TELE1’de yayınlanan programındaki açıklamaları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Yanardağ, dün gözaltına alınarak Çağlayan Adliyesi’ne getirilmişti. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturması Bürosu savcılarından Ebru Baran Celep tarafından sorgulanan Yanardağ, tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi.
İstanbul 7’nci Sulh Ceza Hâkimliği’nde Ramazan Çiçek’e ifade veren Yanardağ, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklandı. Hakim Çiçek, Yanardağ’ın ‘üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin olduğunu’ öne sürdü. Delillerin henüz tam olarak toplanmadığını savunan Çiçek, Yanardağ’ın kaçma ve saklanma şüphesini uyandıran somut olguların bulunduğunu, bu nedenle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını iddia etti.
Diken'den Canan Coşkun imzalı haberde yer alan hakimlik ifadesine göre Merdan Yanardağ şunları söyledi:
“Anayasa’nın teminat altına aldığı basın ve ifade özgürlüğü kapsamında beyanlarda bulundum. Programdan önce AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yaptığı konuşmasını değerlendirdim ve yorumladım. Bu demeçte ileri sürdüğü görüşleri eleştiren bir pozisyondayım. Sanki o görüşleri eleştirmiş değil de destekleyip ileri taşımış kişi olarak buraya getirildim.
Sosyal medyada trollerin siyasal sebepler nedeniyle toplumu kin ve düşmanlığa sevk edecek bir kampanya yürütüldü. Benim bir terör örgütünü ve liderini övdüğüm öne sürüldü. Hükümetin bir af hazırlığında olduğunu belirten bir konuşma nedeniyle bunun bir önceki gibi hüsranla sonuçlanabileceğini açıkladım. İroni yaptığımın esas göstergesi olarak programda güldüm.
"HUKUKEN TECRİT KONUŞMASININ SUÇ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Tecrit kavramı da milletvekilinin konuşmasında geçmektedir. Kandil’de Selahattin Demirtaş nedeniyle tecrit uygulanıyor. Hukuken tecrit konuşmasının suç olmadığını düşünüyorum, ama suç olduğu varsayılsa dahi çözüm süreci başlatılacaksa dahi bunun nasıl olacağın kapsamını herkesin bilmesi gerektiğini belirttim ve ‘Abdullah Öcalan siyasetçiler tarafından bir siyaset yöntemi olarak kullanılıyor’ dedim. ‘Madem öyle kaldırın tecriti, biz de ne dediğini öğrenelim. Avukatları ve ailesiyle görüşsün, biz de öğrenelim’ dedim. Bunu kaldırmayıp bunun yerine kendileri konuşmaktadır.
Daha sonra ayın 26’sına kadar bir şey olmadı. Program ayın 20’sindeydi. Her akşam saat 20:00’den itibaren bu programı yaparım ve programda beş konu üzerinde dururum. Oradan 2-3 dakikalık bir bölüm kesilmiş ve sanki ben durduğum yerde Öcalan’la ilgili bir program yapıp onun tecritinin kaldırılması ve serbest bırakılmasına yönelik bir program yapmışım gibi bir kampanya yapıldı. Seçim öncesinde de ‘Af çıkarılacak ve Abdullah Öcalan serbest bırakılacak’ şeklinde muhalefet suçlandı.
"MİLLETVEKİLİNİN SÖZLERİ NEDENİYLE İRONİ YAPTIM"
Milletvekili konuşmasında esas olarak Selahattin Demirtaş’ı ve Kandil’i suçlamıştır. ‘O halde niye bunu suçladınız’ diye durumu sorguladım, kamuoyuna bilgi verdim. ‘Suçu ve suçluyu övme’ veya ‘terör örgütünü övme’ niyetim yoktur. Felsefi inançlarım dünya görüşüm nedeniyle terör eylemlerini, eylemleri gerçekleştiren örgütleri övmem mümkün değildir. Programdaki her şeyi ben söyledim, reddetmiyorum. Sadece milletvekilinin sözleri nedeniyle ironi yaptım.
"BİR TANESİNİ HİLAL KAPLAN KULLANMIŞTI"
‘Yakında sayın Öcalan da demeye başlarlar’ denen bölümde ‘Abdullah Öcalan da yıllardır çok okuyor, filozof olmuştur’ şeklindeki deyimler de iktidara yakın medyanın daha öne kullandığı kavramlardır. Bir tanesini Hilal Kaplan kullanmıştı. Yakın bir gelecekte tüm bunları kullanacaklarını öngörmekteyim. Benimki sadece gazetecilik faaliyetidir.
"BU İDDİA ART NİYETLİDİR"
Benim Duran Kalkan ile bağlantım yok, böyle bir konuşma yapıp yapmadığından haberim yok. PKK yürütme kurulu üyesi olduğunu sorgum sırasında öğrendim. Kendisinin görev tanımını bilmiyordum. Gazeteci olarak takip edilip haber yapılabilir. Bu konuşmadan haberim olmadan tecrit konusunda paralel bir şey söylediğim iddia edilmektedir ve bu iddia art niyetlidir. Basın ve ifade hürriyetine, insanların düşüncelerini ifade etmelerine esas olarak soruşturma dosyasına doğru olmayan bir tutumdur.
