BIST 100 9.666 DOLAR 34,64 EURO 36,48 ALTIN 2.923,73
10° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'dan 10 büyükelçi tepkisi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'dan 10 büyükelçi tepkisi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını isteyen 10 büyükelçiye tepki gösterdi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, da, "Türkiye'de iç işlerine çok açık ve çok terbiyesizce bir müdahaledir" dedi.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını isteyen 10 büyükelçiye tepki gösterdi.

Akarca, "Bahsi geçen sayın büyükelçilerin sıradan bir şekilde değil de adeta örgütlü şekilde bir araya gelerek, toplu şekilde bildiri yayımlamış olmaları Türkiye'de bağımsız yargıyı, bağımsız yargı mensuplarını, tüm hakim ve Cumhuriyet savcılarını, yüksek yargı mensuplarını derinden yaralamış ve üzmüştür. İnfiale neden olmuştur" dedi. Akarca, resmi ziyaret kapsamında Türkiye'ye gelen Azerbaycan Cumhuriyeti Başsavcılığı Bilim-Eğitim Merkez Stratejik Planlama ve Risk Tanımlama Dairesi Başkanı Dadaşov Ferid Zemanioğlu başkanlığındaki 11 Azerbaycanlı savcıyı kabul etti.

Kabulde konuşan Akarca, Yargıtayın görev ve yetkilerine ilişkin bilgi verdi.

Azerbaycan'ın dost ve kardeş ülke olduğunu ifade eden Akarca, karşılıklı bilgi alışverişinin önemine dikkati çekti.

Gazetecilerin 10 büyükelçinin tutuklu Osman Kavala'ya ilişkin açıklamasını sorması üzerine Akarca, Türkiye'nin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyledi.

Anayasa'nın 138. maddesinin ikinci fıkrasına göre, "hiçbir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir, talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını" vurgulayan Akarca, şunları kaydetti:

"Bahsi geçen sayın büyükelçilerin sıradan bir şekilde değil de adeta örgütlü şekilde bir araya gelerek, toplu şekilde bildiri yayımlamış olmaları Türkiye'de bağımsız yargıyı, bağımsız yargı mensuplarını, tüm hakim ve Cumhuriyet savcılarını, yüksek yargı mensuplarını derinden yaralamış ve üzmüştür. İnfiale neden olmuştur. Sayın büyükelçilerin bulundukları ülkenin hukukuna da bağımsız yargının verdiği kararlara da saygılı olmasını beklemek en doğal hakkımızdır.

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 1920 yılında yaptığı konuşmada, 'Milletlerin yargı hakkı, bağımsızlığının birinci şartıdır. Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez.' demektedir. Burada bağımsız yargıya hiçbir makam, merci, güç içeride veya dışarıda tavsiye ve telkinde bulunamaz, emir ve talimat veremez. Burada bulunan sayın büyükelçilerin de diplomatik teamüllere uygun olmayan bu davranışlarından büyük ve derin üzüntü duyduğumuzu belirtmek isterim."

Kabulde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yargıtay Birinci Başkanvekili ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Eyüp Yeşil, Yargıtay Genel Sekreteri Fevzi Yıldırım, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Savcısı Bahattin Azizağaoğlu, Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Yargıtay Cumhuriyet Savcısı İlknur Altuntaş da hazır bulundu.

MECLİS BAŞKANI: TÜRKİYE'DE İÇ İŞLERİBE ÇOK AÇIK VE ÇOK TERBİYESİZCE MÜDAHALEDİR

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Osman Kavala için çağrı yapan 10 büyükelçiye tepki göstererek, "Türkiye'de iç işlerine çok açık ve çok terbiyesizce bir müdahaledir" dedi.

Tekirdağ'da Çerkezköy ilçesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TOBB tarafından desteklenen ve Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası, Trakya Kalkınma Ajansı, Çerkezköy Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği '5'inci Çerkezköy Endüstriyel Fuarı', Kapalı Pazaryeri'nde açıldı.

Açılışa katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, tutuklu bulunan Osman Kavala için 10 büyükelçinin yaptığı çağrıyı hatırlatarak, tepki gösterdi.

