Benim alanım ekonomi değil. Ama, Merkez Bankası’nın faiz indirimi hakkında Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın yazısı önemliydi. Fırat, “Neden faiz indiriliyor?” sorusunun peşine düşmüş ve bunu “Cumhurbaşkanlığı’ndaki üst düzey kaynaklara sordum” demişti.
Yazının iki sorunu vardı.
İlk problem, Merkez Bankası’nın faiz kararını Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasıydı. Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan daha Salı günü grup toplantısının ardından Merkez Bankası bağımsız demişti.
Faiz Kararını Neden Cumhurbaşkanlığı Açıkladı?
O zaman Hande Fırat, faizin neye göre indirildiğini neden Merkez Bankası kaynaklarına sormamıştı?
İkincisi ise yazıda Hande Fırat sadece “elçi” rolündeydi. Yazıda açıklamayı sorgulama tarafı bariz bir şekilde eksikti. Tüm bunlar da gösteriyor ki Hande Fırat bir sorunun peşine düşmekten çok, Cumhurbaşkanlığı’nın faiz politikasını anlatmak için seçtiği biriydi.
Hande Fırat’ın yazısında dokuz madde vardı.
Önce çıkan noktalardan biri faiz indiriminin 2023 seçimlerine yönelik yapılmasıydı. Bu, açık açık yazılmıştı. Yani Merkez Bankası iktidarın seçim kampanyasına yönelik hareket ediyordu.
Fırat’ın “üst düzey” kaynaklarından aktardığına göre “iktidar, 2023 seçimlerine yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranlarıyla gitmek istemiyor. Yatırımları arttırarak, işsizliğin azaltılması amaçlanıyor.”
İmkansız Denklem
Gerekçesi ise şu: Yüksek büyüme oranı ve ihracattaki artış. Tabii ki bu “artışlar” yazıda bir bağlama oturtulmamış. Örneğin, cari denge son dönemde fazla belki verdi ama 12 aya bakıldığına cari dengenin ekside kalacağı biliniyor.
Ekonomistler zaten hem büyümenin, hem cari dengenin hem de işsizlik sorununun beraber yürütülemeyeceğini söylüyor. Özellikle Türkiye’deki üretimin ithalata bağımlılığı göz önüne alındığında. Çünkü büyüme beraberinde ithalatı, yani cari denge açığını getirir.
Aslında Hande Fırat’ın kaynaklarından önce Erdoğan son grup toplantısında faiz indiriminin gerekçesini, indirimden önce anlatmıştı. TÜSİAD üzerinden işverenlere yüklendiği bölümünde “Hani sen düşük faizle kredi istiyordun. Hadi gel al. Neden almıyorsun? Ben bu iş adamlarını da anlamıyorum. Eğer sen iş adamıysan yatırımdan yanaysan buyrun size kredi. Düşük faizle. Alın krediyi ve yatırım yapın. Ben sizden yatırım istiyorum, ihracat istiyorum, istihdam istiyorum, hadi gelin bunları yapın” demişti
Yani Erdoğan da belli ki Fırat’ın kaynaklarının ima ettiği gibi 2023’te bu tarz ekonomik bir durumda kaybedeceğini bile bile bir seçime gitmek istemiyor. Düşük faiz sağlarsa, istihdamın ve yatırımın artacağını, işsizliğin düşeceğine inanıyor. Ama düşük enflasyonun bu kadar altında faizin piyasada yaratacağı kırılganlığa ve işveren için öngörülemezliğin yarattığı soruna o kadar da önem vermiyor veya anlamıyor.
İktidara Yakın Medyanın Faiz Sessizliği
İşin başka ilginç bir yanı da iktidara yakın medyada bile son faiz indiriminin savunulamaması oldu.
İktidara yakın medyanın neredeyse hepsinde faiz indirimi kararı birinci sayfada bir iki cümleyle verilmişti. İç sayfalarda biraz detaylandırıldı ancak Hürriyet ve Sabah dışında köşe yazarları bu konuya değinmedi bile.
Yeni Şafak buna önemli bir örnek. Mart’taki son faiz artırımının ardından “Bu operasyonu kime çektiniz?” manşetiyle çıkmış, ardından Naci Ağbal görevden alınmıştı. Yerine Yeni Şafak yazarı Şahap Kavcıoğlu getirilmişti. Ekim’de faiz 200 baz puan indirildiğinde de gazetenin başlığı iddialıydı: “Ekonomiye Can Suyu”. Şimdi ise gazete “Üretim için bir puan daha” demekle yetindi.
Tek Eleştiri Sabah’ta Yayımlandı
Hiçbir gazetede döviz kurlarındaki sıçramanın yarattığı kaos yer almadı. Hatta Sabah gazetesinin birinci sayfasında Merkez Bankası’nın faiz kararına yer bile verilmedi. Ancak buna rağmen tek eleştirel yazı da bu gazetede yer aldı. Yazıyı yazan Dilek Güngör’dü.
