Akşam gazetesinin manşetindeki “Avrupalı insan etine aşerdi” haberi internette de “Pes dedirten vahşilik: Yamyam burgeri” başlığıyla yayımlandı.
Sabah ve birçok internet sitesinin de kopyaladığı haberin girişinde “Dünya buğday krizini önlemeye çalışırken, Avrupa'da faaliyet gösteren bir şirket, ‘insan eti' lezzetinde hamburger ürettiğini ‘gururla' duyurdu” deniliyordu.
Habere göre, Oumph adlı bir şirket, insan etine benzediğini iddia ettiği “bitki bazlı” hamburger üretip Avrupa’da satışa sunmuştu. Şirket aynı etten döner ve kebap da üretiyordu.
Gerçekteyse bu hamburger, geçen yıl “Cadılar Bayramı”nda Stockholm’de tanıtılmıştı. “Yamyamlık” ile ilgisi olmadığı gibi, tam tersine insanları vegan ürünlere yöneltmek ve dikkat çekmek amacıyla “bir kerelik” üretilmişti. Nitekim geçen yıl Independent Türkçe, Milliyet ve Oda TV ’deki haberlerde, firmanın bu konudaki açıklamasına da yer verilmişti:
“İsveç merkezli bitki bazlı protein üreticisi Oumph, insan eti tadında bitki bazlı, vegan burger üretti. Şirket, burgerlerin üretiminin Cadılar Bayramı’ndan sonra durdurulduğunu bildirdi. İnsan eti fikri ürkütücü olsa da firma aslında bu hamleyle hayvanlardan yapılan ürünlerin kökenini sorgulatmayı amaçladı.”
“İnsan eti tadında burger” konusundaki son gelişme bu burgerin çarpıcı reklamının 20-24 Haziran'da Fransa'da düzenlenen Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali'nde “Gümüş Aslan” ödülü kazanmış olmasıydı.
Şirket yöneticisi Henrik Åkerman’ın “Misyonumuz sınırları zorlayarak insanların yemek yeme şeklini değiştirmek” sözlerinin de yer aldığı reklam ödülüne dair haber, Akşam gazetesinde gerçekler zorlanarak “Avrupalılar’ın insan etine aşerdiği” haberine dönüşmüştü. Bitki bazlı protein üreten vegan şirketi “insan eti tadında burger” üreten bir firma olarak gösteren Akşam ve bu haberi kullanan internet siteleri, “Avrupalılar”ı da insan eti yemeye meraklı “yamyamlar” olarak damgalıyordu. “Avrupalılar”ı aşağılıyor ve düşmanlaştırıyordu.
Masa başında hazırlanmış, kaynak gösterilmeyen gerçek üstü bir haberin bir gazete manşetine çıkması, internet sitelerinde de alıcı bulması üzücü. Bereket Cumhuriyet, Yeniçağ gibi siteler reklamın ödül aldığı haberini doğru bilgilerle çarpıtmadan yayımladılar.
Zaten yaygın medyada vejetaryenlik ve veganlık hakkında bilgi eksikliği ve kötü gösterme çabası gözleniyor. Örneğin bu hafta Hürriyet’te pandaların atalarının “hepçil” beslenme tarzını terkederek bambu yaprağıyla beslenmesiyle ilgili “6 milyon yıldır vejetaryen” başlıklı bir haber vardı. Haberde “otçul”luk ile “vejetaryenlik” karıştırılmıştı.
Birçok internet sitesinde ve gazetede kullanılan “Vegan anne suçlu bulundu” haberinde de “yetersiz beslenme” nedeniyle ölen 18 aylık bebeğin ölümünün tek nedeni vegan beslenme gibi gösteriliyor, veganlık karalanıyordu.
Zülal Kalkandelen ise bütün bunların aksine Cumhuriyet’te “Suçsuz bir idam mahkûmunun gözlerindeki isyan” başlıklı yazısında Kurban Bayramı’nda binlerce hayvanın kesilip yenmesindeki “zalimliğe” dikkat çekiyor; hayvanların da “yaşam hakkı” olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Cezaevlerinde virüs kumpası!
İktidar medyasında alışkanlık oldu. MİT’ten ya da diğer istihbarat kurumlarından gelen bilgi notlarını, gazeteciler bizzat kendileri izlemiş gibi göstermeden haberleştiriyorlar. Doğrulamak ya da geliştirmek için araştırmaya girişmedikleri gibi, mantık süzgecinden de geçirmeden yayımlıyorlar bu bilgi notlarını.
Sınır ötesindeki PKK yöneticilerinin öldürülmesiyle ilgili son günlerde artan haberler de bu kategoriden. Çoğu haberde bırakın kaynak göstermeyi, MİT ya da diğer istihbarat kuruluşlarının açıklaması/ bilgi notu olduğu da belirtilmiyor. Genellikle “Nefes kesen operasyon” gibi başlıklarla verilen haberler, sözcüğü sözcüğüne aynı içerikte oluyor.
Bu tür “istihbarat haberleri” arasında en çok dikkatimi çeken, Yeni Şafak’ın “FETÖ’cüler cezaevinde Kovid-19 saçtı” haberi oldu. Anlaşılması için spotunu aktarsam yeter sanırım:
“Cezaevindeki FETÖ’cüler terör suçlarını da geçici izin kapsamına aldırmak için koğuşlarda bile isteye Kovid-19 virüsü yaydı. Ortak kullanım alanlarında Kovid’li hastaların eşyalarını dolaştıran FETÖ’cüler virüsü cezaevi geneline bulaştırdı.”
Bu haber de “istihbarat raporları”na dayanıyor. Ama haberde iddiayı somutlayan ne bir isim ne bir salgının yayılmasıyla ilgili başkaca veri var. Üstelik pandemi sürecinin sonuna gelindi ve zaten terör suçlularına öyle bir izin de çıkmadı.
Gerçekten varsa böyle bir “raporu” hazırlayan istihbaratçıyı bilemem ama bunu haber yapan muhabirin, yayımlayan editörlerin iddia edilenleri mantık süzgecinden geçirmesini beklerdim.
Kaldı ki, Yeni Şafak geçen yıl da “FETÖ’cülerden hain plan: Koronavirüsü de yaymaya çalışmışlar!” başlığıyla bir haber yayımlamıştı. O haberde de “Koronavirüs olan FETÖ’cülerin kaçak olarak halkın arasına karışıp bilinçli olarak virüsü yaydığı ortaya çıktı” deniliyordu.
Tamam bu örgüt epeyce kötülük yaptı insanlara ama yine de haber yaparken ayaklar yerden kesilirse böyle sonuçlar çıkar ortaya. Velhasıl trajikomik bir habercilikle karşı karşıyayız...
Tek cümleyle:
ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: ombudsman@krttv.com.tr