Türkiye’nin yaşayan tek erkek arp sanatçısı Çağatay Akyol, 275 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en uzun barajı olan Yusufeli’nin zirvesinde ve tünellerinde, arpın kristalize sesini, barajın akustiği ve suyun tınısı ile buluşturdu.
Türkiye başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde, en önemli projelere imza atan Limak Holding, farklı sektörlerde yarattığı bu başarı hikayesini, holding çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Limak Vakfı’nın sanata katkılarıyla sürdürüyor. 2017 yılında Türk müziğini çok sesli yorumlayarak, geniş kitlelerle buluşturmak amacıyla kurulan Limak Filarmoni Orkestrası bu projelerin ilki. Vakıf şimdi de “Sanat Her Yerde” projesiyle müziği şantiyeye taşıdı.
Projenin ilk adresi ise Yusufeli Barajı oldu. Tamamlandığında 275 metre yüksekliği ile çift eğrilikli beton kemer baraj tipinde Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise üçüncü yüksek barajı olacak olan Yusufeli Barajı’nın zirvesinde ve yakın zamanda sularla kaplanacak tünellerde arp sanatçısı Çağatay Akyol, baraj inşaatındaki çalışanlara nefes kesen bir arp dinletisi sundu. Suyun kristalize sesi ve barajın akustiğiyle birleşen arp ile kendi bestelerini icra eden Akyol’un icra ettiği eserler arasında, Aşık Veysel’in hafızalara kazınan “Çiğdem der ki ben alayım” türküsü de yer aldı.
BİR BARAJDA VERİLEN İLK ARP DİNLETİSİ
Çağatay Akyol, Türkiye’nin yaşayan tek erkek arp sanatçısı. Akyol, yurtiçi ve yurt dışında çok önemli birçok sanatsal projede yer aldı. Konserleri ve bu başarılarıyla ülkemizi temsil etmeyi sürdürüyor. Akyol’un dünyanın en hızlı akan nehirlerinden Çoruh Nehri üzerinde yükselen Yusufeli Barajı’nda Limaklılara sunduğu bu arp dinletisi ise şimdiden dünya müzik tarihine geçti. “Arp neredeyse insanlık tarihi kadar eski ve özel bir enstrüman. Mitolojide tınısıyla doğaya hayat veriyor. Arkeolojik çalışmalar ise Mezopotamya’nın arpın anavatanı olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, bu topraklarda, dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli’nin zirvesinde, arpın muhteşem sesini doğayla buluşturmak eşsiz bir deneyimdi” diyen Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir barajda, zirvede ve tünellerde arp ile verilen ilk konser bu. Arpın kristalize su sesi, barajın ve tünellerin akustiğiyle birleşerek ortaya çıkan ses o denli muhteşem ki mikrofona dahi gerek duymadık. Arpın huzur veren sesi, tarih boyunca rehabilitasyon amacıyla da kullanılmış. Biz de bundan yola çıkarak Limak çalışanlarının kendilerinin yer aldıkları projede sanatla buluşmasını, sanatın her yerde değerli olduğunu vurgulamak istedik.”
FARKLI VE ÇARPICI MEKANLARDA KONSERLER DEVAM EDECEK
Bugüne kadar eğitim, kültür ve sanatı odağına alarak onlarca farklı projeye imza atan Limak Vakfı, “Türkiye’nin Mühendis Kızları” projesiyle özgüveni yüksek, çağdaş ve ekonomiye değer katacak kadınların yetiştirilmesine destek veriyor. Son 4 yıldır Limak Filarmoni Orkestrası ile sanata ve müziğe katkısını artırarak sürdüren vakıf, kültür-sanat odaklı projelerini Limak ile “Sanat Her Yerde” çatısı altında birleştirdi. Bu amaçla Yusufeli Barajı’nda düzenlenen arp dinletisi, projenin ilk ayağını oluşturuyor. Aralık ayında İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilecek Limak Filarmoni Orkestrası konserleriyle devam edecek proje, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde, farklı ve çarpıcı mekanlarda sanatı toplumla buluşturmaya devam edecek.
İşte o dinletiden bir bölüm: