xAHMET SESLİ / KRT - ANKARA
Son dönemlerde suç ve suç örgütlerine yönelik geniş çaplı operasyonlar gerçekleştiriliyor. Bu operasyonlar kapsamında haklarında kırmızı bülten çıkartılan 13 suçlu da yakalandı. Bunların içinde kartel liderleri, terör mensupları ve suç finansörleri bulunuyor.
İSTANBUL, KARTEL MERKEZİ HALİNE DÖNDÜ
Çoğunluğu İstanbul'da yakalanan bu suçluların bazılarının Türk vatandaşlığı almış olması dikkat çekti. Diğer suçlular ülkelerine iade edilirken, Türk vatandaşlığı almış olan suçluların ise vatandaşlıkları düşürülüp iade süreçleri Bakanlık tarafından yönetiliyor.
'BÜYÜK GÖZALTI'
Yakalanan bu suçlular arasında en dikkat çekeni ise 'Arnavut Pablo Escobar' olarak tanınan Kompania Bello çetesinin lideri Dritan Rexhepi. Öyle ki Rexhepi'nin yakalanmasını Interpol X hesabından 'Büyük Gözaltı' olarak duyurmuştu.
ARNAVUTLUK'UN İLK KİRALIK KATİLİ
Yakınları tarafından 'suçun vücut bulmuş hali' olarak nitelendirilen 43 yaşındaki Rexhepi, ilk suçu ile ülkesi Arnavutluk'ta adından söz ettirmeye başladı. 1991 yılında Arnavutluk'ta sosyalist rejimin çökmesi sonrası başlayan kargaşa ortamında suç ve suç yapılarında artış yaşandı. Tam o yıllarda Rexhepi, 18 yaşındayken para için iki cinayet işledi ve ülkesinde 'Arnavutluk'un ilk kiralık katili' olarak ün saldı. Rexhepi'nin ünü sadece bununla sınırlı da kalmadı. Birçok kez yakalanmasına rağmen kaçmayı başaran Rexhepi bu nedenle de 'kaçış kralı' olarak da tanınıyor.
ARNAVUT ESCOBAR
Rexhepi'nin yönettiği Kompaina Bello ise, Avrupa Polis Teşkilatı'nın (Europol) 2020 yılındaki raporuna göre, Avrupa'nın en aktif kokain ticaret ağını elinde bulunduruyor.
SAHTE İSİMLE TÜRKİYE'DE YAŞIYORMUŞ
Rexhepi, 24 Eylül tarihinde, Kolombiya pasaportu ile Türkiye'ye giriş yaptı ve Benjamin Omar Perez Garcia ismi ile İstanbul Beylikdüzü'nde ikamet etmeye başladı. İtalyan polisi ortak istihbarat sağlayan emniyet güçleri, 10 Kasım günü adrese baskın düzenledi. Rexhepi, evin içerisinden garaja giden bölümden geçip plakası sökülmüş araç ile kaçmaya çalıştı. Ancak evin etrafında güvenlik çemberi oluşturan ekipler, suçluyu kıskıvrak yakaladı.
HIRVAT KARTEL DE YAKALANDI
Yakalan bir diğer isim ise Hırvat kartel Nenad Petrak oldu. Petrak'ın, Rexhepi'nin yakalanmasından tam bir hafta sonra ele geçirilmesi ile emniyet güçleri bir hafta içinde iki önemli kartelin elebaşını yakalamış oldu.
İstanbul'un Üsküdar ilçesinde yakalanan Petrak, Güney Amerika'dan Avrupa'ya uyuşturucu sevkiyatı yapıp, bu uyuşturucuyu aynı zamanda Avrupa'da dağıtan bir karteli yönetiyordu. Hırvatistan Yolsuzluk ve Organize Suçlarla Mücadele Daire'nin (USKOK) son raporunda Petrak için, "9 kadar ülkede çok sayıdı kişiyi kendi suç örgütüne bağlayan zehir taciri" vurgusu yapılmıştı.
İNGİLİZ KARTEL BİR GÜN İÇİNDE YAKALANDI
Ele geçirilen bir diğer suç lideri de İngiliz uyruklu Shaun Monaghan oldu. Monaghan, İngiltere'nin Kuzeydoğu bölgesinde uyuşturucu ve silah ticareti yapan bir suç örgütünü yönetiyordu. 25 Ekim'de Türkiye'ye giriş yaptığı belirlenen ve o andan itibaren takibe alınan çete lideri için ülkesi İngiltere, 4 Aralık tarihinde kırmızı bülten çıkardı. Emniyet güçleri bültenin çıkarılmasının üzerinden 24 saat geçmeden Monaghan'ın İstanbul Fatih'te kaldığı otel odasına baskın düzenleyip yakaladı.
