BIST 100 9.888 DOLAR 34,15 EURO 37,98 ALTIN 2.886,46
20° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı, %12’yi aştı

Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı, %12’yi aştı

Dolar 6.20 TL’yi gördü. Avro ve Sterlin yüzde 2 değer kazandı. TL’nin yılbaşından bu yana değer kaybı yüzde 14’ü aştı. Kur kaynaklı brüt borç yükü 338.1 milyar TL arttı. İş dünyasına göre seçimin yenilenmesi kaygı verici. Bloomberg, “Yatırımcılar TL’den tüyüyor” derken, Fitch ise seçimin “ekstra belirsizlik” anlamına geldiğini vurguladı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun 31 Mart’taki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenileme kararının ardından Türk ekonomisindeki temel göstergelerde olumsuz gelişmeler yaşandı. Yerel seçimin ertesi günü 5,48 olan Dolar/TL kuru bu sabah 6,19 o gördükten sonra 6,15-6,16 aralığında bulunuyor. Böylelikle Türk Lirası’nın Amerikan Doları karşısındaki değer kaybı, %12’yi aştı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) AKP’nin başvurusu ile İstanbul seçimini yenileme kararı sonrası piyasalar sert dalgalandı.

Dolar/TL seçim kararının ardından önceki gece 6.15 seviyesinin üzerine yükseldi. TL’de değer kaybı yüzde 3’ü buldu. Dolar yükselişini sürdürerek 6.20 TL’yi gördü. 8 Mayıs saat 10.10 itibarıyla dolar 6.16 TL'den işlem görüyor. TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı 31 Mart seçimlerinden bu yana yüzde 10’u, yılbaşından bu yana ise yüzde 14’ü aştı. Avro yüzde 13 civarında yükseldi. Faizlerde seçim öncesinden bu yana 2 yıllık tahvilin bileşik faizinde 260 baz puan, 5 yıllık getiride 198, 10 yıllık getiride 158 baz puanlık yükseliş oldu. Borsa İstanbul ise 2019 yılı kazançlarını sildi. Borsa İstanbul 100 Endeksi, dün güne yüzde 2.3 ekside yaklaşık 90.801 puandan başladı.

IHS Markit verilerine göre Türkiye’nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyetini gösteren CDS’ler önceki günkü kapanışa kıyasla 30 baz puan artışla mart sonundan bu yana en yüksek seviye olan 464 baz puana çıktı.

Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı, %12’yi aştı - Resim : 1

DEMOKRASİYE ZARAR!

Analistler ekonomi ve piyasalar açısından iki ay daha kayıp dönem olacağını, 31 Mart sonrası söz verilen reform uygulamalarının gecikeceğini belirtirken, sürecin Türkiye’deki demokrasi algısına da zarar verdiğine dikkat çekiyor. Bluebay Asset Management’tan Timothy Ash, “Türkiye için benzeri görülmemiş ve hangi açıdan bakarsanız bakın Türkiye’deki demokrasi algıları açısından zarar verici” dedi.

S-400 ve F35 nedeniyle ABD ile ilişkiler, Merkez Bankası’nın rezervleri ve ısınan ticaret savaşları gibi diğer risk unsurları da göz önünde bulundurulduğunda TL’deki baskının ve kurdaki yükselişin sürmesi bekleniyor. Bankacılar gelecek dönemde harcamalar ve bütçe üzerindeki baskının artacağını, özel sektörde yatırım ve harcamaların durmasıyla vergi gelirlerinin de düşeceğini belirterek, bütçe açığının artmasıyla Hazine’nin de daha fazla borçlanmak durumunda kalacağını belirtiyor.
UniCredit gelişmekte olan piyasalar FX stratejisti Kiran Kowshik, hukukun üstünlüğü konusunun piyasalarda yakından izlendiğini belirterek, “Rezervlerin azaldığı da ortada ve Türkiye’nin IMF gibi dış çıpalar olmadan mevcut zorlukları nasıl aşabileceğine yönelik soru işaretleri var. Türkiye’nin rezervlerinin yeterliliği ve dış borçlarını ödeyebilme yetisine yönelik endişeler artıyor” diye konuştu.

Ekonomideki negatif işaretler Dolar/TL kuru ile sınırlı değil. İki yıllık devlet tahvili faizi de Pazartesi gününe göre %4.82 artış göstererek %25,22’ye ulaştı. İki yıllık devlet tahvili 11 Ekim 2018 tarihinde son on yılın rekorunu kırarak %27’ye ulaştıktan sonra 15 Ocak 2019’da %18’in altına düşmüştü.

Borsa İstanbul da bir önceki kapanışına göre, %1,61 değer kaybederek 91 bin 482 puana geriledi. 29 Ocak 2018’de 120 bin puanı görerek tarihi zirvesini ulaşan Borsa İstanbul, o tarihten bugüne kaybı %25’e ulaştı.

"DEMOKRASİYİ VE HUKUKU GELİŞTİRMEDEN EKONOMİYİ TOPARLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Ekonomist Hurşit Güneş, yerel seçim tekrarının yerli ve yabancı yatırımcının Türkiye’nin demokrasisine inancını daha da sorgular hale getireceğinden endişe duyuyor.

Marmara Üniversitesi öğretim üyesi, “Türkiye’de ekonomi iyi bir yere gitmiyor. Gitmediği işadamları açıklamasından belli. Karar işadamlarını mutlu etmedi. Döviz rezervleri yetersiz, işsizlik ve enflasyon yüksek, büyümeden eser yok. Ekonomide güçlü bir yer gözükmüyor. İşin en kötü tarafı böyle bir konjonktürde iktisadi yapı bozukken dış politika da problemli. Dış dengelerimiz iyi olsa müttefiklerimiz ve Batı finans dünyası yardım edip ekonomiyi düze çıkarabilir ama işler onlarla da kötü. Bu durum sermaye akışlarını örseliyor. Bulunduğumuz noktadan çıkış için içeride alacağımız iktisadi politika değişikliği tek başına sonuç vermez dış politika değişikliği de lazım. Öte yandan içeride demokrasi ve hukuku geliştirmeden tüketici güvenini arttırmak ve ekonomiyi toparlamak mümkün olmaz. İstanbul seçimleri hukuk ve güven noktasında hem tüketiciyi hem de yatırımcıyı örselemiştir” dedi.

"SEÇİM ORTAMINA GERİ DÖNMEK KAYGI VERİCİ"

Türkiye’nin “patronlar kulübü” olarak bilinen TÜSİAD da YSK’nın seçimi ertelemesinin ardından twitter hesabı üzerinden yayınladığı açıklamasında durumu “kaygı verici” buldu.

31 Mart gecesi yayınladığı açıklamasında “Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla, önümüzdeki seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemimiz için önemli bir fırsattır. Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır” diyerek siyaset dünyasını ekonomiye odaklanmaya çalışan TÜSİAD, kısa açıklamasında da bu konulara dikkat çekti.

“31 Mart yerel seçim sonuçları açıklanmadan evvel vurgulamış olduğumuz gibi, kapsamlı bir ekonomik ve demokratik reform gündemine odaklanmamız gereken bu dönemde, seçim ortamına geri dönmek kaygı vericidir.”

'HERKES HADDİNİ BİLECEK'

Türkiye’nin “ekonomik sabotaj” ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD’ı sert bir dille eleştirdi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Bazı işadamı grupları bu karardan sonra baktık garip açıklamalar yapıyorlar. Bundan sonra da tabii ki bizden bu tavırlarınızla ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıklamayı yaparsanız bunlar normalleşmeyi getirmez. Yanlış yapıyorsunuz. Herkes haddini bilecek. İşadamıysan sen işini yap, seçim yargısının bu noktada verdiği karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız sizin de nerede olduğunuzu ortaya koyar, bizim de size bakış açımız değişecektir” dedi.

"GÜVENSİZLİĞİ ARTTIRIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TÜSİAD’ın demokratik hukuk çerçevesinde kalan açıklamasına bile tahammül edemediğinin altını çizen ekonomist Cüneyt Akman, Türk ekonomi yönetiminin yatırımcılara güven vermekten uzak olduğu görüşünde.

Dr. Akman, “Ekonomiyle ilgili parlak şeyler söylemek mümkün değil. Faizler %25’nin üzerine çıktı. Dolar malum 6.15-6.20 arasında gidiyor, Borsa İstanbul 91 bin seviyesine indi. Banka hisselerinde düşüş daha yüksek. Her türlü şeyde düşüş var. Uluslararası ajanslar yabancı yatırımcıların kaçtıklarını yazıyor. Tek fren mekanizması çok hızlı çıkarlarsa aşırı zarar ederler. O yüzden yavaş hareket ediliyor. TÜSİAD’ın olabilecek en yumuşak en kibar tondaki eleştirisi ‘sabotaj’ gibi değerlendiriliyor. Bu durum ekonomide var olan sorunların inkar edildiğini gösteriyor. Bu da problemlerin çözülemeyeceği duygusunu yaratıyor. Seçimlerden sonra hükümetin en büyük kozu siyasi istikrardı. Ekonomiye odaklanacağı beklentisi vardı. Fakat Bakan Albayrak’ın açıkladığı reform programında reformdan eser yoktu. Şimdi bunların üzerinde ‘Türkiye’de bir daha demokratik seçim yapılabilir mi?’ sorusu da eklendi. Çünkü bugüne kadar Türkiye’nin demokrasiyle ilgili tartışılsa seçim yapabilir bir ülke olarak düşünülüyordu. Bu seçim tekrarı hükümetin istemediği sonuç çıkarsa o seçimler yeniden yapılabilir düşüncesini ortaya koyuyor ki bu güvensizliği arttırır” dedi.