BIST 100 9.368 DOLAR 34,53 EURO 36,16 ALTIN 2.967,03
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ülkücü kanaat önderleriyle buluşan Kılıçdaroğlu: Umutsuzluğa kapılmak milliyetçilere hiç yakışmaz

Ülkücü kanaat önderleriyle buluşan Kılıçdaroğlu: Umutsuzluğa kapılmak milliyetçilere hiç yakışmaz

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Zübeyde Hanım Sosyal Tesislerinde 'Ülkücü kanaat önderleri' ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, "Umutsuzluğa kapılmak milliyetçilere hiç yakışmaz. Bir kişi kalsak bile sonuna kadar mücadele edeceğiz. Tarihin bize yüklediği temel bir sorumluluk var. Sorunları aşmak da bizim görevimiz." dedi.

Eski Ülkü Ocakları Başkanları Azmi Karamahmutoğlu ve Alaattin Aldemir, basına kapalı gerçekleşen görüşme öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"KARARSIZLAR SANDIĞA GİTMELİ"

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve CHP üyesi Alaattin Aldemir ise Türk milliyetçilerinin Türkiye'nin yeni yol ayrımına doğru bir yerde durduğunu Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurduklarını ifade ederek, "Benden önceki ve sonraki Ülkü Ocakları Başkanlarımız da burada. Başta Azmi Karamahmutoğlu olmak üzere Millet İttifakı'na desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Vecdet Öz Hocamıza ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Hocama da şükranlarımı sunuyorum. Türk milliyetçilerinin, Türkiye'deki vatansever demokrat seçmenlerin bu süreci çok iyi takip etmelerini, kararsızlar varsa bu aldığımız kararlar doğrultusunda sandığa gitmelerini özellikle rica ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, “Umutsuzluğa kapılmak milliyetçilere hiç yakışmaz. Bir kişi kalsak bile sonuna kadar mücadele edeceğiz. Tarihin bize yüklediği temel bir sorumluluk var. Sorunları aşmak da bizim görevimiz. Soruna teslim olmak değil; sorunu aşmak bizim görevimiz. Var olan soruna karşı direnmek yeni çözümler üretmek, sandığa gitmek ve vatanına sahip çıkmak. Onun için diyorum; sandığa git, vatanına sahip çık diye. Vatanımıza sahip çıktığımız zaman bütün sorunları çözeceğiz. Akılla, mantıkla, bilgi ile birikimle bütün sorunları çözmek mümkün” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması ise şu şekilde;

“BİR YOL AYRIMINDAYIZ”

“Bir yol ayrımındayız. Hepimiz bunun farkındayız. Güzel ülkemizde huzur içinde ve beraber yaşamak istiyoruz. Zaman zaman tarihsel süreçlere de girildi değerli kardeşlerim tarafından. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vazgeçemediği iki temel ilkesi vardır. Birincisi ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ der. Yani, ‘Bayrağımın altında hiç kimsenin dokunmayacağı bir özgür iradeye sahip olmak zorundayım’ der. Biz buna, ‘siyasi özgürlük’ deriz. Ama Türk tarihinden de hanedanlardan da bahsettik. Ama ekonomik olarak zayıf olduğunuz zaman siyasal özgürlüğünüz hep tartışmalı hale geliyor. Onun için ikinci bir kuralı daha vardır. Der ki Mustafa Kemal, ‘Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi istikbaliniz her zaman tartışma konusu olur. Bu nedenle bağımsızlık savaşını kazandıktan sonra ilk yaptığı iş İktisat Kongresi’ni toplamak olmuştur. Devasa bir Osmanlı düşünün. Fabrikaları çalışmayan, üniversiteleri bilgi üretmeyen ve zaman içinde giderek çöken ve Batı’nın emperyal güçlerine bir anlamda teslim olan bir Osmanlı düşünün. Mustafa Kemal bunun hepsinin farkındaydı. O nedenle ilk olarak İzmir İktisat Kongresi’ni topladı. Kongreyi topladı ardından hemen Kayseri’de (1921) Uçak Fabrikası’nın temelini attı. Dokuz yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçak Ankara’ya gitti. Etimesgut’ta Uçak Motorları Fabrikası’nı kurdu. İkinci Uçak Fabrikası’nı Eskişehir’de kurdu. 1945 yılında dünyaya uçak ihraç eden beş ülkeden birisi Türkiye Cumhuriyeti devletiydi.

