Yeniçağ Gazetesi'nden Tolga Şahin'in haberine göre; Özcan Aybey UYAP kaydının ise kendisinin 2.ciro olduğu bir çek olayı nedeniyle bulunduğunu, pandemi nedeniyle kurulların toplanamaması nedeniyle dernek kaydının resmi olarak bulunmadığını belirtmişti. Federasyon Başkanı Levent Yücel’in önce kartvizitle ilgili “resmi bir belge vermedim” demesinden sonra Aybey’in elindeki ses kayıtlarında Fethiye’ye giderek bizzat kartvizitleri Aybey’e verdiği ortaya çıkmıştı.
Bu olay sonrası Levent Yücel’in Twitter hesabını kapattığını dile getiren Aybey, gerek federasyon başkanı Levent Yücel gerekse kendisini dolandırdığını iddia ettiği Veli Ö. hakkında çarpıcı iddialarda bulundu.
“SOYLU İLE GÖRÜŞTÜKTEN SONRA UYUŞTURUCU SATICISININ YANINA KOŞUP GİTTİ”
Gazi federasyonu başkanıyla uyuşturucu satıcısının bir olup para karşılığında devletin temiz gazisine kumpas kurduğunu öne süren Aybey, “Tüm devlet büyüklerine çağrı yapıyorum. Levent Yücel’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile makamında görüştükten sonra acele bir şekilde uyuşturucusu satıcısı Veli’nin yanına giderek ve yine Veli’nin bana mahkeme salonunun önünde karşılaştığımızda anlattığına göre, Levent Yücel, emniyet mensupları, L.Ö, Havaalanı YDA eski müdürü hep beraber oturarak ki -L. ve Veli aynı anda aynı kıza uyuşturucu kullanıp tecavüzden yargılanıyorlar bu esnada (sonra beraat ediyorlar)- Gazi Özcan Aybey’i bitirme ve kumpas planını yaptılar.
“SOYLU’NUN ÖNÜNDE DOSYAN VAR”
Levent Yücel daha sonra kendi adamı S. Ç.’i devreye sokarak operasyonu başlattılar. Yine Veli’nin bana söylediğine göre, 400 bin TL Levent’e vermiş, bunun karşılığında bana verdiği kartı da inkar edecek, diğer gazilere karşıda algı oluşturacak. Süleyman Soylu’nun önünde dosyan var dedi Veli bana” ifadelerini kullandı.
Aybey ayrıca, “Ben kendim hakkımda açılan soruşturmaları kazandıktan sonra basına çıkacağımı tüm bu olayları anlatacağımı söyleyince Süleyman Soylu’yla çekilen bir fotoğrafımı koyarak itibarsızlaştırarak ilerideki iddialarımı zaten bu adam dolandırıcıymış algısıyla boşa çıkartma çabalarıdır” dedi.
“ARABASINDA UYUŞTURUCU YAKALANDI 12 SAAT SONRA SERBEST KALDI”
Aybey’in kendisini dolandırıcılıkla suçlayan Veli Ö. hakkında ise şu ifadeleri sarf etti:
“Veli Ö. Antalya’da arabasında hassas terazi, eroin, kokain, bir kazağın içine saklanmış bir tomar para ile akşam 10:30 civarında yakalandığında dosyalarda var oradan biliyorum. Daha önceki ve daha sonraki tarihlerde var olmak kaydıyla olay yeri inceleme emniyet müdür vekili Y.Y ile telefon HTS kayıtları dosyada mevcuttur. Jet hızıyla Veli, bu kadar şey arabasında yakalanmasına rağmen 12 saat içerisinde serbest kaldı. 1.5 senedir de elini kolunu sallayarak geziyor. Sadece parmak izi çıkmadı diye. Arabasında yakalanması yeterli değil mi? Buradan savcılara sesleniyorum. Bu kadar uyuşturucuyla yakalanan adam nasıl aramızda geziyor?
“HANGİ ADLİ TIP KURUMU YALAN SÖYLÜYOR?”
