BIST 100 9.368 DOLAR 34,52 EURO 36,18 ALTIN 2.965,07
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Atatürk'ün asıl niteliği

Yıl: 1937

Bir akşam, sofrasında sık sık misafir ettiği Behçet Kemal Çağlar'a dönerek Atatürk:

- "Sen çabuk şiir yazarsın. Şu içerideki odaya çekil, bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz" dedi.

Behçet Bey hemen odaya geçti; aradan yarım saat geçmeden bir manzume ile döndü. Atatürk:

"Oku bakalım" dedi.

Behçet Kemal Bey, mısralarını ses değerini vurgulayarak, canlı ve sevimli bir okuyuşla manzumeyi okumaya başladı. Manzumede Atatürk'ün yiğitliği, zaferleri ve devrimleri bir bir dile geliyordu. Ancak her zaman Behçet Bey'e iltifat eden Atatürk durakladı, yüzünde hissedilir bir hoşnutsuzluk belirdi.

"Behçet Bey, olmamış" dedi. "Benim asıl bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın"

Herkes şaşkına dönmüştü. Yazılmayan o nitelik ne olabilirdi?

Sofradakileri fazla bekletmedi ve devam etti:

"Benim asıl niteliğim, öğretmenliğimdir. Ben milletimin öğretmeniyim, bunu yazmamışsın"

Sofrada bulunan ve öğretmenin misyonuna inanan biri olan öğretmen Sadi Irmak Bey’in, heyecan ve gururdan göğsü kabardı, ağlayacak gibi oldu. Atatürk'ün elini öpmek istedi. Öğretmene böyle bir yüce saygıyı en yüce bir ağızdan işitiyordu...