TTB Merkez Konseyi, COVID-19 salgının dünyaya ilan edilmesinden sonra, Türkiye'de salgına yönelik olarak pek çok hatalı ve eksik uygulama yapıldığını açıkladı. Konsey, gelinen aşamada hastalığın ülkenin her yerinde ve yaygın olduğu, bu nedenle de karantina uygulama fırsatının kaçırıldığını bildirdi.
TÜRKİYE GÖZ GÖRE GÖRE ENFEKTE HALE GETİRİLDİ
TTB'den yapılan açıklamada, İran'da salgın ortaya çıktığında sınırın etkin şekilde kapatılmaması ve gelenlere karantina uygulanmaması, salgının var olduğunun bilindiği dönemde sınır kapılarının açılarak mültecilerin sınıra gitmesine izin verilmesi, sonra da geri götürülmeleri, Umre'den dönenlerin karantinaya alınmaması gibi yaklaşımlar nedeniyle, Türkiye'nin göz göre göre enfekte hale getirildiği kaydedildi.
ÜLKE ÇAPINDA TECRİT'İN BİR ANLAMI KALMADI
Karantina ve tecrit uygulamalarının yerel ve bölgesel olarak hızla ve kararlılıkla uygulanabileceğine yer verilen açıklamada, ancak gelinen noktada risk grupları dışında ülke çapında tecrit uygulamasının da bir anlamı kalmadığı savunuldu.
GÜNDE 30 BİNİN ÜZERİNDE TEST YAPILMALI
“Bugün ve sonrasında yapılması gereken Dünya Sağlık Örgütü'nün de önerdiği gibi çok sayıda test yaparak, katı bir izolasyon uygulamaktır. Suriyeli sığınmacılarla birlikte 90 milyona yakın kişinin yaşadığı ülkemizde, günde 30 binin üzerinde test yapılarak, test sonuçları pozitif olan olgular ile temaslıları ivedi olarak sağlıklı kişilerden ayrılmalıdır” uyarısında bulunan TTB Merkez Konseyi, izolasyon, kişilerin evlerinde yapılacağı gibi, evlerde yapılamayacağı durum ve koşullarda izolasyon için seçilen yurtlar ve oteller gibi mekânların da kullanılabileceğini açıkladı.
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ DIŞLANIYOR
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve 81 il valisine bir mektup yazan TTB Merkez Konseyi, pandemiye karşı mücadelenin en önemli bileşenlerinden olan Türk Tabipler Birliği ve Tabip Odalarının kurullara çağrılmamasını, katkılarının alınmamasını,böylesi ciddi bir sorunun çözümüne yönelik hazırlık toplantılarında dışarıda tutulmalarını eleştirdi.
YAŞAM HAKKININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ ZORUNLUDUR
TTB, herkesin yaşam ve sağlık hakkının korunması için, işbirliği yapılmasının hukuksal düzenlemeler uyarınca da gerekli ve zorunlu olduğuna dikkat çekerek ; “salgın mücadelesinin, en az can kaybıyla en az toplumsal zarar ile başarıya ulaştırılabilmesi için, bilimsel dayanakların bağımsız kurullarca sağlandığı, özgür bilimsel tartışma ortamının gerçekleştirildiği, sağlık çalışanlarında ve toplumda güven duygusunun, mücadeleyi benimseyerek katılımın sağlandığı, sağlık çalışanlarının ve bütün toplumun güvenini kazanan, işbirliğine açık, şeffaf bir süreç yönetimi gereklidir” denildi.
KORKU İKLİMİ ALTINDA TOPLUMSAL İYİLİK SAĞLANAMAZ
TTB Mektubunda uluslararası sözleşmelerde toplumun hayatını tehdit eden olağanüstü hallerde, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının hiçbir koşulda askıya alınamayacağının altını çizerek, “korku iklimi altında toplumsal iyilik halinin sağlanamayacağına dair deneyimler dikkat alınmıştır” denildi.