BIST 100 9.660 DOLAR 34,61 EURO 36,37 ALTIN 2.921,76
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ünlü profesör tek tek açıkladı... Cumhurbaşkanlığı makamı boş kalmış!

Ünlü profesör tek tek açıkladı... Cumhurbaşkanlığı makamı boş kalmış!

Prof. Dr. Kemal Gözler, başkanlık sistemini mercek altına aldığı makalesinde, Cumhurbaşkanlığı makamının, Türkiye tarihinde ilk kez ve üstelik daha başkanlık sisteminin ilk gününde boş kaldığını yazdı.

Anayasa profesörü Kemal Gözler, Başkanlık sisteminin 1,5 yıllık bilançosunu çıkardı. Gözler, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adı verilen tek adam sisteminin uygulanmaya başladığından bugüne kadar geçen sürede yapılan hukuki hataları aktardığı yazısında dikkat çekici bir ayrıntıya yer verdi.

Buna göre daha başkanlık sisteminin ilk günlerinde Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye tarihinde ilk kez resmi olarak boş bırakılmış.

Gözler yazısında, "Türk tarihinde ilk defa olarak, 10 Temmuz 2018 günü saat 09:10 ile 15:00 arasında hukuken boş kalmıştır" ifadelerini kullandı.

Gözler, yazısında bu durumu şöyle anlattı:

“Bilindiği gibi Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı sistemine 9 Temmuz 2018 günü geçildi. 9 Temmuz 2018 tarih ve 1 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine atanmıştır. Fuat Oktay, TBMM önünde 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’da açılan oturumda and içmiştir. Dolayısıyla Fuat Oktay, 9 Temmuz 2018’de atanmış olsa da, görevine ancak 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’dan sonra başlayabilmiştir. Bu nedenle kendisine Cumhurbaşkanlığına vekalet etme görevi ancak 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’dan sonra verilebilirdi.

ERDOĞAN’IN AZERBAYCAN’A GİDİŞİ

Oysa Cumhurbaşkanı, 10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 9 Temmuz 2018 tarih ve 390 sayılı ‘Cumhurbaşkanlığına Vekâlet Etme İşlemi’ işlemiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanına vekâlet etmekle görevlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Temmuz 2018 günü saat 09.10’da Azerbaycan’a hareket etmiştir. Oysa bu saat itibarıyla ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ Fuat Oktay henüz and içmemiş ve dolayısıyla görevine de başlamamıştı. Yani bu saat itibarıyla Türkiye’de, Cumhurbaşkanına vekalet edebilecek bir ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ hukuken yoktu. Cumhurbaşkanının ülkeden ayrıldığı saat 09:10 ile Cumhurbaşkanı Yardımcısının TBMM önünde and içtiği saat olan 15:00 arasında ülkemizde, resmî sıfata sahip bir ‘Cumhurbaşkanı vekili’ bulunmamakta idi. Dolayısıyla devlet başkanlığı makamı, Türk tarihinde ilk defa olarak, 10 Temmuz 2018 günü saat 09:10 ile 15:00 arasında hukuken boş kalmıştır.

Acaba 10 Temmuz 2018 günü Cumhurbaşkanlığında, henüz göreve başlamamış bir kamu görevlisine vekalet verilemeyeceğini bilen bir hukukçu yok muydu? Belirtelim ki görevine henüz başlamamış bir kamu görevlisine vekalet verilemeyeceği bilgisi hukuk fakültelerinde ikinci sınıfta okutulan idare hukuku dersinde öğretilir.

‘ARTIK ÖRNEKLER HAYALİ OLMAYACAK’

Vakıa şu ki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, daha ilk gününde büyük bir hata yapmıştır. İdare hukukunda henüz göreve başlamamış bir kişiye vekalet verilmesi ‘yetki gaspı’ başlığı altında incelenir. Buna uygulamadan örnek bulmak güçtü ve bu nedenle buna hayalî örnekler verilirdi. Ama artık hayalî örnekler vermemize gerek yok. Çünkü Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bize gerçek bir örnek sunmuş oldu.”

24 KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK İÇİN 31 KARARNAME!

Öte yandan Gözler, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ni de mercek altına aldı. Gözler’in aktardığına göre çıkartılan 24 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni değiştirmek için 24 kararname çıkarıldı.

Prof. Gözler, makalesinde şunları yazdı:

“Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yürürlüğe girdiği 9 Temmuz 2018 tarihinden bu yana (26 Aralık 2019) toplam 55 adet Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştır. Bu 55 Cumhurbaşkanı kararnamesinden 31’i diğer Cumhurbaşkanı kararnamelerinde değişiklik yapılması hakkında Cumhurbaşkanı kararnameleridir. Gerçekte bir buçuk yılda 24 adet Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmış, çıkarılan bu 24 kararnamede değişiklik yapmak için ise 31 adet Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmıştır! Yani Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yapmaktan çok, kendi yaptığı şeyleri değiştirmek ve düzeltmekle zaman harcamıştır.

‘SİSTEMİN SAVUNULACAK YANI YOK’

Cumhurbaşkanı kararnamelerine ilişkin mevcut uygulama, Anayasanın 104’üncü maddesinin 17’nci fıkrasında öngörülen sisteme göre dahi savunulamayacak kadar kötüdür. Bir buçuk yılda 24 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkaran, daha sonra bu 24 kararnameyi düzeltmek için 31 adet Cumhurbaşkanlığı kararnamesi daha çıkaran, aynı kararnamede, arka arkaya sekiz on defa değişiklik yapan, kendi koyduğu hükmü bir hafta sonra değiştiren, değiştirdiği hükmü de iki ay sonra tekrar değiştiren bir hükûmet sisteminin savunulabilecek bir yanı yoktur. Uygulamadaki yanlışlık, teorideki yanlışlığı geçmiştir.”

‘SİSTEM RASYONEL İŞLEMİYOR’

“Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde değişiklik yapmak için Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılması hukuka aykırı değildir” bilgisine yer veren Prof. Gözler, sisteme yönelik olarak şu eleştirileri yöneltti:

“Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bu sistemin, parlâmenter hükûmet sistemine nazaran daha hızlı, daha etkili, daha istikrarlı bir hükûmet sistemi olduğu iddiasıyla Türkiye’ye getirildi. Bu sistemin taraftarlarına göre, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilince, kararlar bir kişi tarafından alınacağı için, daha rasyonel, daha etkili ve daha hızlı bir şekilde alınacaktı. Koalisyon hükûmetleri de olmadığı için daha istikrarlı bir şekilde ülke yönetilecekti. Peki öyle mi oldu?

Hayır. Hatta tam tersine. Sistem hiç de rasyonel işlemiyor. Sistemde daha ilk günden itibaren pek çok fahiş hukukî hatalar yapıldı. Sistem hiç de istikrarlı değil. Sistemde çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hemen arakasından tekrar değiştiriliyor, tekrar tekrar düzeltiliyor. Daha da önemlisi sistem hiç de iddia edildiği gibi hızlı bir şekilde çalışmıyor. Cumhurbaşkanı, çıkarması gereken kararları, bunlar için öngörülen süreler içinde çıkaramıyor. Kararların çıkmasında gecikme yaşanıyor. Hatta hiç çıkarılmayan kararlar var.”