"KAÇMA ŞÜPHESİ SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Anayasal ve mesleki haklarımı kullanarak kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevini yerine getirmeye çalıştım. Suç işlediğimi düşünmüyorum. İşim ve sabit adresim vardır. Konumum bellidir. Karartılabilecek bir delil yoktur. Yayın bandı ortadadır. Değiştirilecek bir delil de yoktur. Bir televizyon kanalının genel yayın yönetmeniyim. Ayın 20’si ve 26’sı arasında toplumda infial olmadı. Reytinglere bakılırsa yaygın izlenen program olduğu anlaşılmaktadır. Cımbızlanarak yapılan montaj ve video üzerinden 25’ini 26’sına bağlayan gece bir linç kampanyası yapıldı. Güdümlü bir operasyon olduğu anlaşılmaktadır. Kaçma şüphesi söz konusu olamaz, serbest bırakılmayı talep ediyorum.”
SAVCILIĞA GÖRE YANARDAĞ; EMNİYET’TE DE SAVCILIKTA DA “MONTAJ” DEMEDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dün Yanardağ’ın tutuklanmasının ardından; “Yanardağ'ın, 26/06/2023 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ve 27/06/2023 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda müdafileri huzurunda alınan savunmalarında, soruşturmaya konu söz ve açıklamaların montajlanmış olduğu yönünde bir iddiada bulunulmamıştır” açıklamasını yaptı.
YANARDAĞ EMNİYET’TE, “CIMBIZLANMIŞ VE BAĞLAMINDAN KOPARILMIŞTIR” DEDİ
Oysa Yanardağ, Emniyet ifadesinde; “Yukarıda bana okumuş olduğunuz cümleler bana aittir. Ancak bu sözlerimin öncesi ve aralarında kesilen bölümler mevcuttur. Bu sözlerim cımbızlanmış ve bağlamından koparılmıştır. Bu yayın içerisinde ben AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’na eleştiride bulundum… Bu sözlerim montajlanan videolarda yer almayıp, çıkartılan bölümlerdir” dedi.
Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Hakkı Durna ise Emniyette, “Ayrıca müvekkilim sözlerinin cımbızlandığını beyan ettiği programın RTÜK kaydının tamamını savcılık makamına sunacağız” dedi.
YANARDAĞ SAVCILIKTA, “KÖTÜ NİYETLİ BİR ŞEKİLDE CIMBIZLANMIŞ” DEDİ
Savcılıkta ise Yanardağ, “Sözler tarafıma aittir fakat bu yayında yapmış olduğum sözler kötü niyetli bir şekilde cımbızlanmış, içinden bazı cümleler alınarak 25/06/2023 tarihinde sosyal medyada paylaşılmıştır” dedi.
Avukat Durna ise savcılıkta “Soruşturmanın bu aşamaya kadar eksik deliller ile yürütüldüğünü düşünüyoruz. Dosyaya sunduğumuz programın tamamının olduğu görüntülerin ve Galip Ensarioğlu’nun açıklamalarının olduğu evrakların da dosyaya eklenip değerlendirilmesini talep ediyoruz” dedi.
YANARDAĞ HAKİMLİKTE DE “CIMBIZLANARAK YAPILAN MONTAJ VİDEO” DEDİ, AMA TUTUKLANDI
Yanardağ, sulh ceza hakimliğinde de “Cımbızlanarak yapılan montaj video üzerinden 25’ini 26’sına bağlayan gece bir linç kampanyası yapıldı. Güdümlü bir operasyon olduğu anlaşılmaktadır. Kaçma şüphesi söz konusu olamaz, serbest bırakılmayı talep ediyorum” dedi ancak hakkında tutuklama kararı verildi.
TUTUKLAMA GEREKÇESİ, SUNULAN TAM KAYDA DAYANDIRILMADI
Sulh ceza hakimliği, tutuklama kararını; “Şüphelinin üzerine atılı ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu (26/06/2023 tarihli açık kaynak araştırma tutanağı içeriği ile tüm kolluk tutanaklarına” dayandırdı. Oysa Yanardağ ve avukatı, Emniyet’te kendilerine gösterilen videonun kısa program kaydı olduğunu, bunun cımbızlandığını belirterek, programın kaydının tamamını savcılığa sunmuştu. 27 Haziran’daki savcılık tutanağına göre sunulan yeni deliller dosyaya eklenmişti. Ancak hakimlik, 27 Haziran’da dosyaya eklenen yeni delillere göre yani programın tam kaydına göre değil, 26 Haziran’daki emniyet tutanağına göre tutuklama kararı verdi.