Milli Güvenlik Kurulu (MGK), 28 Mayıs'ta seçimin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında ilk kez toplandı. Saat 16.00'da başlayan toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Musa Avsever ile kuvvet komutanları katıldı.
Daha önce Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı sıfatıyla katılan Hakan Fidan Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı sıfatıyla bulunan Yaşar Güler Milli Savunma Bakanı, İbrahim Kalın ise MİT Başkanı olarak toplantıda yer aldı.
MGK'de alınan kararlar şu şekilde:
1. Türkiye Cumhuriyeti'nin geride bıraktığımız yüzyılda karşı karşıya kaldığı sınamaların, milletimizin demokrasiye olan inancı ile istiklal ve istikbal mücadelesindeki azmini kesinleştirirken devletimizin temellerini daha da sağlamlaştırdığı belirtilmiş; Türkiye yüzyılının keskinleştirirken devletimizin başlangıcı olan yeni dönemde de ülkemizin güvenliğini, huzurunu ve refahını sağlamaya yönelik adımların aynı kararlılıkla atılmasına devam edileceği vurgulanmıştır.
2. PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuştur.
3. Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazası ile kalıcı barış ve istikrarın tesisinin terör örgütlerinden temizlenmesi ile mümkün olacağı belirtilmiştir.
Çatışmalardan kaçan Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde yurtlarına dönerek hayatlarını huzur ve refah içinde idame ettirebilmesi için gösterilen gayretlere katkı sağlayacak uluslararası iş birliğinin önemine dikkat çekilmiştir.
4. Kosova'da artan gerilimin, bölgedeki hassas dengeleri bozabilecek bir krize dönüşmesine fırsat verilmemesi maksadıyla diyalog ve istişare süreçleri devam ederken ülkemiz tarafından bölgeye verilen desteğin önemi vurgulanmıştır.
5. Rusya ile Ukrayna arasında süren savaşın bölgeye yönelik riskleri artıran etkileri üzerinde durulmuş Türkiye'nin, çatışmalara son verilerek barış görüşmelerine başlanması ve küresel gıda güvenliğinin sağlanması çabalarına katkı sunmaya devam edeceği belirtilmiştir.
6. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki diyalog sürecinde kaydedilen ilerlemeden memnuniyet duyulduğu ifade edilmiş; hakkaniyete uygun bir çözümün hem Kafkasya'da kalıcı barışın tesisine esas teşkil edeceği hem de küresel istikrara önemli katkılar sağlayacağına işaret edilmiştir.
7. Sudan'da çatışan taraflar, bir an evvel kalıcı ateşkes ilan ederek geçiş sürecinin kazanımlarını korumaya ve meseleleri uzlaşma yoluyla çözüme kavuşturmaya davet edilmiş; Türkiye'nin Sudan'da barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik tüm çabalara bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği vermeye hazır olduğunun altı çizilmiştir.