BIST 100 9.659 DOLAR 37,95 EURO 41,01 ALTIN 3.804,01
10° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Montella’nın Sistemsel Cesareti – Yeni Oyun Dili ve A Ligi Projeksiyonu

20 Mart 2025 tarihinde İstanbul’da oynanan Uluslar Ligi Play-Off yarı finalinde A Milli Takımımız, güçlü Macaristan’ı 3-1 mağlup ederek önemli bir avantaj elde etti. Bu karşılaşma sadece skor anlamında değil, teknik direktör Vincenzo Montella’nın sistemsel yaklaşımı, oyuncuların pozisyon esnekliği ve Türkiye’nin uluslararası futbol sahnesinde oluşturmaya başladığı yeni kimliği açısından da büyük önem taşıyor.

1. Taktiksel Yaklaşım – 4-6-0 mı, Akışkan Hücum mu?

Montella’nın son maçlarda olduğu gibi bu maçta da klasik bir “9 numara” kullanmaması çok eleştirilen ama beklenen bir durumdu. Sahte forvet ve rotasyonel hücum yapısına dayalı, ileri uçta hareketlilik esasına bağlı bir sistem tercih edildi. Hücum hattında sabit bir golcü yerine, sürekli pozisyon değiştiren oyuncular vardı. Bu yapı, Macaristan savunmasını yerleşim açısından sıkça hataya zorladı. Özellikle Kerem Aktürkoğlu’nun iç koridora ve defans hattı arasına yaptığı sayısız koşu, golleri bulmamızı sağladı diyebiliriz. 4-6-0 başladığımız maçta ikinci yarıda pivot santrfor kimliğinde Deniz Gül’ü oyuna almamız, daha etkili pozisyonlar bulmamızı sağladı diyebiliriz.

2. Takım Savunması

Milli Takımımız, takım savunması anlamında sistemsel olarak pozitif bir refleks gösteremiyor. Kompakt hareket edemiyor. Takım savunması bu anlamda en zayıf noktamız diyebiliriz. Fakat Hakan Çalhanoğlu ve Orkun Kökçü’nün kendi takımlarından alışkın olduğu takım savunması modelini normalin üzerinde iyi oynaması, zaman zaman bu oyuncuları sahanın her yerinde görmemize yol açtıysa da savunma anlamında önemliydi.

Konu savunmaya gelmişken Eren Elmalı’nın hızlı çıkışları, Abdülkerim Bardakcı’nın uzun paslardaki yüksek isabet oranı dikkat çekerken, Montella’nın yine ve yeniden Samet Akaydın tercihi bir takım tartışmaları beraberinde getirdi. Kalecimiz Uğurcan’ın maç içerisinde cesaretle sırtı dönük oyunculara verdiği kısa paslar, bu seviyede bir maça yakışmazken, milli oyuncularımızın krampon seçimini doğru yapmamaları özellikle ilk yarıda sahayı buz pistine çevirdi ve yediğimiz golde de en önemli sebeplerden biriydi.

3. Psikolojik Etki – Yeni Nesil Takımın Özgüveni

Bu galibiyet, kadrosunda büyük ölçüde genç oyuncular bulunan bir milli takımın uluslararası arenada özgüvenini artırdı. Montella, birkaç maç bu oyun düzeninde başarılı olabilirse sadece taktiksel değil, mental anlamda da bir değişim yaratmaya başlayabilir.

Oyuncuların roller arası geçişe açık olması,
Yapılan korkusuz pas trafiği,
Reaktif değil proaktif bir oyun planı tercihi
Milli Takımımızı sıradan bir rakip olmaktan çıkarıp Avrupa’nın yükselen sistem takımlarından biri hâline getirebilir.

4. A Ligi Projeksiyonu – Eğer Tur Geçilirse Ne Olur?

Eğer rövanşta da avantaj korunur ve Türkiye Uluslar Ligi A Ligi’ne yükselirse – ki ben bu oyun yapısı ile Macaristan’ın milli takımımızı asla eleyebilecek güçte bir takım olduğunu düşünmüyorum – A Ligi’nde karşılaşacağı tablo çok daha zorlu olacaktır. Ancak prestij olarak A Ligi’nde yer almamız, bu ligde boy göstermemiz, takım değerini artıracak ve takım gelişimi açısından da değerli olacaktır. Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası öncesi de puan ve puanlar toplamamız, UEFA sıralamasında üst sıralara yerleşmemize vesile olabilecektir.