Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

"Ukrayna'dan bayan mülteciler gelse evimizde misafir ederiz" diyen gazeteciye İzmir Kadın Platformu'ndan sert tepki

Egedesonses adlı yerel bir radyo kanalında Murat Karakaş isimli gazetecinin canlı yayında mülteciler için "Afganlar sakallı sakallı leş gibi...Ukrayna’dan bayan mülteciler gelse daha güzel olmaz mı?“ yorumuna İzmir Kadın Platformu'ndan sert tepki geldi.

İzmir Kadın Platformu basın ve kamuoyuna yaptığı yazılı bildiride, Egedesonses adlı yerel bir radyo kanalında Murat Karakaş isimli gazetecinin canlı yayında mülteciler ile ilgili söylediği sözlere sert tepki gösterdi.

Murat Karakaş isimli yerel gazeteci canlı yayında mülteci kadınlar ile ilgili, "Ukrayna'dan bayan mülteciler gelse o zaman hepimiz evimizde misafir ederiz. Afganistan'dan geliyorlar. Sakallı sakallı leş gibi. Sen evinde misafir edemezsin senin yerine ben evde üç-beş tane misafir ederim. Hem ekonomi de canlanır." ifadelerini kullanmıştı.

İzmir Kadın Platformu'ndan o sözlere çok sert tepki geldi. Yapılan açıklamada, "Siz haddinizi bileceksiniz o çenenizi kapatacaksınız" denildi.

İşte yayımlanan o bildiri:

"Basına ve Kamuoyuna

İzmir'de yayın yapan Egedesonses isimli internet sitesi sahibi Murat Karakaş ve Bakırçay Gazetesi sahibi Rıdvan Karapehlivan 31 Temmuz'da gündemi değerlendirdikleri bir radyo programı gerçekleştirdi. Karakaş, programın sonunda "Ukrayna'dan bayan mülteciler gelse o zaman hepimiz evimizde misafir ederiz. Afganistan'dan geliyorlar. Sakallı sakallı leş gibi" diyerek ırkçı, ayrımcı ve kadın-mülteci düşmanı ifadeler kullanmış konuğu Rıdvan Pehlivan ise bu sözleri gülerek karşıladı.

Ardından Karakaş, Karapehlivan'a "sen evinde misafir edemezsin senin yerine ben evde üç-beş tane misafir ederim. Hem ekonomi de canlanır" diyerek sözlerini sürdürdü.

İlk olarak İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine internet sitesi üzerinden açıklama yapan Karakaş, 20 yıldır gazetecilik faaliyetini sürdürdüğünü kadın ve çocuk hakları ile ilgili programlar yaptığını söyleyerek aklamaya çalıştı. Söylediklerinin "espri" olduğunu ama bazı "fırsatçılar" tarafından kendisine yönelik linç kampanyasına dönüştüğünü söyledi.

Karakaş ve Karapehlivan'ın söylemleri elbette bununla sınırlı değil. Yine 28 Kasım 2020 tarihinde birlikte yaptıkları bir programda bu sefer Dikili Kadın Platformu'nu hedef aldılar. Karakaş, Dikili Kadın Platformu'nun 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma günü için yaptıkları eylemi "kadına yönelik şiddetle mücadele değil feminen faşizm" diye nitelendirdi. Platformu, erkek düşmanı olmakla suçlayıp eyleme erkekleri almadıkları gerekçesiyle "her erkek kadın katili değil" diyerek cins, dil, ırk ayrımı yaptıkları iddiasıyla suç işlediğini dahi söyledi. Hadsizlik bununla da bitmedi kadına yönelik şiddete ses çıkarılmadığı iddiasıyla kadın avukatları suçlayıp erkek aklıyla çağrıda bile bulundu. Konuğu ve suç ortağı Karapehlivan ise kadınlara "bir şey yaparken haddinizi bileceksiniz" diye seslendi.

Siz haddinizi bileceksiniz o çenenizi kapatacaksınız!

25 Kasım için yaptığı program da mor kravat takmakla övünen Karakaş ve yandaşına"fırsatçı" diye nitelendirdiği kadınlar olarak söyleyeceklerimiz var.

Cinsel sömürü ve ırkçılığın en adi dışa vurumu olan bu sözleriniz sadece kadın ve mültecileri değil tüm halkları aşağılamaktadır. Ayrımcılığın ve cinsel şiddetin en ağırına maruz kalan mülteci ve göçmen kadınlara yönelik cinsel sömürü, şiddet, taciz, ayrımcılığı teşvik etmekte, kadına ve insanlığa yönelik suç işlemektedir.

Yayılmacı ve kirli savaş politikaları yüzünden yerinden yurdundan edilen, yok pahasına, kayıtsız, sigortasız 12-13 saat çalıştırılan mülteci işçilere karşı güdülen düşmanlık ve yaratılan ayrımcılık geri dönülmez olaylara sebebiyet vermekte, halkların birbirine düşman edilmesine, katliamlara varan sonuçlara yol açmaktadır. Mülteci kadınların tacize, tecavüze uğramasına hatta fuhuşa zorlanmasına, katledilmesine sebep olmaktadır.

Elbette göçe sebep olan kapitalist emperyalist politikalara ve bu politikaların sahibi burjuvaziyi değil, çaresiz zavallı mülteci işçiyi hedef gösterirsiniz çünkü şoven, milliyetçi ve cinsiyetçisiniz.

Siz ve sizin gibiler bir basın müsvettesi olmaktan öteye gidemeyecek kadar meslek etik ve ilkelerinden uzaksınız.

Kadın hakları ve eşitliği makbul gördüğüne isteyen politik duruşunuz, kendisini sözde espiriyle açığa vururken, eşitsizliği ve cinsel sömürüyü yeniden ürettiğinizin bile farkında olamayacak kadar alçaksınız.

Ama biz işçi, emekçi, göçmen ve mülteci kadınları yani makbul olmayanları ucuz emek, cinsel meta olarak gören egemen anlayışınızı yerle bir edeceğiz.

Halka doğru ve gerçek haberi ulaştırmaya çalışan gazete ve televizyonlara sansür uygulayan RTÜK’ü de buradan uyarıyoruz. Kadın, çocuk, LGBTİ+, göçmen, mülteci düşmanlığını; ayrımcı, cinsiyetçi, homofik, ırkçı söylemleri görmezden gelemezsin. Karakaş ve Karapehlivan'ın yapmış olduğu tüm yayınlar incelensin. Ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik, ırkçı söylemlerin olduğu tüm yayınlar kaldırılsın.

Her güne bir kadının ya ölümü ya da kayıp haberi ile uyanırken İstanbul Sözleşmesi bir gece yarısı kararnamesi ile fesh edilmişken, cumhurbaşkanından, bakanına, kendini gazeteci olarak tanıtan kişilerin kadın-multeci düşmanlığına tahammülümüz yok!

Siz ağzınızı her açtığınız da biz öldürülüyoruz.

Haddinizi bilin, çenenizi kapatın!
İzmir Kadın Platformu"

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER