Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre; bir çocuk annesi Nazlı Aydın, Diyarbakır'da birlikte yaşadığı iş insanı Murat Azak tarafından 2014 yılında öldürüldü. Altı yıl gizlenen Azak iki yıl önce yakalanınca hakkında dava açıldı ve müebbet hapisle cezalandırıldı. Sanık önce İstinaf sonra Yargıtay'a temyiz başvurusu yaptı.
Murat Azak, 100 milyonluk servetini Nazlı Aydın'a verdiğini, kadının kendisinden önce iki evlilik daha yaptığını ve evlenmeden önce iki oğlunu kendisine kardeşi diye tanıttığını ileri sürdü.
“ÇOCUĞU GİZLİCE ALDIRMIŞ”
Buna rağmen kabul ettiğini, iki kez hamile kaldığını ve çocuğu kendisinden habersiz aldırdığını belirten Murat Azak, şunları öne sürdü:
– Üçüncü hamileliğinde ona lüks bir araç aldım. Sonra bu çocuğu da gizlice aldırmış. Üçüncü çocuğu aldırmamak için kendisi adına 1 milyon para yatırmamı istedi. Parayı hesabına yatırdığım halde çocuğu aldırıp kaçtı. Resmi nikâha yanaşmıyor, geceleri dışarı çıkıyordu.
“HER ŞEYİMİ ONA FEDA ETTİM”
– Beni aldattığını ve sekiz kişiyi bu şekilde dolandırdığını öğrendim. Eşim olmasını istiyordum. Onun için bütün ailemi karşıma aldım, mal varlığımı kaybettim. Olay günü bana, sevgilisi olduğunu söyleyip peşini bırakmamı istedi. Her şeyimi ona feda ettiğim için kendimi kaybettim.
Azak, cinayeti bir anlık cinnet ve öfke sonucu haksız tahrik altında işlediğini söyledi; cezasında indirim uygulanması isteyerek kararın bozulmasını talep etti.
YUMRUK ATARAK BURNUNU KIRMIŞ
Yargıtay, ikilinin gayrı resmi birliktelik yaşadığını, Nazlı Aydın'ın da aileden varlıklı olması nedeniyle sanığın kadını resmi nikâha zorladığını, buna yanaşmaması üzerine sanığın şiddet uygulamaya başladığını belirtti.
Yargıtay, sanığın ilk olarak Nazlı'nın burnunu yumrukla kırdığı için hakkında dava açıldığını, ardından kafa ve göğsünden yaraladığı için ikinci kez dava açıldığını, bu her iki dava devam ederken sanığın bu kez kadını asansör kabininde sıkıştırıp yüz; boyun ve vücuduna attığı tekmelerle yaraladığı için üçüncü kez şiddet uyguladığı için dava açılıp tutuklandığını dile getirdi.
ŞİKAYETİNİ GERİ ÇEKMİŞ
Murat Azak'ın üç ay tutuklu kalması üzerine Nazlı Aydın'ın, “Vicdanım kabul etmiyor, seni affediyorum” diyerek şikâyetini geri çekmesiyle serbest kaldığını belirtti. Yargıtay, kadının gördüğü şiddet üzerine ayrılma teklifinde bulunması üzerine sanığın şiddetin dozunu arttırdığını ifade etti.
TAKİP ETTİ, ARKADAN ÇARPTI, ÖLDÜRDÜ
Yargıtay, kadının oğlunu okuldan almaya giderken kendisini takip eden sanığı fark ettiği gibi içinde bulunduğu aracın kapılarını kilitlediğini, bu sırada okuldan çıkan oğlunun araca binemediğini, çocuğun korkup ağlamaya başlaması üzerine sanığın olay yerinden kaçtığını kaydetti.
“PAVYONA DÜŞKÜN, TRAVESTİYLE İLİŞKİSİ VAR” İDDİASI
Oğlunu eve bıraktıktan sonra ikinci kez takip edilen Nazlı'nın aracına arkadan çarparak aracı durdurduğunu ifade eden Yargıtay, sanığın araca 6 el ateş ederek Nazlı'yı öldürdüğünü belirtti. Nazlı'nın öldürüldükten sonra incelenen cep telefonunda, sanığa attığı mesaj içeriklerinde, sanığı pavyon düşkünlüğü ve bir travesti ile ilişkisi olmakla suçlayıp kendisine ait çaldığı altınlarını geri getirmesini istediği dosyada delil olarak yer aldı.
“ALDATILIP DOLANDIRILDIYSAN AYRILSAYDIN”
Yargıtay, sanığın “Beni dolandırdı, benden habersiz 3 kez çocuk aldırdı” ifadelerinin haksız tahrik oluşturmayacağının altını çizdi. Sanığın kendi rızasıyla kadına maddi imkân sağladığını, kendisini maddi olarak sömürdüğünü düşünmesine rağmen Nazlı ile birlikte olmaya devam ettiğini ve kendi isteğiyle ona ziynet eşyaları aldığını vurguladı.
Yargıtay, sanığın, Nazlı'nın önceki evliliklerini ve bu evlilikten çocukları olduğunu bildiği halde kendisiyle ısrarla yaşamaya devam ettiği için haksız tahrik şartlarının oluşmadığını vurguladı. Sanığın Nazlı ile karşılıklı küfürleşip birbirlerine hakaret ettikleri kabul edilmiş olsa da, haksız hareketin Nazlı'dan kaynaklanmadığı, kadının esasında gördüğü şiddetten kaynaklı ayrılmak istemesi üzerine öldürüldüğünü belirtti.
TAHRİK DE YOK, İYİ HAL DE
Yargıtay, sanığın aldatılma veya dolandırılma iddialarına karşı kadından ayrılma imkanı varken bunu yapmayıp cinayet işlemesinin haksız tahrik sayılamayacağını, cinayetten önce de üç kez hakkında darp ve şiddet suçundan dava açılmış olması, sabıkalı oluşu ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığından hakkında tahrikin yanı sıra iyi hal indiriminin de uygulanmayışının usul ve yasaya uygun olduğundan hükmün oy birliğiyle onanmasına karar verdi.