Bu öngörülerim İstanbul’daki ‘’genel seçim havasındaki’’ yarış için kesinlikle geçerli değildir.
AK Parti’nin ülke geneli oy kabı yaşayacağını ama belediye sayısı olarak dramatik bir düşüş yaşamayacağını, kalelerinde oy kaybı yaşayıp CHP’nin kalelerinde oylarını artıracağını düşünüyorum.
MHP’nin oyunu tutacağını ve belediye sayısı olarak büyük kazanımlar elde edeceğini, İYİ Parti’nin genel oyunu bir iki puan düşüreceğini ama CHP ile ittifak yaptığı 2019 seçiminden çok daha fazla belediye kazanacağını öngörüyorum.
CHP’nin kıyılarda ve büyükşehirlerde gücünü koruyacağını ama CHP içi kavganın ve gönül kırgınlıklarının bedelini ödeyeceğini söyleyebilirim.
Dem Parti doğuda oy arttırır. Büyükşehirlerde Türk soluna kaybettiği oyları da geri alır ama onlar için de soru işareti İstanbul.
Seçimin sürpriz partileri Zafer ve Yeniden Refah olacak. 3 büyükşehir için oy patlaması beklemediğim bu iki partinin Türkiye geneli oyları çok yükselecek. YRP’nin önemli sayıda Anadolu’da belediye kazanabileceğini de düşünüyorum.
Gelecek, DEVA ve Memleket Partisi’nin yüzde 1’in altında kalacağını, Saadet’in ise 1 ile 1,5 arasında oy alacağını öngörüyorum.
He İstanbul mu? Onunla ilgili birçok yorum yapılabilir. Yapmamamız gereken tek şeyse anketlere bakmak. Evet taraflarla konuştuğumda tablo kafa kafaya. İmamoğlı’nun dağılmış ittifaka rağmen başarısı ortada. AK Parti’nin avantajları da bariz. Dem’in etkili olacağı kesin. İBB’nin reklam alanlarında Mehmet Altınöz panolarını görüyoruz. İmamoğlu açısından çok mantıklı.
Ankara benim açımdan net. Mansur Yavaş kazanır. Oyu partisinin çok üzerinde ve iddiası da öyle.
Bedelli askerlikle ilgili açıklaması, Burcu Köksal’a alamadığı tavır, oluşturamadığı ittifak, aday belirleme sürecinde çıkan tartışmalar, Kur’an kursları ile ilgili düşünceleri, Hamas’a ‘terör örgütü’ deyip sonra demedim demesi ama görüntülerinin dolaşması gibi aklıma ilk gelen şeyleri söyledim. Ayrıca kendisiyle yayın yaptığımda herkesin fark ettiği tavırları ve Gazeteci Deniz Zeyrek ile girdiği diyalog da malum.
Son olarak da Sayın İmamoğlu’nun ittifak dağıldıktan sonra binbir uğraş ile ikna etmeye, muhalif cephede tutmaya, bu cephede durmanın yolunun ‘’İstanbul İttifakı ve İmamoğlu’na oy vermek olduğunu’’ söyleye söyleye oylarını yüzde 40’ların üzerinde tutmayı sağladığı İYİ Parti’ye söylediği söz…
“Geçen seçim MYK’da Manisa ve Denizli’ye fedakârlık düşer dediler. İllerinizi İYİ Parti’ye veriyoruz dediler. Yapmayın, etmeyin dedik. Ağladık, bağrımıza taş bastık ama yine de gidip üç kere İYİ Parti’ye oy bastım.”
Yukarıdaki cümleleri söylemiş Sayın Özgür Özel. Şimdi İYİ Partililerden ağlaya ağlaya, bağrına taş basarak oy isteyecek İmamoğlu. Halbuki İYİ Partili seçmenin çoğu güle oynaya da oy verebilirdi.