KARTEL TAMAMEN ÇÖKERTİLDİ
Haziran ayında 3 ayrı tarihte, 6 ilde yapılan operasyonlarda isekırmızı bülten ile aranan Hollanda uyruklu, Joseph Johannes Leijdekkers, Jurean Anthony Finix İstanbul Kağıthane'de yakalanırken, İsaac Bignan ise Isparta'da yakalandı. Bu yakalamalar ile Hollanda ve Belçika'da faaliyet gösteren bu çetenin elebaşısı, sağ kolu ve muhasebecisi ile tetikçisi yakalanıp, çete tamamen çökertilmiş oldu.
IŞİD HÜCRESİ ÇÖKERTİLDİ
Bu operasyonlarda sadece uyuşturucu kartelleri değil, terör mensupları da yakalandı. Bu kapsamda yapılan iki operasyon dikkat çekti. 14 Kasım ve 29 Kasım'da yani iki hafta arayla gerçekleştirilen operasyonlarda haklarında kırmızı bülten çıkartılan IŞİD terör örgütü üyeleri Irak uyruklu S.M.H., F.H. ve K.M.A. yakalandı. Bu üç teröristin örgüt içinde üst düzey konumlarda yer aldığı belirtilirken, örgütün Kırşehir özelinde kurmak istediği İç Anadolu Bölgesi hücre yapılanması çökertildi. Yakalanan teröristler Irak makamlarına teslim edildi.
UYUŞTURUCUNUN FİNANSÖRÜ YAKALANDI
Önceki gün gerçekleştirilen Kafes-19 operasyonunda ise uyuşturucu finansörü ve organize suç örgütü üyesi Suudi Arabistan uyruklu Muhuannad Aloqlah, İstanbul Esenler'de ikamet ettiği evde yakalandı. Aloqlah, Beyrut Limanı'ndan Cidde Limanı'na 11 Aralık 2019'da gemiyle gönderilen 6 milyon 480 bin uyuşturucu tabletinin finansörü olarak hakkında 4 Ocak 2022'de kırmızı bülten çıkartıldı.
VATANDAŞLIK BAŞVURUSU ONAYLANMAMIŞ
Hakkında kırmızı bülten çıkartılmadan tam bir ay önce 4 Aralık 2021 yılında Türkiye'ye giriş yaptığı tespit edilen Aloqlah'ın, ikamet izni aldığı ve Türk vatandaşlığı almak için başvuru yaptığı ancak başvurunun ret aldığı öğrenildi.
EŞİ ÜZERİNDEN VATANDAŞ OLMAYI PLANLAMIŞ
Türkiye'ye giriş yapıp saklanan ve hatta vatandaşlık başvurusunda bulunan bir diğer suçlu da Kazakistan uyruklu C.T. oldu. Vatandaşlık başvurusunu eşine yaptıran C.T., eşi hakkında soruşturma yapılacağını hesaplayamadı. Aydın'ın Didim ilçesi Efeler mahallesinde saklanan C.T. bir şafak vakti emniyet güçleri tarafından yakalandı. C.T.'nin ülkesinde silahlı soygun ve kasten öldürme suçlarına karıştığı öğrenildi.
SON OLARAK İKİ KİŞİ DAHA YAKALANDI
Bu sabah şafak vakti gerçekleştirilen operasyonlarda da İngiliz uyruklu Mohammed Zakir Miah, İstanbul Büyükçekmece'de yakalandı. Miah, Belçika'da uyuşturucu dağıtımını organize etmek nedeniyle kırmızı bülten ile aranıyordu.
Yakalanan bir diğer suçlu ise Çin uyruklu Chen Xuefeng oldu. İstanbul Bağcılar'da yakalanan Xuefeng hakkında Vietnam'da ağır yaralama suçuna karışmak nedeniyle hakkında kırmızı bülten çıkartılmıştı.
ZAFİYET VE YETERSİZLİKLER SUÇLU İHRACININ ÖNÜNÜ AÇIYOR
Kırmızı bültenli suçlulara yönelik bu operasyonlar, Türkiye'nin adeta suçlu çekim alanı olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk vatandaşlığının kolay alınıyor olması, yurtdışınndan getirilen paranın sorgulanmasında yetersiz kalınması, sınır güvenliğinde yaşanan zafiyetler nedeniyle ülkeye insan girişinde yaşanan denetimsizlik suç örgütleri için Türkiye'yi adeta bir sığınak haline getiriyor.