordu” diyen Özdil, Türkiye’de kripto para borsasına ilişkin herhangi bir kanun olmadığına dikkati çekerek, “Türkiye'nin ekonomi tarihi, kendisini çok kurnaz zanneden sayın ahalimizin hampadan para kapma sevdasının özetidir” dedi.
Türkiye tarihinde yaşanan “banker furyasından” bahsettiği yazısında, “Bir koyup beş alma, avantadan mal mülk sahibi olma, çalışmadan köşeyi dönme merakının kaçınılmaz neticesidir. Banka hortumculuğundan finansal krizlere kadar, hepsinin temelinde, sayın ahalimizin ibret almayan tamahı vardır” diyen Özdil şu soruyu gündeme getirdi:
“Engelli yurttaşlara mesela, alt tarafı bir tekerlekli sandalye almak için bağış kampanyası yapmaya kalktığında bile, seksen yerden izin alman gerekir, devletten izinsiz tek kuruş toplayamazsın. Peki, bu arkadaş eşek yüküyle dolar toplarken, hiç soran olmamış mı? Kendini kurnaz zanneden sayın ahalimizin bu tiplere para yatırması hiç şaşırtıcı değil ama… Sayın devlet büyüklerimizin bu işlerden hiç haberinin olmadığına inanacak kadar keriz var mı aramızda?”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.