Dilek Güngör kararı dolaylı yoldan eleştirdi. “Faiz kararının doğruluğu, yanlışlığından bağımsız söylüyorum” diyen Güngör kararın yarattığı kaosun ekonomi için iyi olmadığını anlattı.
Elvan Sustu, Nebati Savundu
Hande Fırat’ın kaynaklarından sonra kararı savunan başka bir isim daha vardı. O da Cumhurbaşkanı tarafından atanan birisiydi: Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati. Kendisinin yakın zamanda Berat Albayrak ile fotoğrafları ortaya çıkmıştı.
Nebati, AKP İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi’nin “Ekonomi Buluşmaları”nda konuştu. Merkez Bankası’nın faiz kararını savundu. Cumhurbaşkanlığı tam kadro faiz indirimini savunurken Nebati’nin yardımcısı olduğu Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ise sessizdi.
Elvan’ın Konuşması İstifa Mıydı?
Elvan, son konuşmasında Merkez Bankası’na enflasyon ile mücadele görevini hatırlattıktan sonra Erdoğan’ın hedefi haline gelmişti. Erdoğan’ın “faizi savunanla beraber olmam” sözünün doğrudan muhataplarından biriydi. Çünkü konuşmasında açıkça “Enflasyon sonuç, Faiz sebeptir” demişti, yani Erdoğan’ın teorisinin tam tersini.
Küçük bir parantez açarsak Elvan’ın daha önce istifa etmek istediği ancak bunun kabul edilmediği yazılmıştı. Berat Albayrak’ın istifasını bir türlü teyit etmeyen İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise bu haberi jet hızıyla yalanlamıştı. Ancak, Elvan konuşmasında sanki kamuoyuna açık bir şekilde istifasını sunuyordu.
Nureddin Nebati’nin Tarafı Belli
Nebati öncelikle “faiz baskısını azaltacak tedbirler aldık ve faiz baskısının azalmasıyla beraber attığımız her adımla güçlenerek yolumuza devam edeceğiz” dedi. Hande Fırat’ın kaynaklarına benzer bir söylemdi bu.
Sonrası adeta ekonomi teorilerine bir baş kaldırıydı: “Bize öğretilmiş temel bir şey var, ‘Efendim faiz, manşet enflasyonun üstünde olması lazım’. Acaba dünyada bize manşet enflasyonun üzerinde faiz uygulayın diyenler, hangi oranları kullanıyorlar?”
“Biz yeni bir şey söylüyoruz” diye de ekledi: “Bu yeni söylediğimiz şeyin de bir altyapısı var, karşılığı var. Bizim için önemli olan birilerinin ne söylediği değil.” Yeni olan herhalde Erdoğanist ekonomi görüşüydü. Ama, daha önce de dediğim gibi benim alanım ekonomi değil.
Tüm Bunlar Ne Anlatıyor?
Birincisi... Erdoğan’ın dediği gibi Merkez Bankası bağımsız değil – ki bu zaten sürpriz değildi sanırım. Hande Fırat’a konuşan kaynakların da adını koyabiliriz herhalde. Çünkü bu konularda öne çıkan iki isim var: Yiğit Bulut ve Cemil Ertem.
Hatırlarsanız Yiğit Bulut, Kavcıoğlu göreve geldiğinde seçimin ne kadar doğru olduğunu anlatmak için arkasındaki Türkiye Bayrağı fonuyla kanal kanal gezmişti. Cemil Ertem de kamu bankalarının faiz indirimlerini paylaşan isimdi.
İkincisi... Merkez Bankası’nın kararları iktidarın seçim kampanyası olarak belirleniyor, resmi açıklama bile bu yönde. Yani iktidar düşük faizle ekonomik sorunları çözmeye çalışıyor ve bunun seçimde kendisine yarayacağını düşünüyor. Ancak bu kararların yol açtığı kaosun neden-sonuç ilişkisini ya anlamıyor ya da aslında kaostan oluşan ranta bir kılıf buluyor sadece.
Üçüncüsü... İktidara yakın medyanın gösterdiğine göre faiz indirimini artık o cenahtan da zorunda olmadıkça savunabilen çok insan kalmadı.
Dördüncüsü... Büyük ihtimalle Nureddin Nebati bir sonraki Hazine ve Maliye Bakanı olacak.
Bunun da göstergesi, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın Erdoğan’ın tersi söylemlerde bulunurken, kendisinin yardımcısı olan Nebati’nin Elvan’ın tersi, yani Erdoğan’ı destekleyici konuşması. Tabii arka planda Berat Albayrak ile verdiği fotoğrafı ve Elvan’ın aslında istifa etmek istediği haberlerini de unutmamak lazım.