Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Yılın en ilham verici haftası 'Brand Week Istanbul' için geri sayım başladı

“Brand Week Istanbul” için geri sayım başladı. 6-10 Kasım tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu önemli buluşmalar öncesinde yazar Anıl Kurtuldu, MediaCat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan ile bir araya gelerek merak ettiklerini sordu.

Anıl Kurtuldu: 6- 10 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek “Brand Week İstanbul” için geri sayım başladı. Katılımcıları bu yıl Brand Week’te neler bekliyor ?

Pelin Özkan: Öncelikle Brand Week’in 11.sini gerçekleştireceğiz ve 6 Kasım’da başlıyor. 6 Kasım’da Paşabahçe Vapuru’nda bir açılış partisi yapacağız. Yeniden düşün, yeniden yarat, yeniden inşa et temasına uygun bir mekan istedik ve Paşabahçe vapurunu seçtik. 6 ve 7 Kasım’da daha çok kapalı etkinliklerimiz oluyor. 8 Kasım’dan itibaren Haliç Kongre Merkezi’nde olacağız. Haliç Kongre Merkezi’nde çok kapsamlı bir etkinlik ve festival bizi bekliyor. Aslında bu senenin farklarından birisi biz bu etkinliği artık bir festivale çevirdik. Yani sadece içinde bilgi yok, sadece eğitimler yok, sadece konferanslar yok. Aynı zamanda networkingler, deneyim alanları, eğlence, çalışma sahaları gibi çok kapsamlı programlar var.

Anıl Kurtuldu: Peki Brand Week’in bu yıl konukları kimler ?

Pelin Özkan: 131 milyon izleyicinin ne seyredeceğine karar veren Warner Bros Discovery Inc. CEO’su Kathleen Finch ile Top Gear sunucusu Richard Hammond. “Korku Gurusu” Patrick Sweeney. “Slumdog Millionaire” yazarı Vikas Swarup ve Afganistan’ı Akademi Ödülleri’nde temsil eden yönetmen ve aktivist Dr. Sahraa Karimi. “Prekarya” üzerine çalışmalarıyla tanınan ekonomist Guy Standing ve kreatif dünyanın “A Listesi” The Liberty Guild’in kurucu CEO’su Jon Williams. LinkedIn tarafından pazarlama alanında 1 numaralı «LinkedIn Voice» seçilen Tom Goodwin ile The Idiot Brain ve The Happy Brain’in yazarı Dean Burnett. Onur konuğu Uğur Yücel. Belirsizlik ve sürekli kriz hali üzerine dinleyicileri aydınlatacak Bekir Ağırdır. Şahsiyet’in mimarları Onur Saylak, Hakan Günday ve Ateş İnce. Türk edebiyatının yaşayan efsaneleri Ayfer Tunç, Latife Tekin ve Murathan Mungan. Türkiye’de ilk defa iki Michelin yıldızı birden alan Şef Fatih Tutak. Alanının yıldızlaşmış isimleri Şahika Ercümen, Nilay Örnek, Fatih Altaylı, Nevzat Aydın, Gamze Cizreli ile birlikte Ali Sunal, Evrim Alasya, Barış Kılıç, Enis Arıkan, Müge Boz, Didem Soydan gibi başarılı simalar Brand Week Istanbul’da katılımcılarla buluşacak.

Anıl Kurtuldu: Brand Week meraklıların karşısına her yıl farklı bir temayla çıkıyor. Bu yılın teması nedir ?

