BIST 100 9.888 DOLAR 34,15 EURO 37,96 ALTIN 2.885,82
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Üzümcü: Halk artık gitmelerini istiyor

Üzümcü: Halk artık gitmelerini istiyor

İstanbul Şişli Belediyesi'ne Meclis Üyesi seçilen oyuncu Levent Üzümcü, "Türkiye’nin ne olduğunun resmidir bu. 25 tane şirketi olan Türkiye’nin en büyük 3. holdinginden bahsediyoruz. Buradan gelen paralarla yürüttüler gemilerini bugüne kadar. Tabii ki bırakmak istemeyecekler ama halk gitmelerini istiyor" dedi.

İstanbul Şişli Belediyesi'ne Mecli Üyesi seçilen oyuncu Levent Üzümcü, "Türkiye’nin ne olduğunun resmidir bu. 25 tane şirketi olan Türkiye’nin en büyük 3. holdinginden bahsediyoruz. Buradan gelen paralarla yürüttüler gemilerini bugüne kadar. Tabii ki bırakmak istemeyecekler ama halk gitmelerini istiyor" dedi.

Cumhuriyet'e konuşan Üzümcü, “Şişli’de sanata ihtiyacı olan ama sanata ulaşamayan insanlara sanatı ulaştırmak istiyorum. Tiyatro bir ihtiyaçtır. Aldığında fark edersin bir ihtiyaç olduğunu, alamazsan fark edemezsin. Kuştepe’de Kuştepeli gençlerle birlikte bir caz orkestrası kurma fikrim var. Şişli’de gezici açık hava sinemaları yapacağım” diyor.

'TİYATRO SİYASİ GARABET ALTINDA'

Sahneler açacağız İstanbul’da. Bunların hepsi tiyatro sahnesi gibi görünse de asıl olay sahne sanatıdır aslında. Opera, bale, klasik müzik konserleri, çocuk tiyatrosu... Kültür ve sanat hayatını bazı yerlere tıkıştırdılar. Bakın bugün bu siyasi garabetin domine ettiği ödenekli tiyatrolarda artık “Cadı Kazanı” oynayamıyoruz, “Maymun Davası” oynayamıyoruz, “Kafkas Tebeşir Dairesi” oynayamıyoruz. Hayata dair, hayatı tartışabileceğimiz oyunlar oynayamıyoruz. Ne sahnelemeye kalksak, “Beyefendi alınır, hanımfendi alınır. Aman onu yapmayalım, aman bunu yapmayalım” diye olmaz. Repertuvar böyle belirlenmez. İlk önce bunlar düzelecek.

'ŞEHİR TİYATROLARI'NA DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM'

Çok da öyle bir düşüncem yok. Şehir Tiyatroları şu an çok korkunç bir durumda. Muhsin Ertuğrul’un resmine nasıl bırakıyor oradaki tiyatro yöneticileri hiç bilmiyorum. Şirketler vasıtasıyla tiyatroya oyuncu alımı yapılıyor. Bu oyuncuların okul bitirmeleri gerekmiyor. Burası bir arpalık olduğu için hayatı boyunca sahne üzerinde durmamış insanları atadılar. Sahne arkası grubuna mezarlık işlerinden adamlar getirdiler. Oynanan metinlerin pek çoğu utanç verici. Oyuncu arkadaşlarımız son derece rahatsız. İlk başta buranın bir arpalık değil sanat yuvası olduğunu hatırlatmak gerek. Arkadaşlarımızın tekrar yaptıklarından onur duydukları bir yapıya geçmesi herhalde bir tiyatro oyuncusunun en çok istediği şeydir. O kurum tekrar halk adına, sanat adına işe yarar bir hale gelecek.

'DİN SÖMÜRÜLEREK BİR HALK SÖMÜRÜLDÜ'

Siyaset Türkiye’de çok uzun zamandır bağırma, çağırma, tehdit etme, ayrıştırma, ötekileştirme üzerine kurulu. Din siyasete alet edildi. Din sömürülerek bir halk sömürüldü. İslamiyete en büyük zararı, onun bir mensubu, hamisi gibi görünenler verdi. Biz ölelim istiyorlar. Bu kadar akıldışı, fikir dışı, izan yoksunu bir baskı dünyada görülmemiştir. Bir arada yaşamanın yollarını o kadar tıkadılar ki artık göremiyoruz. Türkiye’de balığın ve kebabın tadına varabilen bir millet yaşıyor. Hem balık yiyor, hem kebap yiyor. Hem bir İtalyan yemeğinden hem de bir Afrika yemeğinden keyif alabiliyor.

'TÜRKİYE'DE ADALET YOK'

Ölümler var. Türkiye’de adalet yok. Adalet mekanizması çalışmıyor. Derdini anlatabileceğin insanlar yok. Kimin hakkını savunabilirsin ki? Ancak ne yapabilirsin? Kınarsın, “Kınıyoruz” dersin. Oyuncular Sendikası’nda biz şöyle bir hata yaptık. Yıllarca sendikalaşmaya çalıştık. Sıkıntılarla ilgili hep Kültür Bakanlığı’na gittik ama aklımıza gelmedi Çalışma Bakanlığı’na gitmek.

'SİYASETE DAİR HİÇBİR HAYALİM YOK'

Üzümcü, “Siyasete dair hiçbir hayalim yok. Tek istediğim şey halkın saflığı, temizliği, iyi niyeti bu kadar kötüye kullanılmamalı. Bunu engelleyecek bir ihtiyaç var. Halka taammüden yalan söylemek suç olsun, cezası da ağır olsun isterim. Sanatla ilgili de bu ülkenin özgürce sanat yapan bireyleri yetiştirecek okulları var. Bu okullara zeval gelsin istemem. Cumhuriyetin en büyük kazanımı olan bu okullara pamuklar içinde bakılması lazım. Oradaki eğitmenlerin kendilerini geliştirmesi lazım. Ödenekli sanat kurumları kötü şeyler değildir, bunlar toparlanmalı, Şehir Tiyatroları mutlaka toparlanmalı. Yeni bir sistem getirilecekse de bu sanat emekçilerinin yapacağı bir şeydir. Hem esnek hem de sağlam bir yapı oluşturmak zorundayız. Bunu oluştururken de bu tiyatroların sahibinin halk olduğunu unutmamalıyız. Bu tiyatrolar bize babamızdan miras değil, daha bugün doğmamış oyuncu, dansçı, operacı, müzisyen kardeşlerimin emanetidir' dedi.