T24 yazarı Tolga Şardan, bugünkü yazısında Trabzon'da geçen ekimde başlatılan saadet zinciri vurgunu soruşturmasına dair çarpıcı satırları kaleme aldı. “Eski bankacı Başak Şentürk tarafından yönetildiği anlaşılan saadet zinciri vurgunu tıpkı benzerleri gibi ülkede bir süredir hüküm süren "hayatın olağan akışı içinde" görülüyordu sanki. Fakat hafta başında beklenmeyen bir gelişme yaşandı” diyen Şardan, “Soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan İkinci Sınıf Emniyet Müdürü Kerim Altıay, gözaltına alınarak kente götürüldü. Ve iki günlük gözaltı sonrasında çıkarıldığı savcılıkça adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.
Soruşturmanın başlarına dair dikkat çeken detayları aktaran yazar, “Tanıdığı çevre olması sebebiyle Trabzon'a yoğunlaşan Şentürk'ün hedefinde kentte görev yapan özel harekâtçı polisler vardı. Yaklaşık 450 milyon lira olduğu ifade edilen saadet zinciri vurgunu sadece emniyette skandal yaşanmasıyla kalmadı” dedi ve ekledi: “Şentürk'ün hafta başında gözaltına alınan polis müdürü Altıay aracılığıyla futbol camiasına girdiği ifade ediliyor. Saadet zinciri mağdurları arasında FIFA kokartlı kimi hakemlerin yanı sıra çok ünlü bir spor adamı da var. Spor adamı dediysem, yıllardır futbol takımlarını çalıştıran ünlü bir teknik direktör bu isim.”
Tolga Şardan’ın ‘Saadet zincirinin kurbanı Özel Harekâtçılar ve yönetim zafiyeti’ başlıklı yazısında aktardığı detaylar şöyle:
Saadet zinciri mağdurları arasında FIFA kokartlı kimi hakemlerin yanı sıra çok ünlü bir spor adamı da var
Trabzon'da geçen ekimde başlatılan saadet zinciri vurgunu soruşturması, genç bir kadının yönetiminde 450 milyon liralık vurgun olmasına karşın hafta başına kadar gündem olamamıştı.
Eski bankacı Başak Şentürk tarafından yönetildiği anlaşılan saadet zinciri vurgunu tıpkı benzerleri gibi ülkede bir süredir hüküm süren "hayatın olağan akışı içinde" görülüyordu sanki.
Fakat hafta başında beklenmeyen bir gelişme yaşandı.
Soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan İkinci Sınıf Emniyet Müdürü Kerim Altıay, gözaltına alınarak kente götürüldü. Ve iki günlük gözaltı sonrasında çıkarıldığı savcılıkça adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
SKANDALIN KOKUSU OCAKTA ÇIKTI
Şimdi bu yılın başına doğru geriye gidelim.
Yeni yılın henüz ilk günlerinde Trabzon Emniyet Müdürlüğü, olayın başkahramanı Başak Şentürk'ün babasıyla birlikte Ankara'da kurduğu firma üzerinden saadet zinciri kurduğunu tespit etti.
İşin kokusu yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı.
Daha önce Trabzon'un Akçaabat ilçesinde çalıştığı bankada zimmetine para geçirdiği tespit edilen Şentürk hem işten atıldı hem de hakkında Trabzon'da dava açıldı.
Şentürk'ün "bankanın müşterisi olan yaşlıların maaşları" üzerinden dolandırıcılık yaptığı iddia ediliyor.
Hakkındaki dava devam ederken Şentürk, İmer Yatırım Danışmanlık adıyla kurduğu firmayla Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) kapsamında faaliyet izni aldı!
Zimmete para geçirmekten yargılanan bir kişinin SPK kapsamında finans sektöründe faaliyet izni alabilmesi elbette işin diğer boyutu.
Yurt genelinde Ankara'nın dışında İstanbul, İzmir, Gaziantep, Antakya, Mardin, Tekirdağ ve Kocaeli'de şube açarak kurumsallaştı.
ÖZEL HAREKÂTÇILAR PARA KAPTIRDI
Tanıdığı çevre olması sebebiyle Trabzon'a yoğunlaşan Şentürk'ün hedefinde kentte görev yapan özel harekâtçı polisler vardı.
Trabzon Emniyeti bünyesindeki Özel Harekât Şubesi'nin yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü'ne doğrudan bağlı Trabzon Özel Harekât Bölge Müdürlüğü'ndeki 80 dolayındaki polis, yüksek kâr payı almak umuduyla Şentürk'e para yatırdı.