Pelin Özkan: Bu yılki temamız yeniden düşün, yeniden yarat ve yeniden inşa et. Bu temada iki ilham kaynağımız oldu. Biri tabii ki Cumhuriyetin 100.yılı. Çünkü Cumhuriyet yeniden düşünmek, yeniden yaratmak ve yeniden inşa etmek konusunda sizde takdir edersiniz ki en önemli kaynaklardan birisi. Toplumsal geçmişimize ve toplumsal geleceğimize baktığımızda hani kaybettiğin zaman aslında kaybetmemiş olduğunuzu görebilmek ve o motivasyonu elde etmek çok önemli. İşte ben bunu yeniden yapabilirim, yeniden bir şeyler yaratabilirim. Kısacası bir motivasyon kaynağı olarak 100 yaşındaki Cumhuriyetimiz var önümüzde. İkincisi de, özellikle Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinde bir durduk ve sonra yeniden harekete geçtik. Şöyle bir şey var yani biz eski dünyada şunu görüyorduk. 30 yıldır bu işin içindeyiz. Bir kriz gelir, bir belirsizlik dönemi gelir ve bunun biteceğini bilirdik ama artık yeni dünyada belirsizlikler hiç bitmiyor. Krizlerin ve kaosların biri bitiyor yenisi başlıyor. Örneğin çevremizdeki savaşlar, enflasyon gibi böyle içerideki bir takım faktörler. Dolayısıyla şunu görüyoruz ama bir yandan da hayat devam etmek zorunda, iş devam etmek zorunda. Bizde bu sene şu sorunun peşindeyiz, yani bütün bu yeni düzende nasıl ayakta kalırız, nasıl motivasyonumuzu dinç tutabiliriz; bu modellerin eski model, eski sistemleri yeterli olmadığı kesin. Nasıl bunların yerine daha iyi sistemler kurabiliriz. Dolayısıyla bütün içeriğimiz aslında bunun çevresinde dönecek ve bu sorunun peşinde olacağız. Bunun içinde pek çok felsefeci, ekonomist ve kültür sanat alanındaki bir takım ustalar, iş liderleri, inovatörler, teknoloji liderleri, hep bu sorunun cevabını arayacağımız bir ekosistem inşa ettik ve bu soruyu tartışacağımız bir program hazırladık.

Anıl Kurtuldu : Biraz önce dediniz ki eskiden sorunlar bitiyordu, şimdi krizlerin ve kaosların biri bitiyor biri başlıyor. Bu kriz ve kaos ortamının artık neden sonu gelmiyor ?

Pelin Özkan: Teknolojinin bu kadar hızlı ve kontrolsüz ilerlemesi, sürekli tatminsizlik, savaşlar ve her şeyi çok hızlı tüketmemiz bütün bunlar yani birtakım şeyleri sorgulamıyoruz. Neden sorusunu artık hiç sormuyoruz. Mesela biz Türk toplumu olarak özellikle neden sorusunu bıraktık. Dolayısıyla da tabii ki bu dünyadaki kolarizasyon, dünyada daha otoriter sistemlerin ve rejimlerin söz sahibi olması ve dünyayı yönetiyor olması, bütün bunlar bizim dışımızda gelişen faktörler ve biz bunları değiştirmeye kendi çapımızda uğraşsak bile çok fazla gücümüz yetmiyor. Ama biz kendi işimizi daha iyi nasıl yapabiliriz diye odaklanıyoruz. Bütün bunlara rağmen nasıl daha iyi bir sistem kurarız, nasıl var oluruz diye düşünüyoruz. Büyük bir kitle, ekosistem var ve bu umutsuzluğu bir şekilde yenmek isteyen bizim bütün çabamız. O umutsuzluğa bir parça umut getirmek, bir parça motivasyon getirmek. İşte burada çaresiz değiliz gibi şeyler bizim misyonumuz. Özellikle bilginin bu kadar hızlı dağılması beraberinde yanlış bilgiyi de getirdi. Dolayısıyla birtakım şeyleri de filtrelemek, bilgiyi de filtreleyip insanların işine yarar hale getirmek bizim usulümüz. Bizim en temel misyonumuz etkinliği artırmak. Bunun için mesela hiç kimsenin yapmadığı şeyler yaptık. Biz Bilgi Üniversitesi’nde 10 yıl boyunca bir yüksek lisans programının ortağı olduk ve marka yani bu topraklardan daha iyi markalar nasıl çıkabilir; bununla ilgili genç jenerasyonlara eğitimler verdik. Dolayısıyla amacımız kapsayıcı bir şekilde hem markalar dünyasındaki, hem kültür sanat, hem medya, hem iletişim alanındaki insanları bir şekilde birbirleriyle bir araya getirmek, onlara birtakım bilgi alışverişlerini sağlamak ve birbirlerinden öğrenmelerini güç almasını sağlamayı çabalıyoruz.

Anıl Kurtuldu: Konuklarınızı hangi kriterlere göre belirliyorsunuz ve bu konuda nelere dikkat ediyorsunuz ?

Pelin Özkan: Birincisi yetkinliğe bakıyoruz yani bu katılımcı kimi dinlemek ister buna bakıyoruz. Çünkü o ilgiyi diri tutmak gerekiyor. Bizim ekosistemimiz kimleri dinlemek istiyor buna çok önem veriyoruz. Bunun için anketler, araştırmalar yapıyoruz. İkincisi yetkinliklerini yani onlar aslında daha çok popüler kişileri dinlemek isteyebilir ama biz bazen de onların yetkinliklerini geliştirecek ve zorlayacak insanları da getiriyoruz. Üçüncüsü; merak, şaşırtıcı ve yenilikçi olan şeyleri bulmaya çalışıyoruz. Hani o yıl gündemde neler var, hangi teknolojiler gelişmiş, hangi bilim insanları neler yapmış. Bizim içimizdeki insanlar sadece iş dünyasından değil, bizde çok fazla edebiyatçı da var, müzisyen, oyuncular, senaristler var. Mesela voleybolcu kızlarımız var onlar gelecekler, başarı hikayeleri var. Özellikle kadınların başarı hikayeleri çok fazla yer alıyor. Kısacası seçim yaparken çok dikkat ediyoruz.

Anıl Kurtuldu: Brand Week’in katılımcı profili nasıl ?

Pelin Özkan: Aynı insanlar mutlaka geliyor fakat biz her yılda yaptığımız farklı şeylerle o kitleyi gençleştirmeye çalışıyoruz. Akademilere koymamızın bir nedeni var. Geçtiğimiz yıl bizim 2 tane vardı. Brand Akademi ve Next Akademi. Birisi dijital konusunda diğeri de marka yönetimi konusunda. Ama bu sene bizim 9 tane akademimiz var. Sürdürülebilirlik akademisi, gelişim akademisi, film okumaları. Yani bunları 30 yaş altı insanlarla oluşturuyoruz. Özellikle akademide, medyadan ve başka endüstrilerden var. Mesela bizim hedef kitlemiz pazarlamacılar, marka yöneticileri ve ajanslar gibi algılanıyor fakat böyle değil. Onlar zaten bizim ekosistemimiz hatta biz onlarla birlikte düzenliyoruz. Onların büyük kısmı zaten içerikte yer alıyor. Kısacası bizim hedef kitlemiz çok daha geniş.

Anıl Kurtuldu: Son olarak Brand Week kapsamında eklemek ve söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Pelin Özkan: Brand Week biz Haliç Kongre Merkezine geçince herkesin orada ilk söylediği şey bütün konuştuğumuz insanlar ulaşım orada çok kötü. Biz bunu kolaylaştırmak için baya bürokratik girişimlerde bulunduk çünkü çok uğraştık. Şehir hatlarına bakıyoruz, vapur seferi koyduk kısacası oradaki ulaşım deneyimini kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ek seferler koydurduk. Beşiktaş ve Haliç Kongre Merkezi arasında sürekli deniz taksilerimiz çalışacak, bütün otoparkları ücretsiz hale getirdik. Başta Haliç Kongre Merkezi olmak üzere. İkincisi gün içerisinde insanlar aynı zamanda çalışıyor, toplantıları oluyor. Bizim etkinliğimiz gece gündüz devam eden bir etkinlik o yüzden de insanların deneyimini kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER