Yavuz Değirmenci daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu sözlerle seslenmişti:
Sayın Cumhurbaşkanının bizi duyacağına ve gereğini yapacağına dair hiçbir ümidim yok ama kayda geçmesi için söylüyorum; ya siz Pelikan Terör Örgütünü bitireceksiniz ya onlarla birlikte siyasi hayatınızın bitişine şahit olacaksınız. Eski bir kardeşiniz olarak sizi uyarıyorum.
Geçmişte AK Parti’den milletvekili adayı da olan AK Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu eski üyesi Yavuz Değirmenci istifa mektubunda şunları yazdı:
İlk başladığım noktadayım.
Rahmetli babamla birlikte Refah Partisi seçim çalışmalarına katıldığımda sene 1991 ve ben 11 yaşındaydım.
28 Şubat süreci adı verilen o karanlık dönemde, Türkiye derecesi yaparak kazandığım bir üniversitede öğrenci iken özgürlük ve adalet için yapılan demokratik eylemlere katıldım.
2001 yılında büyük bir heyecan, coşku ile Bismillah dedik Ak Partimize.
İstanbul teşkilatı bünyesinde Gençlik Kolları, İl Yönetim Kurulu üyeliği, İstanbul Milletvekili adaylığı olmak üzere resmi ve gönüllü bir çok hizmette bulundum.
Allah şahit sahip olduğum sorumluluğun hakkını vermek için hiçbir menfaat beklemeden elimden gelen gayreti gösterdim.
En zor ve riskli zamanlarda bile sonunu düşünmeden öne atıldım, milli iradenin hukukunu savunmak için yapılması gereken ne varsa yapmaya gayret ettim.
En son 15 Temmuz gecesi ölüme meydan okuyarak Cumhurbaşkanımızın yanında alçak FETÖ darbesine karşı ilk andan İtibaren duruş sergiledim.
Ak Parti olarak liderimiz Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde halkımızın duasını, hakkın rızasını murad edip çalıştık.
Ülkemize önemli hizmetlerde bulunduk, köklü reformlar yaptık, hayal edilemeyecek İşler başardık.
Ancak son yıllarda partimizin kuruluş ilkelerinden büyük sapmalar gösterdiğini, ahlaki çürümenin bünyeyi sardığını üzülerek müşahede ediyor ve muhasebe ihtiyacını ısrarla dile getiriyorduk.
Partimiz adeta paralel bir yapı tarafından kuşatıldı.
Kararlar partinin tabanından tavanına doğru silsile halinde istişare edilmez samimi eleştiriler hiç bir şekilde dikkate alınmaz oldu.
Aile şirketi görüntüsü oluşmaya başladı.
Ak Parti ittifak kurduğu siyasi partiye ideolojik olarak benzemek suretiyle hem siyaseten esir hale düştü hem de çoğulcu ve özgürlükçü genetik ayarları bozulmaya mutasyona uğramaya başladı.
Ak Partimiz artık kurumsal organları tarafından yönetilemeyen, siyaset üretemeyen, toplumun, seçmenlerimizin ve üyelerimizin beklentilerine cevap veremeyen bir yapıya dönüştü.
Muhasebe çağrıları anlamsız ihraç kararlarıyla karşılık buldu.
Dolayısıyla son ana kadar beslediğimiz tüm umutlar kayboldu.
Yaşanan bu süreçlerden sonra “Yeni bir hale, yeni bir yola” ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.
Milletimizin ümitsizliğe savrulmakta olduğu bir dönemde ahlak, ehliyet ve liyakat ilkelerini gözeterek adalet, eşitlik ve kardeşliği tekrar inşa etmemiz gerektiğine inanıyorum.
Şahsen herhangi bir parti olmaktan ziyade inandığım değerler uğruna mücadele ettiğim bir dava partisi olarak telakki ettiğim, ancak kuruluş ilkelerini ve misyonunu kaybeden Ak Parti’den
İSTİFA ediyorum.
Birlikte yol yürüdüğümüz, samimiyetini, ahlakını yitirmemiş tüm kardeşlerimden ve dostlarımdan helallik diliyorum.
Niyetimiz hayır akıbetimiz hayır olsun.
Yavuz Değimenci