Zira yatırım danışmalığı yapan Şentürk, yüzde 15 - 20 arasında oranla kâr payı dağıtıyordu.
Şentürk'ün, nisan – mayıs – haziranda kâr payı dağıtmasını bekleyen müşteriler, beklentilerini gerçekleştirmedi. Polisler, paralarını alamadı.
ÖZEL HAREKÂTTA ZORUNLU MİSAFİRLİK
Hatta geçen haziranda henüz soruşturma başlamamışken Trabzon'a giden Şentürk, havalimanı çıkışında bir grup resmi ve sivil polis tarafından bir araca bindirilerek Trabzon Özel Harekât Şubesi'ne götürüldü.
Verdiği kâr payı ödeme sözünü yerine getiremediği gerekçesiyle alıkonulan Şentürk, ödeme yapacağını konusunda kendisini zorunlu misafir eden polisleri ikna etmeyi başardı.
Birkaç ay sonra ekim ayında saadet zinciri faaliyetinin patlaması sonrasında Şentürk babasıyla birlikte gözaltına alınıp tutuklandı.
Bu arada, olaya adı karışan özel harekâtçı polislerin bir bölümü başka kentlere tayin edildi. Tayin edilenler arasında Trabzon Emniyeti Özel Harekât Müdürü Yalçın İnceismail de yer aldı.
Sürecin içinde yer alan İnceismail, Trabzon'dan Antalya'ya atandı!
Şentürk'ün çok yakın bir kadın arkadaşının polis olan kayınbiraderi üzerinden emniyet ile temasa geçtiği gelen bilgiler arasında.
Yaklaşık 450 milyon lira olduğu ifade edilen saadet zinciri vurgunu sadece emniyette skandal yaşanmasıyla kalmadı.
ÜNLÜ YORUMCU ALTIAY'IN ARKASINDA
Şentürk'ün hafta başında gözaltına alınan polis müdürü Altıay aracılığıyla futbol camiasına girdiği ifade ediliyor.
Saadet zinciri mağdurları arasında FIFA kokartlı kimi hakemlerin yanı sıra çok ünlü bir spor adamı da var.
Spor adamı dediysem, yıllardır futbol takımlarını çalıştıran ünlü bir teknik direktör bu isim.
Gelelim, soruşturmanın popüler isimlerinden Kerim Altıay'a.
Aynı zamanda doktoralı akademik eğitimi olan Altıay, 17-25 Aralık sonrasında dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı olan Engin Dinç tarafından daire kadrosuna alındı.
Görevi sırasında, Hrant Dink'in öldürülmesine adı karışan jandarma görevlilerinin tespit edilmesini sağlayan ekipteydi.
Bilişim sistemleri üzerindeki uzmanlığı nedeniyle suç ve suçlular üzerinde teknik analizlerin yürütüldüğü birimin başına getirilen Altıay, futbol dünyasına adım attı.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kulislerinden yansıyan iddiaya göre, İstanbul'da çevre oluşturan Altıay, çok ünlü eski bir futbolcu / futbol yorumcusu aracılığıyla TFF bünyesinde görev aldı.
Saadet zinciri vurguncusu olduğu iddiasıyla tutuklanan Şentürk'ün futbol dünyasına Altıay aracılığıyla girdiği öne sürülüyor.
Hatta Şentürk'ün firmasının isminin, Altıay'ın bir yakınının ismini çağrıştırdığını ilâve edeyim.
Olaylar oluyor, yönetim izliyor
Buraya kadar olanlar bir suç faaliyeti çevresinde yaşanan adli süreç
Bir de idari yani yönetim boyutu var kuşkusuz.
Saadet zincirine giren polisler, zinciri kuran firma sahibinin alıkonulması, sonrasında yaşana tayinler, suça karışan polis müdürleri…
Birbiri ardına emniyet teşkilatında yaşanan skandallara karşı "kurumsal değil, bireysel" açıklaması toplumu tatmin etmekten hayli uzak.
Bir süredir gerek Ankara'daki merkez teşkilatında, gerekse taşra kadrolarında "yönetim zafiyeti"nden kaynaklanan olaylar patlıyor.
Emniyeti yönetenler, tedbir almak, sorunları tespit edip, çözüm önerileri getirmek yerine yaşananları seyrediyorlar öylesine…
Seyretmekteki amaç, günü kurtarmak olsa gerek.”