Ülkücü kanaat önderleriyle buluşan Kılıçdaroğlu: Umutsuzluğa kapılmak milliyetçilere hiç yakışmaz - Resim : 1

“BİZİ KÜLTÜRÜMÜZE YABANCILAŞTIRDILAR”

Bizi kültürümüze yabancılaştırdılar. Bizim güzel bir dilimiz var, Türkçemiz. Türkçe için ses bayrağımız diyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yabancı sözcüklerden de arındırdı. Kendi dilimizi konuşacağız. Kendi şarkılarımızı söyleyeceğiz. Kendi şiirlerimizi yazacağız. Kendi romanlarımızı, öykülerimizi kendi dilimizle yazacağız. Bunların hepsi yapıldı. Türk Dil Kurumu (TDK), Türk Tarih Kurumu (TTK) bunun için kuruldu. Türk sözcüğünü kullanmak bile neredeyse yasaktı hanedan yönetimlerinde. Şimdi öyle değil. TTK ile kendi tarihimizi, kültürümüzü, dilimizi öğrenmeye çalıştık. Bir siyasi vesayettir, bunlar kalacaktır diye, dilimizi geliştireceğiz, tarihimizi öğreneceğiz diye. Tarihin dokuları içerisinde nerelerden nerelere geldiğimizi bilmemiz, bunları anlatmamız gerekiyor. Kendi kültürümüzü, tarihimizi evlatlarımıza yeteri kadar anlatamadık. Belli dönemlerde yörükler birbirine girdiler.

“MİLLİYETÇİLİK BU ÜLKEDE HİÇ KİMSEYE, HİÇBİR EMPERYAL GÜCE EL AVUÇ AÇMADAN ÖZGÜRCE YAŞAYABİLMEKTİR"

Yörükler niye girsinler, bu devletin temel taşlarından birisidir. Ne kadar güzel anlatılır değil mi? Toroslar’a çıkacaksınız. Eğer umutsuzluk olduğu zaman, eğer bir baca tütüyorsa bilin ki artık hiç kimse size bir şey yapamaz. Umudun nerelere bağlandığını gösterir. Yiğit insanlara umudun bağlandığını gösterir. O umudu her zaman, her ortamda yaşatmak zorundayız. Eğer bunu yaşatabilirsek zaten sorunları büyük ölçüde aşmış oluruz. Milliyetçilik bu ülkede hiç kimseye, hiçbir emperyal güce el avuç açmadan özgürce yaşayabilmektir ve bunun altyapısını oluşturmaktır. Kıbrıs çıkarmasında hemen çıkarmanın ertesinde şu söylendi. ‘Bizim uçaklarımızı, bizim haberimiz olmadan, bizden izin almadan kullanamazsınız. Bizim gemilerimizi, bizden izin almadan kullanamazsınız.’ O zaman hatırlıyorum. Cumhuriyet gazetesi ‘Başkasının vermediğini millet yapar’ diye çıkarma gemisi inşa etmek için kampanya açmıştı. Kendi çıkarma gemimiz bile yoktu. Savunma sanayinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyorduk ama savunma sanayinin elini kolunu bağlamışlardı.

“ÜLKEMİZİN ÇIKARI, BAYRAĞIMIZ VE VATANIMIZ İÇİN BERABER VE BİRLİKTE OLMAKTA ZORUNDAYIZ”

Ozan Arif, benim de büyük dikkatle, sevgiyle dinlediğim, zaman zaman görüşlerini okuduğum önemli bir ozanımızdı. Ben Aşık Mahzuni Şerif’e nasıl yaklaştıysam Ozan Arif’e de öyle yaklaştım. Bu toprakların evladı ve bu toprakların bağımsızlığı, özgürlüğü için mücadele eden, şarkılar, türküler söyleyen ve hepimizi heyecanlandıran bir kişidir. Kendi insanımıza sahip çıkmak zorundayız. Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil. Ama ülkemizin çıkarı, bayrağımız ve vatanımız için beraber ve birlikte olmakta zorundayız. Bu bayrak dalgalandığı zaman ben huzur içinde evimde uyuyabilirim. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız. Başka kırmızı çizgi yok. Vatan ve bayrak diyen herkesi başımızın üstünde yeri var. Vatanımıza ve bayrağımıza sahip çıktığımız zaman göreceksiniz Türkiye nasıl hızla büyüyor, nasıl hızla gelişiyor.