“Pek emin değilim. İşin çalınan oylar, hatalı birleştirme tutanakları vesaire kısmı tamam. Peki misal sayım bittiğinde AK Parti ile CHP arasındaki puan farkı kaç olacak. 8 puan olur mu mesela?” diyen Ersoy Dede şu eleştirileri yöneltti:
“KİBARCA SORUMLULUKLARINI KABUL EDİP MÜSAADE İSTESİNLER”
“2014’te öyleydi. Oysa şimdi, ya CHP adayının kazandığı açıklanacak ya da Binali Yıldırım kazanırsa üç-beş oy farkla kazanacak. Peki bu tablo, partinin ağır bir özeleştiri yapmasını gerektirmez mi? Bugün yaşananları tek başına ‘oylarımız çalındı’ diye anlatmak elbette mümkün. Fakat gerçek sadece bu kadar mı? Yani bu sandık manipülasyonu olmasaydı çok mu fark olacaktı? Bırakın YSK işini yapmaya devam etsin. AK Parti de kendi içindeki arızalı alanlarla yüzleşsin. Herkes nerede/nasıl bir hata yaptığının aslında farkında. Ev ziyaretleri diye partililerin evlerinde çay sohbetleri yapan, vatandaşla buluşuyoruz diye STK başkanlarıyla gün geçiren, twitter’a selfie koyacak kadar esnaf dolaşanlar kimlerse kendilerini biliyor olmalılar. Erdoğan’dan beklemesinler bence. Kibarca sorumluluklarını kabul edip müsaade istesinler. Ama isteyemezler. Çünkü sahip oldukları güç o koltukla geldi onlara. Tayyip Erdoğan yüzde 53 aldı. Liderlikte sorun yok anlayacağınız. Ama başka yerlerde problem var… Neşter gerektiren..”
“HALKTA KARŞILIĞI OLMAYAN HATTA TEPKİ DUYULAN KİMİ İSİMLER…”
Star yazarı Resul Tosun da “Seçmen AK Parti’ye ne mesaj verdi?” başlıklı yazısında “Parti tabanının nabzı, geçekçi bir şekilde genel merkeze yansıtılmamış, halkta karşılığı olmayan hatta tepki duyulan kimi isimler aday yapılmış dolayısıyla oylar artmamıştır!” ifadelerini kullandı.
Resul Tosun eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Başkanlığın kaybedildiği ve oyların azaldığı seçim bölgelerinde en yoğun tepki adaylara, belediye meclis veya il genel meclis üye adaylarına verilen tepki olmuştur. Öyle ki bazı seçim bölgelerinde bu hatalı aday belirleme sebebiyle bizzat teşkilat mensupları kendi partisi lehine çalışmamıştır!”
“METAL YORGUNLUKTAN ÖTE BİR REHAVET VE HER ŞEYİ LİDER’DEN BEKLEYİŞ”
Bir başka Star yazarı Selahaddin E. Çakırgil ise “Metal yorgunluktan öte bir rehavet ve her şeyi lider’den bekleyiş” başlıklı yazısında eleştirilerini üç başlıkta topladı.
Selahaddin E. Çakırgil’in eleştirileri şöyle:
1- Ankara’da ‘hemşehricilik’ ilkelliğinin seçimde etkili olduğu, 25 ilçeden 20’si AK Parti tarafından kazanıldığı halde, sıra, BŞ. Belediye Başkanı’na gelince seçmenlerin, Ankaralı olmayan adayı dışlayışında çok açık görülüyor. (Benzer durum, İstanbul’da da kısmen görülmüştür.)
2- Binali Yıldırım’ın kazanacağına kesin gözüyle bakan iktidar cenahında bir rehavet ve rakibi küçümseme ve ayrıca iktidar partisinin sandık müşahitlerinin de metal yorgunluktan öte, rehavet içinde oldukları, her şeyi lider’in karizmasından bekledikleri görülmüştür.
3- Birçok etnik unsurdan oluşan ülke halkının en büyük kesimine oldukça fazla vurgu yapılırken; bir basit siyasetçinin bir sözünün çok büyütülüp ona saldırılmasının, ikinci derecedeki etnik unsurun tamamına söylenmiş gibi anlaşılabileceğinin hesap edilememesi ve uslûb sertliğinin o kitleyi toptan muhalefet cenahına kaydırdığı da unutulmamalıdır.