Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan ve Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın eleştirileri ile alevlenen yargıda kalite tartışması, Türkiye Adalet Akademisi’nin 1500 hâkim ve savcıya bir yıl sürece gerekçeli karar yazma eğitimi verileceğini duyurması ile zirveye çıktı. Konuyu Cumhuriyet’ten Sefa Uyar'a değerlendiren eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, “Yargı, yargı olmaktan çıktı” derken mülakatlara işaret ederek “Asıl olarak liyakat aranmıyor, ‘Bizden mi değil mi?’ ayrımına bakılıyor” ifadelerini kullandı.
"ÇOĞUNLUĞU AKP’LİYDİ"
15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ’cülerin tasfiyesinin ardından 15 bine yakın yargıç ve savcı alındığını söyleyen Kazan, “Onların önemli bir çoğunluğu avukattı. O avukatların önemli bir çoğunluğu da AKP’liydi. Zaten birçoğu siyaset yapıyordu. Avukatlıkta geçen sürenin yargıçlıktan sayılması nedeniyle önemli bir kısmı birinci sınıfa ayrıldı. Böylece bırakın gerekçeli kararı, ara karar yazamayan çok sayıda yargıç ve savcı var. Bu nedenle müthiş bir kalite sorunu yaşanıyor” dedi.
Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise Adalet Bakanlığı ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapılarına işaret ederek “Yargıç ve savcı alımlarında bilgi koşulu yerine genel bir kural olarak siyasi referanslar öne çıkmaktadır” dedi. AKP döneminde yargıç ve savcı kadro sayısının yükseldiğini, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meslekten çıkarmalar olduğunu, baskılar ve güvencesizlik nedeniyle birçok yargıç ve savcının da emekli olduğunu söyleyen Eminağaoğlu, “15 Temmuz sonrasında bir süre staj bile yapmamış çok sayıda kişi, yargıç ve savcı niteliği ve kimliği olmadan mesleğe alındı” ifadelerini kullandı.
"İKTİDARI RAHATSIZ ETMEDİLER"
Hiçbir mesleki birikim ve deneyim sahibi olmayan kişilerin, daha mesleğinin başında iş yükünün öne çıktığı illerde görevlendirildiğini, bu kişilerin iş yükünün altından kalkamadığını, meslekte ilerleyebilmek için iktidarı rahatsız etmeyecek kararlara imza attığını kaydeden Eminağaoğlu, “Yargıç ve savcılar, mesleki bilgi, birikim, deneyim ve donanımsızlık nedeniyle soruşturma yapamıyor, karar yazamıyor. Bu nedenle, soruşturma ve adil yargılama sorunları en üst noktaya çıkmış durumda. Yargı organları, sorun çözen, adalet dağıtan değil, kendisi sorun olan, adaletsizlik yaratan organlar haline geldi” diye konuştu.