BirGün'den Asena Tunca'nın haberine göre, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Maraş merkezli depremlerin sonrasında açıkladığı üniversitelerde uzaktan eğitim son buluyor. YÖK Başkanı Erol Özvar’ın “3 Nisan’da eğitime hibrit şekilde devam edilecek” dediği üniversiteler bugün hibrit eğitime başladı.
21 yıllık iktidarında birçok kez uygulama ve sınav sistemi değişiklikleriyle öğrencileri mağdur eden AKP’nin üniversitelerde eğitime verdiği tahribat devam ediyor. Oyuncağa dönen üniversite hayatlarını anlatan üniversiteliler, “Düzenimiz altüst oldu. Yapılan hamleler politik” diyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi İclal Şeneser, “Üniversiteye başlamadan önce İzmir’de yaşıyordum. Tatil için İzmir'deyken derslerin çevrimiçi yapılacağını öğrendim. İstanbul'da özel yurtta kalıyordum. Tasarruf için ailemin yanına döndüm” dedi.
DERSLER VERİMSİZ
Eğitiminin olumsuz etkilendiğini anlatan Şeneser şunları söyledi: “Özellikle bizim bölümlerde ekipmanları tanımak için okulda olmamız gerek. Okuldan uzak kalmak öğrenmeyi etkiliyor. Odaklanma sürem çevrimiçi eğitimde yarı yarıya düşüyor. Dersler verimsiz geçiyor. Severek yaptığım ödevleri bile artık ödev gibi görmediğimden hevesim de kırıldı. Hocalar da bu anlık değişen kararlardan mutsuz. Dersin kalitesi ve işleyiş etkileniyor.”
“Sürekli zorunlu bir değişime itiliyoruz” diyen Şeneser, “3 Nisan tarihi politik bir karar, seçim süreciyle ilgisi olduğunu düşünüyorum. Her zaman ilk engellenen şey eğitim olmamalı. Üniversiteler ve öğrenciler tarih boyunca siyasilerin en korktuğu şey oldu. Örgütlenmenin, bir olmanın ve muhalif olmanın en kolay, en içten olduğu yer üniversite sıraları. Bunu engellemek istediler” diye konuştu.
HAYATLARIMIZ ALTÜST OLDU
İstanbul Kent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü 2’nci sınıf öğrencisi olan Kübra Nur Aydın ise şunları anlattı: “Depremde Malatya’daydım. Depremden sonra tüm yurtları boşaltıp eşyalarımızı almamız gerektiğini söylediler. Bu konuda bile çok zorluk çıkardılar. Depremden sonra nöbetçi yurtta kalmaya başladım. Önceden Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu’ndaydım. Oradan apar topar atıldık. Sonra öğrendik ki yurt bomboş. Depremzedelere tahsis edilmemiş. 2 gün önce yurtların açıldığı haberi geldi. Şimdi nöbetçi yurttan atıyorlar, eski yurduma taşınmak zorundayım. Hem hayatımız hem düzenimiz altüst oldu. Oradan oraya savrulduk.”
Alınan kararların çözüm odaklı olmadığını kaydeden Aydın, “Mesleki dersleri yeni alıyorduk. Çevrimiçi eğitim olunca derslere girmediğimi bile söyleyebilirim. Motivasyonum kalmadı. Önce eğitime saldırmaları çok yanlış. İmkânı olanlar okula gidecek, imkânı olmayan çok insan var. Deprem bölgesindekiler farklı illerde. Gidecek hiçbir yeri olmayanlar çadırda. Değil bilgisayarı bulmak, kıyafet bulamıyor insanlar. Baştan sona plansızlar. Depremde bunu gördük. Ekipleri insanlar öldükten sonra gönderdiler. Enkaz altında insanları bırakan plansızlıkla nereye saldıracaklarını şaşırdılar. ‘Üniversiteleri çevrimiçi yapalım depremzedeleri yurtlara yerleştirelim’ dediler. O hamle de boşa çıktı” ifadelerini kullandı.
ÖĞRENCİLERDEN KORKTULAR
İstanbul Bilgi Üniversitesi Makine Mühendisliği 4’üncü sınıf öğrencisi Deniz Arı ise, “Her kriz anında ilk gözden çıkardıkları şey eğitim oluyor. Bunu pandemide gördük. Ama, deprem sonrası eğitimin uzaktan devam etmesinin sebebi farklı. Toplumda öfke birikti. Özellikle gençler iktidara fazlasıyla tepkili. İktidar, politikleşmenin artacağı, belki de patlayacağı yeri üniversiteler olarak gördüğünden hemen uzaktan eğitim kararı aldı” şeklinde konuştu.
“Kötü niyetli hamleler başarımızı etkiliyor” diyen Arı şunları söyledi: “Meslek hayatına atıldığımızda karşımıza büyük sorunlar çıkacak. Mühendislik, mimarlık gibi teknik bölümlerde okuyanlar uygulamalı derslerini görmeden mezun olacak. Büyük depremlerin yaşanacağı biliniyor. Ona rağmen 20 yıldır hiçbir önlem almayan iktidarın felaketle yüz yüze kalındığında aklına gelen ilk şey eğitime ara vermek, öğrencileri yurtlardan çıkarmak oluyor. İstanbul’da 700 bin adet boş konut dururken ilk fırsatta öğrencileri yerinden etmek iş bilmezlikle açıklanamaz. Tamamen kötü niyetli hamleler.”