BIST 100 9.577 DOLAR 33,98 EURO 37,84 ALTIN 2.820,36
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Yerli ve milli sosyal medya

Gün boyu X’e her girdiğimde Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un söylediği, “Yerli ve milli sosyal medya platformları üretmemiz gerekiyor” sözü karşıma çıktı.

İktidarı destekleyen sosyal medya kullanıcılarının, “ya doğru da yapamayız ki, rekabet edemeyiz” dediğini, muhaliflerin ise alaycı bir tavırla “yerli ve milli olsun da sansür uygulayın” eleştirilerini gördüm.

Ne ile karşı karşıyayız?

Milattan önce 8. yüzyıla kadar tarihi olan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde dahi katıldığımız, en eski spor organizasyonu Olimpiyat Oyunları’nın Avrupa’nın göbeği Paris’teki açılışında LGBT propagandası uğruna Hristiyanlık ile alay edildi. Oyunlarda İtalya Başbakanı’nı bile isyan ettiren LGBT’li boksörün kadın olarak müsabaka izni almadı olayı yaşandı.

Senarist arkadaşım Netflix’e proje kabul ettirmeye çalışırken kendisine, “Cinsel yönelim konusunu olumlu yönde işlemeniz gerekiyor” dendiğini bana anlatırken çok üzgündü.

Daha önce çalıştığım bir TV kanalında “Kudüs ve Filistin Davamız” diye bir yayın yaptım diye kanalın bir daha hiçbir videosunu YouTube önermedi ve topluluk kuralı ihlali verdi.

İnstagram fenomenlerinin nasıl kara para akladığının, vergi kaçakçılığının nasıl yapıldığının, oradaki algoritmanın da nasıl yukarıdaki örneklerle aynı işlediği ve tamamen tüketim üzerine çalıştığı da malum. Son olarak da Haniyye’ye rahmet okuyan her paylaşım kaldırıldı. Aynı sahipliği olan Facebook da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın canlı yayınını kaldırdığını yaşadık.

Dijital mecrada haber yayıncılığı yapmak için “Özgür gazetecilere” fon veren Batılı ülkeler ve küresel şirketlerin şartlarını çok yakından biliyorum.

Cinsel yönelim konusu işlenecek, Ermeni konusu işlenecek, Kürt meselesinin ayrılıkçı görüşlerine yer verilecek, bu ara ABD seçimlerinde Trump desteklenmeyecek, Putin karşıtlığı yapılacak vesaire…

Ne olmalı?

Olimpiyatlarda yaşanan bu rezilliğe susmayacak bir Batı kamuoyu, Batılı liderler.

Tabii’yi kurduk ve büyütüyoruz. Daha da büyüteceğiz. İyi ve kaliteli içerikleri üretmeliyiz.

Dijitalde bu dayatmaya karşı duracak ve haber yayıncılığı yapacak gazeteciler. Bu gazeteciler desteklenmeli… Özellikle sizler tarafından desteklenmeli. Diğerlerinin etkileşiminin üzerinde etkileşim almalı ki şevkleri kırılmamalı. Algoritmaya karşı galip gelmeli.

Ve tabii ki yerli ve milli sosyal medya.

Yukarıdaki örneklerle gördük ki sosyal medyada biz zaten sansüre ve sömürüye uğruyoruz. Onlar dünyayı sömürürken ve sansürlerken ecdadımız barış yurdunu kurdu ve sömürmedi. Biz ne yapıyoruz?