"Sanatçı fabrikası" diye anılan Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD) binasının tahliye edilmesi yüzlerce vatandaş tarafından protesto edildi.
BASAD çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce Bakırköylü, BASAD’ın tahliye edilmesine karşı sesini yükseltti. Protesto sırasında, "Konağıma dokunma" sloganı atılırken, "Sanatçıların kemiklerini sızlatmayın", "Tarık Akan çok kızacak" şeklinde pankartlar açıldı.
Protesto gösterisinde; İlhan Gülek, Cihat Tamer, Gülsen Tuncer, Cezmi Baskın, İskender Doğan, Mert Asutay, Ergin Gülen, Savaş Tuğsavul gibi sanatçılar bir konuşma gerçekleştirdi.
Bina önünde BASAD Yönetim Kurulu adına açıklama yapan başkan İlhan Gülek, "Özellikle Türk tiyatrosunun, sinemasının ve müzik dünyasının en önemli isimlerinin yetiştiği ve genç kuşaklara eğitim vermeye devam eden Bakırköy Kültür-Sanat Konağı, ‘kütüphane’ yapılacağı gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce tahliye ediliyor” derken, “Bakırköy Halkevi olduğu dönemde bu binadan yetişen Üstün Asutay, Tarık Akan, Ayşen Gruda, Cem Karaca, Cihat Tamer, Ergun Köknar ve Erdoğan Sıcak’ın 1993’te kurduğu Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD), 19 yıldır hizmet verdiği ‘sanatçı fabrikası’ diye anılan binadan çıkarılacak. Şehirler binalarıyla vardır. Bunlar uygarlığın ortak kültürel miraslarıdır. Paris, Eyfel Kulesi’yle, Roma Kolezyum’la, İstanbul Galata Kulesi, Süleymaniye’yle vardır. Taksim AKM’yle, Kadıköy Süreyya Operası’yla, Bakırköy de Kültür-Sanat Konağı’yla vardır” dedi.
BİRÇOK İSMİN EMEĞİ BULUNUYOR
Söz konusu bina, Türk Tiyatrosu’na kazandırdığı sanatçılarla bir “Sanatçı Fabrikası” niteliğinde.
Şu anda 500 öğrencisi olan BASAD’ın kuruluşunda, gelişmesinde ve bugünlere ulaşmasında; Toto Karaca’dan, Necdet Mahfi Ayral’a, Münir Özkul’dan Adile Naşit’e, Göksel Arsoy’dan Belgin Doruk’a, Kenan Pars’tan Suna Pekuysal’a, Ahmet Mekin’den Tarık Akan’a, Ayşen Gruda’dan Üstün Asutay’a, Cemal Akyıldız’dan Muhsin Kut’a, Cem Karaca’dan İskender Doğan’a, Ahmet Sezgin’den Arif Şentürk’e, Halit Akçatepe’den Neşe Karaböcek’e, Sadık Şendil’den Suavi Tedü’ye birçok Bakırköylü tiyatrocu, artist, ses sanatçısı, ressam ve heykeltıraşın emeği bulunuyor.
KAYMAKAMLIK 'BOŞALTIN' DEDİ
Söz konusu bina, mülkiyetinin Hazineye ait olduğu dönemde “Kültür ve Sanat Evi” olarak kullanılmak üzere Bakırköy Belediye Başkanlığı'na tahsis edilmiş, sonrasında da; tahsis amacına uygun olarak, Bakırköylü Sanatçılar Derneği'ne kiralandı.
Ancak, dernek, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü'ne müracaat edip kira sözleşmesi yapmak için başvuru yapılsa da hiçbir dönüş olmamış, Bakırköy Kaymakamlığı'na yazılan yazı ile de derneğin binadan tahliyesi istendi.
Kaymakamlığın, derneğe yaptığı son tebligatta 2 Şubat 2022 Çarşamba günü saat 10:00'da binanın boşaltılması istendi.
BASIN AÇIKLAMASI
"Sanatçı fabrikası"nı kapatmayın başlıklı basın açıklaması şöyle:
Özellikle Türk tiyatrosunun, sinemasının ve müzik dünyasının en önemli isimlerinin yetiştiği ve genç kuşaklara eğitim vermeye devam eden Bakırköy Kültür-Sanat Konağı, kütüphane yapılacağı(!) gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce tahliye ediliyor.
Bakırköy Halkevi olduğu dönemde bu binadan yetişen Üstün Asutay, Tarık Akan, Ayşen Gruda, Cem Karaca, Cihat Tamer, Ergun Köknar ve Erdoğan Sıcak’ın 1993’te kurduğu Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD), 19 yıldır hizmet verdiği “SANATÇI FABRİKASI” diye anılan binadan çıkarılacak.
Şehirler binalarıyla vardır. Bunlar uygarlığın ortak kültürel miraslarıdır.
Paris, Eyfel Kulesi’yle, Roma Kolezyum’la, İstanbul Galata Kulesi, Süleymaniye’yle vardır.
Taksim AKM’yle, Kadıköy Süreyya Operası’yla, Bakırköy de Kültür-Sanat Konağı’yla vardır.
