ANKA Haber Ajansı'ndan Fahrettin Öztürk'ün aktardığına göre; şarkıcı Yıldız Tilbe, sosyal medya hesabında 12 Mart’ta yaptığı “Saldıran köpek gruplarına bulundukları bölgenin halkı zehirli et versin, hepsi gebersin, insan parçalamak nedir ya” paylaşımı nedeniyle tepki çekmişti. Tilbe, bu süreçte kendisine yönelik hakaret ve tehdit içerikli paylaşımlar yapıldığı gerekçesiyle avukatı Handan Bakbak ile İstanbul Adliyesi'ne gelerek suç duyurusunda bulundu. Yıldız Tilbe, suç duyurusunun ardından şunları söyledi:
'İNSAN HAYATININ ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'
İnsan hayatının önemli olduğunu düşünüyorum. Allah önce insanı yaratmış, her şeyi de insan için yaratmış. Ben, parçalanan çocukları gördüğümde, 300 tane yaklaşık, birinin yüzü yok, birinin gözü yok, birinin kolu yok, bacağı yok, çok etkilendiğim için saldırgan köpekler için birkaç cümle ettim. Müslüman olduğum için, -bizde insan ölür, hayvan geberir- ‘gebersin’ dedim. Bu kelime yüzünden çok üstüme gelindi. O zaman uyutulsun.
'SALDIRGAN KÖPEKLER İTLAF EDİLMELİDİR'
Çocuklar sokakta rahat gezsin. Yaşlılar camiye sabah rahat gitsin. Köylüler tarlasına giderken parçalanıyor, rahat gitsinler. Çocuklar parklarda oynasın. Diğer köpekler de rehabilite ediliyorsa edilsin. Kör gezdiren köpekler var, yaşlı bakan, gazete getiren; eğitilsin, insana faydalı hale getirilsin. Buna hepimiz razıyız ama parçalayan köpekler, yine söylüyorum, itlaf edilmelidir. Çünkü vahşilerdir. O yüzden çocukların ve insanların yaşamda önceliği olduğunu düşünüyorum.
'İNSANA ZARAR VEREN HİÇBİR CANLININ YAŞAM HAKKI YOKTUR'
Ben çok hakaret yedim gerçekten, hayatımda duymadığım küfürler yedim. Ne annem ne babam ne vücudum ne kişiliğim ne sanatım hiçbir şey bırakmadılar. O yüzden çok gücüme gitti. Aslında geçecektim bu olayı ama bu kadar hakareti neden yiyeyim ki ben? İnsanı savunduğum için mi? ‘Çocukları, yaşlıları köpekler parçalamasın’ dediğim için mi? Köpeklere de bakılsın, vahşi olmasın, saldırmasınlar. Ben bunu söylüyorum. Yoksa her canlının yaşam hakkı vardır. İnsana zarar veren hiçbir canlının yaşam hakkı yoktur. Bu akrep olur, çıyan olur, yılan olur, dağdan inen ayı olur, domuz olur. Ne olursa olsun öncelik insanın olmalı.
'HAYVANLARA DA MERHAMET EDİLMELİ'
İnsan hayatı kutsaldır. Hayvanlara da merhamet edilmeli. Yazık onlara da. Onlara da günah. Niye insanları parçalasınlar, niye öldürülsünler. Eğitimli olsunlar, evcil olsunlar, bakılsınlar; böyle düşünüyorum. Başka bir niyetim yoktu. Ben hak etmedim. Bana ‘katil’ diyorlar. Çok ağladım. Günlerce ağladım. En sonunda da yasal olarak hakkımı aramaya karar verdim. Çünkü bu insanlar, ben ‘vahşi hayvanlar ortadan kaldırılsın’ dediğim için akıl sağlığıma kadar beni sorgulamaya çalışıyor. Bunu yapan da avukat. Çok ayıp. Sizin de çocuğunuzu parçalayabilir bir köpek. Teyzeniz, anneniz, bir akrabanız... Böyle olmamalı. Biz, el ele verip bu ülkede yaşayan aklı başında insanlar olarak çözüm bulmalıyız. Ne ise bu yapılmalıdır. Herkes de rahat etmeli. Herkes aynı değil ki herkes köpek sevmez ki. Herkesin hayvan sevgisi başkadır.
'BU BİR SOSYAL LİNÇTİR, ÇALIŞMA HAYATINDAN YOKSUN BIRAKMA AMAÇLIDIR'
Tilbe’nin avukatı Handan Bakbak da “Evrensel bir kuraldır; bütün evrende üstün olan çocuğun hukuki yararıdır. Çocuk her yerde üstün hukuki yararı olan, korunması gereken, her zaman hak önceliği olan bir varlıktır. Yıldız Hanım’ın tepkisinin de bu çıkış noktası vardır. Bütün bu süreç tamamıyla haksızdır. Herkesin düşünmesini, sosyal medyayı kötü amacıyla hakları ihlal edecek şekilde kullanmamalarını da önemle vurgulamak isterim. Bu bir sosyal linçtir. Çalışma hürriyetinden de yoksun bırakmaya amaçlıdır" dedi.