O zaman uyuşturucu satıcıları eldiven kullandığında kurtulacak mı? Adli tıpta da uyuşturucu kullandığına dair raporlar çıkıyor. İlk yakalandığında. Birkaç gün arayla Fethiye’de alınan tahlillere göre kullandığına dair bir emare çıkmıyor. Hangi adli tıp kurumu yalan söylüyor? Türkiye’de tek olan veli özgün imza atarak bir gün bile cezaevine girmeyerek Türkiye Cumhuriyeti’nde uyuşturucuyla yakalanıp elini kolunu sallayarak gezmesi dikkat çekiyor.
İşin bir ilginç tarafı da şu ki Veli Ö.’nün avukatı eski İçişleri Bakan Danışmanı, bürokrat, birinci sınıf emniyet müdürü, en son görevini de Antalya il emniyet müdürü olarak görev yapmış olması ve hiç çekinmeden uyuşturucu satıcısının resmi avukatı olmasını da yüce Türk milletinin takdirine bırakıyorum. Antalya ili, Muğla ili ve İstanbul ili olmak üzere 3 ayrı barodan 20’ye yakın avukatının olması da dikkat çekicidir.
“UYUŞTURUCUDAN YARGILANIRKEN DEVLET BÜYÜKLERİYLE NASIL GÖRÜŞEBİLİYOR?”
Yine Veli Özgün’ün kendi Whatsapp grubundan gazilere gönderdiği ses kaydında Levent Yücel ile defalarca görüştüğünü içişleri bakanının özel kalem müdürüyle defalarca görüştüğünü bizzat giderek oralarla, cumhurbaşkanı özel kalemiyle defalarca görüştüğünü, aile bakanlığında defalarca görüştüğünü söylüyor. Uyuşturucudan adli kontrollü olan ve her hafta denetimli imza veren Veli Ö. şu an da ağır ceza mahkemesinde halen yargılanırken o dönem uyuşturucu kullandırmak ve tecavüzden yargılanırken, hakaret tehdit vb. suçlardan soruşturması olan bir adamın, bu kadar rahat defalarca bu devlet büyükleriyle görüşmesi nasıl sağlanıyor?
“MAHKEMELER BASKI ALTINA MI ALINIYOR?”
Hiç GBT yapılmıyor mu bu adam adli kontrollü ve imza denetimine tabi. Normalde şehri terk etmesi bile suç. Veli’nin ses kaydındaki ifadesine göre beni defalarca şikayete gitmiş. Takipsizlik almış bir gazi bile bu makamlara ulaşamazken uyuşturucu davası devam eden, denetimli imzaya tabi, adli kontrollü birisi şehri terk etmemesi bile gereken birisi nasıl oluyor da bu devlet yetkilileriyle defalarca görüşüyor ve takipsizlik almış birine rica ile dava mı açtırmaya çalışıyor. Mahkemeler baskı altına mı alınıyor? Hiçbir vatandaş derdini anlatmak için bulunduğu şehirdeki yetkiliye bile ulaşamazken bu adama bu kadar randevuyu kim alıyor kim veriyor?
“DERNEK BAŞKANI PARALARI ZİMMETİNE GEÇİRMİŞ”
Veli Ö.’nün mahkeme dosyasındaki HTS kayıtları bu kadar devlet görevlileriyle sık görüşmesi dikkat çekiyor. Ben şahsen devlet övünç madalyası sahibi olan bir gazi olarak halen randevu alıp derdimi anlatamadım.
Levent Yücel bir telefon görüşmesi dahi olmadığını söylerken kendi gazilere gönderdiği ses kayıtlarında uyuşturucu satıcısıyla defalarca görüştüğünü onu defalarca kurumlara yönlendirdiğini zaten itiraf ediyor. Bir kuruş bile para yemedim diyen Levent Yücel dernekler masasında yapılan araştırmada 2021 ve 2022 federasyon hesap hareketlerinin giriş çıkışları 0 tl gözüküyor. Dernekler masasında var bu bilgi. Ancak benim tarafımdan gönderilen paraların da zimmetine geçirildiği anlaşılıyor. Diğerleri bilinmiyor bile başka kim var bağış yapan?
Yine Levent Yücel’in ses kaydında “Kaş Kalkan’da yerimiz var” diyor. Gaziler olarak bizim bildiğimiz federasyon olarak alınacak bir yerdi. Ama dernekler masası tarafından yapılan araştırmaya göre 0 lira kasada para olduğu gibi üstüne kayıtlı mal malvarlığı da yoktur. Bunu da mı zimmetine geçirmiş oluyor o zaman?
“LEVENT YÜCEL İLE MAHKEME ÖNÜNDE HESAPLAŞACAĞIZ”
İsminde şehit ve gaziler yazan federasyonun şahsi menfaatleri için kullanıp devletin gazisine söz hakkı cevap hakkı bile vermeyen, verdiği kartviziti reddedip tanımadığını iddia eden Levent Yücel’in federasyonu kendi çıkarları için kullandığı, bizlerin adını kullanarak randevu alıp uyuşturucu satıcılarına ve benzeri kişilere menfaat sağladığı için mahkeme önünde hesaplaşacağız.
Hakkımda çıkan tüm iddiaları değerli gazeteci Tolga Şahin’in huzuruna evraklarla ispatlamış durumdayım. Hukukta da aynı şekilde ispatlamış durumdayım. Cevap hakkını bana verdiği için de kendisine teşekkür ediyorum.
“İDDİA SAHİPLERİNİ LEVENT YÜCEL BİR ARAYA GETİRDİ”
kaydında Levent Yücel, Fethiye’de Veli ile otururken İstanbul’da S. Ç. ile tanıştırıp oradaki eski hasmın Mustafa’yı da olaylara yönlendirdiler. Mustafa’yı dolandırmadığım, herhangi bir dolandırıcılık olmadığını Yine gazeteye ve hukuken bu durumu ispatlamış durumdayım. M. B., 2019 yılında kendisiyle herhangi bir alacak vereceğimizin kalmadığını ama o dönemden bana kalan kini ve düşmanlığından olmasından dolayı, federasyon başkanı Levent Yücel’in Mustafa’yla Veli’yi bir araya getirerek birden fazla kişi iddiası varmış gibi yaparak sanki fazla fazla kişiye dolandırmış iması ve algısı oluşturmaktadır.
“ALGI OLUŞTURMAK İSTEDİLER”
Erol A. konusunda ise Erol A.’nın ilaç işinden dolayı bana 400 bin TL borcu var. 778 bin TL verdiğini iddia ediyor. Bu dosyaları gazeteye ve dosyalara sunamıyor. Söyledikleri yalnız iddiada kaldığı gibi, yine Veli’nin yönlendirmesiyle şikayette bulunuyor. O şikayette ben aklandığım için E. A. hakkında Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığında iftira ve dolandırıcılıktan ceza soruşturması devam ediyor. Aynı anda L. Ö. ve V. Ö. hakkında şu anda benim haklarında açtığım ceza soruşturması ve tazminat davaları devam ediyor. Hal böyleyken bir resmi yemekte Süleyman Soylu ile çekilmiş olduğum fotoğrafı yan yana koyarak algı oluşturmaya çalışarak benim gazeteye çıkacağımı bildikleri için önleyici bir algı yaptılar. Ancak gazeteci Tolga Şahin bu olayın peşini bırakmayarak gerçekleri ortaya çıkardı. Kendisine bir kez daha Türk milletinin huzurunda teşekkür ediyorum.
“UYUŞTURUCU SATICISININ GÖRÜŞTÜĞÜ HERKES TESPİT EDİLSİN”
Tüm bu yapılmak istenen bu algılardan dolayı tüm devlet büyüklerinin ve kurumlarının uyuşturucu satıcısının tüm bağlantılarının, telefon kayıtlarında görüştüğü tüm devlet görevlilerinin tek tek hesabının sorulması, tüm bu iddialara da şikayetçi olduğum savcılık soruşturmasında tek tek ortaya çıkacağını bildiririm. Yüce Türk milletinin vicdanına bırakıyorum.
Veli Özgün'ün araç satışı ve arsa olayında karşılıklı borcumuz bulunmadığına dair ibranameleri gönderiyorum.
Mustafa B.'nin daire usulü dolandırıldığına iddiasına karşın gerçek ise Mustafa B.'nin o daire yerine arsa aldığıdır. Aramızda alacak verecek olmadığına dair fesih bulunmaktadır.
Erol A.'nın ilaç satımına ilişkin aramızdaki sözleşmeye ilişkin belgeleri gönderiyorum.
Levent Yücel'in ses kaydından itirafı yanında bana herhangi bir belge vermediğini söylemesine karşın şahitlerin mahkeme belgelerini yolluyorum.