Türkiye'ye karşı hasmane tutum olduğunu belirten Şentop, "AİHM'nin bir kararına uyulması yönünde bir ülkeye telkinde bulunuluyor. Bu ülkeler arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmayan Amerika, Kanada ve Yeni Zelanda gibi 3 ülkede var, bu çok enteresan. Öbür taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyulması yönünde bir görüş ortaya koyuyorsanız sizin bu konuda ilkesel duruşunuza bakarız, samimiyetinizi ölçebilmek için Yunanistan Gümülcine, İskeçe'den Türk Gençler Birliği adıyla kurulan kulüplere, sivil toplum kuruluşlarına Türk ismi kullandıkları için müdahale ediyor. Bu Lozan Antlaşması'na da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırıdır. Bununla ilgili AİHM'in 10'un üzerinde verdiği karar var, Yunanistan bu kararların hiçbirisine uymamış. Şimdi AİHM kararları konusunda Türkiye'ye karışan bir hassasiyet açıklaması yapanlar, Yunanistan'ın bu 10 karara uymaması konusunda bugüne kadar açıklama, değerlendirme yapmışlar mı? Yapmamışlar. Başka Avrupa ülkelerinde de uymayanlar var, Almanya var, İngiltere var; bunlarla ilgili açıklama, değerlendirme yapılmış mı? Yapılmamış. Meselenin AİHM kararlarına uymayla ilgili bir mesele olmadığını, esasen ortadaki meselenin Türkiye'ye karşı hasmane bir tutum olduğuna kanaat getiririz" diye konuştu.

"BUGÜNE KADAR HİÇ YAŞANMADI"

Büyükelçilerin kalem aldığı bildirinin vahim olduğunu dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

"Bu bildiri içerisinde bu 10 büyükelçi diyor ki 'Türkiye derhal bir tahliye kararı vermelidir'. Bu kararı kim verecek? Mahkeme verecek. Biliyorsunuz bizim anayasamızda TBMM'de devam eden bir yargılama süreciyle ilgili soru sormak, araştırma yapmak hatta konuşma yapmak bile yargı yetkisinin kullanılmasını etkileyeceği için yasaklanmış. Milletvekilleri olarak TBMM'de bu büyükelçilerin konuşmuş olduğu davayla ilgili konuşamazken, anayasa bunu bize yasaklamışken bizim milletvekillerimize yasaklamışken, kalkıp yabancı ülkelerin büyükelçilerinin yargıya talimat verir bir şekilde derhal serbest bırakılmasının sağlanması şeklinde bir ifade ile bir bildiri kaleme almaları; Türkiye'de iç işlerine çok açık ve çok terbiyesizce bir müdahaledir. Dolayısıyla bugün bunlara karşı Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koymuş olduğu tavrı daha önce benzeri olmayan bir tavır gibi değerlendirenler, büyükelçilerin yapmış olduğu terbiyesizliğin de diplomatik anlamdaki terbiyesizliğin de bugüne kadar hiç yaşanmamış bir terbiyesizlik olduğunu görmek ve buna dikkat çekmek, bunu anlamak mecburiyetindedir. Bunu göz ardı ederek sadece konuyu sanki AİHM bağlamında bir konuymuş gibi küçülterek, daraltarak, tartışmanın Türkiye'de az önce bahsetmiş olduğum bir öz güven problemiyle ve yaşanan olayları doğru okuyamama eksikliğiyle malum olduğunu ifade etmek isterim."

"POLİTİK ENTRİKALAR ÇEVİRMEYE BAŞLADILAR"

Türkiye'nin 20 yılda yaptığı yatırımları hatırlatan Meclis Başkanı Şentop, şunları söyledi:

"Özellikle son 20 yıldır 'yerli ve milli' anlayışıyla sürdürülebilir kalkınma programı uygulayan Türkiye'nin ekonomik alanda şahlanışı, Türk firmaların rekabet gücünün uluslararası alanda artması, bu gelişmelerin Türkiye'nin uyguladığı bağımsız ve milli menfaat eksenli dış politikalara yansıması, Türkiye'ye rakip ülkeleri ürkütmüşe, daha doğrusu korkutmuşa benziyor. Bu sebeple Türkiye'nin önünü kesmek, yükselişini durdurmak için türlü türlü politik entrikalar çevirmeye başladılar. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Türkiye'ye açıktan ambargo uygulayan malum ülkeler, bu sefer örtülü ambargo ve para politikalarıyla Türkiye'ye hasmane bir tavır içine girdiler. Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması, Kanada'nın İHA ve SİHA programı için gerekli olan kamera sistemlerinin satışını yasaklaması, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede başarılı olamadığı sözde gerekçesiyle Türkiye'yi 'gri liste'ye alması esasen ülkemize yönelik büyük çaplı komplonun bir parçasıdır. Bu komployu en iyi sizin göreceğinizi düşünüyorum. Palyatif piyasa verileri ve bunlar üzerinden Türkiye ekonomisini zorda bırakmaya yönelik girişimlerini, yıllardır bu piyasanın içinde olan siz değerli iş insanlarımızın daha iyi göreceğine inanıyorum. Türkiye bütün komplo girişimlerine direnebilir ancak sizlerin desteği olduğu takdirde bu komplo girişimleri daha kolay savuşturulacaktır. Bu noktada millet ve devlet birlikteliği son derece önem arz etmektedir. Ne sizlerin ne de devletimizin dişiyle tırnağıyla kazıyarak bugüne birlikte getirdiğimiz milli sanayimizin zarar görmesine müsaade etme lüksümüz asla yoktur."