Bakırköy Kültür ve Sanat Konağı, büyük, köklü tarihsel ve sanatsal geçmişi nedeniyle herhangi bir bina değil, özellikle Türk Sinema ve Tiyatrosu’nun tarihsel geçmişinde en önemli okul niteliğindeki mekânlardan biridir.
Artist Fabrikası’dır.
Günümüzde de bu ruha uygun bir sergileme ve sahip olduğu koleksiyonla adeta bir “müze” binadır.
Bütün Bakırköylülerin anılarının olduğu binamız, her cemaate mensup vatandaşlarımızın da ortak buluşma noktasıdır.
Atatürk’ün kurduğu ve kapatılan Halkevleri’nin aynı ruh ve işlevle yaşayan son temsilcisidir.
Yani gelecek kuşaklara miras bırakmamız gereken eşsiz bir kültürel mirastır.
Kültür ve Turizm Bakanlığımızın anayasamızın 64. maddesindeki "Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır." maddesine uygun davranmasının zorunlu olduğunu hatırlatıyor; bu büyük hatadan dönmesini bekliyoruz.
Bakıırköylüler olarak yetkililere birkaç sorumuz var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tahliyeyle ilgili davaları kazanmış olabilir. Bizi binadan çıkarmaya, burada başka bir şey yapmaya yetkili olabilir. Ama haklı mıdır? Yetki başka haklı olmak başkadır.
'BUNA GÜCÜNÜZ YETER Mİ?'
Sayın Kültür Bakanı, bizi buradan çıkartır, bu büyük mirası yok ederseniz;
- İyi bir şey yapmış olacak mısınız?
- Doğru bir şey yapmış olacak mısınız?
- Burada eğitim gören çocuklarımıza ne diyeceksiniz?
- Buradan Münir Özkul’un perdelere sinmiş tiradlarını nasıl sileceksiniz?
- Cem Karaca’nın duvarlarda çınlayan sesini nasıl yok edeceksiniz?
- Muhsin Kut’un yağlı boya lekelerini yerlerden nasıl kazıyacaksınız?
- Üstün Asutay’ın şakalarıyla yükselen kahkahaları gökyüzünden indirebilecek misiniz?
- Miili Halk Oyuncularımızın halaylarını, barlarını, horonlarını nasıl unutturacaksınız?
- Buna gücünüz yeter mi?
Tarih yazar. İyiyi de, kötüyü de; doğruyu da yanlışı da yazar.
Lütfen bu büyük yanlıştan dönün.
Bakırköy’e ve Türkiye’ye mal olan binamızın tahliye edilmesi durumunda:
- Türk sinema ve tiyatro tarihinin geçmişiyle bağlarından biri kopartılmış olacaktır. Bu nedenle, tüm Türkiye’nin sevdiği Münir Özkul’un, Tarık Akan’ın, Cem Karaca’nın, Ayşen Gruda’nın, Suna Pekuysal’ın, Üstün Asutay’ın ve aramızdan ayrılan diğer sanatçılarımızın kemikleri sızlayacak, bu durum halkımızı derinden üzecek.
- Bina yaşayan müze ve okul niteliğini kaybedecek.
- MEB Özel BASAD Sanat Kurslarında M.E.B. sertifikalı ve süreli eğitim programında, özel donanımlı sınıflarda ve devam zorunluluğu olan 500 öğrenci ders yapamaz duruma gelecek; hayalleri olan ve meslek sahibi olmalarını sağlayacak (bale-drama- piyano-gitar-resim) bitirme sertifikasını alamayacak, öğretmen ve öğrencilerin sözleşmeleri feshedilmek zorunda kalınacak ve bu durum zincirleme hukuki sorunlara, davalara yol açacaktır.
- M.E.B. Özel BASAD Sanat Kurslarındaki öğretmenlerimiz ve personelimiz işsiz kalacaktır.
- Kamu yararı gözeterek ve her yaz ekonomik durumu kötü 300 çocuğun yararlanması için gerçekleştirdiğimiz “ücretsiz yaz-sanat kurslarımız” yapılamayacaktır.
Soruyoruz: Ülkemizin kültür ve sanatından sorumlu olanlar böylesine büyük sorunlar yaratacak; sanatçıları, çocukları, velileri, çalışanları mağdur edecek bir uygulamaya imza atabilir mi? Buna halkımız ve sanatçılar kayıtsız kalabilir mi?
Kalamadığımız, kalamayacağımız için buradayız.
Sonuç olarak bizler, sanatın, sanatçının, Bakırköy’ün hafızasının, kültürünün ve tarihinin yaşaması için mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir daha sesleniyoruz:
Sanata, sanatçıya, kültürel geçmişimize, tarihimize, hafızamıza dokunmayın!
Yıkmayın, yapın!
Yok etmeyin, koruyun, destek olun, geliştirin!
Bilinsin ki, olası olumsuz gelişmelerde de, binanın amacı dışında kullanılmasına Bakırköylüler ve sanatçılar olarak izin vermeyeceğiz. Hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Son sözümüzü önderimiz Gazi Mustafa Kemal bizim yerimize söyleyecek:
“Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız.