Sevgili meslektaşlarım ne ettiysek kendimize ettik ve işin içine ettik!

Doğruya doğru! Yanlışa yanlış!

Hızlı haber, özgün yorum, siyasetten arındırılmış sermaye yapısı.

Medyamızı birlikte bataklığa sürükledik ve batırdık. Bunu düzeltmemiz lazım. Ben kendi inandığım doğrularla özgürce kendi alanımda yapıyorum ama birlikte bunu başarmalıyız.

İktidarın da muhalefetin de güdümünde yürüyen bu medya düzenine alışırsak, doğruları da yanlışları da kendi kendimize sansürler ve karnımızdan konuşursak bugün tiyatro olan ülke gündeminin dışında ciddi bir olayla karşılaştığımızda uyuşmuş reflekslerimiz ile her şeyi tehlikeye atarız.

Bir taraf diğerinden iyi değil. Bakın herkesin tarafı olur. Olmalıdır da. Ama bu işi yaparken adil olmak gerekir. Bu meslek taraf olarak da çok iyi yapılabilir ama adil olmazsak ve hakkı gizlersek sandığımızdan daha çok şeyi kaybederiz.

Reytinglerdeki toplam düşüşün sebebi yalnızca teknolojinin gelişmesi değil. Ana kanallarda prime time’ı tamamen kapatan diziler var. Bir tane ilmi, siyasi, fikri program hatrı sayılır prodüksiyon maliyetiyle yok. Eğlence işleri hala 25 yıl öncesinin yüzleriyle ve eski formatlarla.

Haber kanallarının tamamında her şey aynı. Bir konu ile 4 saatlik tartışma programları bitiriliyor. Tek bir konu ile. Hem de kanalların yarısında aynı konu, diğer tarafınkilerde de aynı konu.

Burada KRT’ye teşekkür ediyorum. Bana tamamen özgürlük ve her konuyu konuşturma hakkı verdiği için. “Moderasyonun tarafsız kalması bizim için önemli” demek dışında hiçbir şey duymadım.

Reyting uğruna her kesim kendi popülistini ekrana çıkartıp nutuk attırıp Erdoğan’a ya da CHP’ye küfür ettiriyor. Sığınmacılara, Kürtlere, Kemalistlere, muhafazakarlara, Diyanete, ülkücülere, liberallere… herkese küfür edecek bir popülist bulup reyting yapmayı bırakalım artık. Adam akıllı konuları tartışacaksak bu formatı yapalım, yoksa bırakalım.

Spor programlarını çok önemserim. Futbol sadece bir endüstri değil, aynı zamanda geldiği noktada bilimsel metotlarla yürüyen bir profesyonel alandır. Bu bilimselliğin de uzmanları vardır. Onları dinlerken çok keyif alıyorum ve çok şey öğreniyorum. Ama hızla büyüyen bu programlar ve mecralarda bu ara bir yazılı olmayan kural ortaya çıktı. “Futbol programlarında konuşanların futbolla alakası olmasın goy goy yapsın.” Yayıncılığın her türlüsünün izleyiciyi eğlendirmek gibi bir gereği vardır ama asli görev topluma faydalı olmaktır bence. İşi bu kadar ayağa düşürmemek gerekir.

Bu yazıda sadece TV yayıncılığının görünen kısmıyla ilgili bazı can sıkıcı taraflarını sizlere anlattım. Arkada binlerce emektar var ve onların da sıkıntıları var. Bir gün onlara da değinirim.