BIST 100 8.946 DOLAR 34,28 EURO 37,12 ALTIN 3.063,51
15° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

"Çoçuk"

Mustafa Kemal Paşa’nın en hoşuma giden özelliklerinden birisidir yaşına bakmaksızın yanındakilere “çocuk” diye seslenmesi. Onu anarken hep ne kadar erken bu dünyadan ayrıldığını hayıflanarak düşünüyoruz. Oysa pek çok meselede olduğu gibi hayatının bir gün sona ereceğini biliyordu. Kendisinden sonrasına da hazır bir ülke bırakmaktı amacı. Bu nedenle çocuklara ve gençlere bayram hediye etti. Sadece kutlanması için değil bayramın nedenini de detaylı bir biçimde tekrar tekrar gözden geçirmeleri için.

Osmanlı Devleti itilaf devletlerince işgal edilince 23 Nisan 1920’de bu işgale karşı direnmek için Büyük Millet Meclisi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ile kuruldu. 23 Nisan 1924’de bağımsızlık kazanılıp Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduktan sonra da bugün hem “Ulusal egemenlik” hem de çocuk bayramı olarak ilan edildi.

Dönem dönem ortaya çıkan ve seçmen tarafından gösterilen bilinçli tercihlerden söz ediyoruz. 31 Mart yerel seçimlerinde bunun bir örneğini daha yaşadık ve uzun uzun konuştuk. Bu özellik yani ortaya bir “tavır koyma” yeteneği Anadolu’da her zaman var oldu.

Bu coğrafyada her şey Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla başlamadı. Mustafa Kemal bu coğrafyada var olan direniş hareketlerine liderlik yaptı. Kurtuluş Savaşı bir Anadolu isyan hareketidir. Aynı zamanda da Anadolu devrimidir. Tamamen bir halk hareketidir. Kurtuluş Savaşı'na kadar Anadolu coğrafyasında bağımsızlık için neler yapılacağını konuşmak için 30 kongre toplanmıştır. Bunlardan sadece 3’ü, Sivas, Pozantı ve Afyon kongreleri Mustafa Kemal ve arkadaşlarının dahli ile toplanmıştır. Geri kalanlar müstakil direniş ve bağımsızlık mücadelesi niyetiyle yapılanlardır ve yereldir.

Kurtuluş mücadelesinin yapı taşlarından ilki 5 Kasım 1918’de Kars’ta toplanan Kars İslam Şurası toplantısıdır. 3 gün süren toplantıda kendilerinin de içinde yer aldığı bir sınır çizerek “Türk ordusunun çekilmesi halinde” bu sınırlar içinde kalan bölgeyi korumak ve yönetmek için merkezi Kars’ta bulunan bir hükümet kurulması kararı alınmıştır. 23 Şubat 1919’te Birinci Trabzon Kongresi toplanmıştır. Bu toplantıya kadar Kars ve Ardahan’da 6 kongre gerçekleşmiştir. 2. Trabzon Kongresi ise 22 Mayıs 1919’da toplanmıştır. 1. Trabzon Kongresi'ne katıldıkları için Trabzon Valisi Süleyman Necmi ile Polis Müdürü Refik Koraltan Damat Ferit Paşa tarafından görevlerinden alınmıştır. Kurtuluş Savaşı sürecinin en son toplanan kongre Pozantı’da 5 Ağustos ve 8 Ekim 1920 tarihlerinde 2 kez gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis Başkanı sıfatıyla katıldığı ilk ve tek kongredir. Pozantı Kongresi işgalcilere Anadolu’daki direncin ruhunu göstermesi açısından çok önemli bir görev yerine getirmiştir.

1919 ve 1920 tarihlerinde Edirne’de 2, Lüleburgaz’da ise bir kongre toplanır. Bu kongrelerde Trakya’nın “Türk yurdu” olduğu ve Trakyalıların yurtlarını savunmaya hazır oldukları ilan edilir. Trakya’dan gelen bu haber ile Misakı Milli sınırlarının hatları da bağımsız olarak ortaya çıkan örgütlenmelerle belirlenmiş olur.

Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi'ne sıradan bir Erzurum delegesi olarak katılır. Bu 30 kongreye katılanlar hep temsil nitelikleri olan ve yine katılımcı yöntemlerle belirlenmiş isimlerden oluşur.

Dünyadaki ulusal bağımsızlık mücadelesine komutanlık yapan tek meclis olan Büyük Millet Meclisi’nin önüne 8 Şubat 1921 tarihinde Türkiye adı eklendi.

Bugün ucube olduğu net ortaya çıkan cumhurbaşkanlığı sistemiyle hemen hemen devreden çıkan sadece “kutlama törenlerinde kullanılan bir mekân” halini alan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kıymetini ve mirasını çok kısa özetle anlatmaya çalıştım. Anadolu’nun her köşesinde ortaya çıkan işgale direnme ve bağımsızlık mücadelesi verme refleksinin büyük bedeller ödenerek somut hale geldiği mekândır TBMM. Ve tüm bu mücadele katılımcılıkla yürütülmüş, Mustafa Kemal’in liderliğiyle bağımsızlık mücadelesi sonrasında da TBMM olarak somut bir hal almıştır.

“Çocuk bayramı” romantizmine çok fazla kapılarak TBMM’nin, ulusal egemenliğin anlamını yitirmemek lazım. İlginizi çekmesi için burada çok küçük bir özet geçtim süreci. Merak edip lütfen detaylarını da okuyun. Anadolu insanını da tanımanıza yardımcı olacaktır bu mücadelenin içinde barındırdığı öyküler…

Bu bayram kutlanması gereken bir bayramdır, kutlu olsun…