BIST 100 10.075 DOLAR 35,37 EURO 36,49 ALTIN 3.000,80
11° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Turan Partisi Genel Başkanı Bayoğlu: Azerbaycan'da devleti koruyanlarla, devleti dağıtanların savaşı var

Turan Partisi Genel Başkanı Bayoğlu: Azerbaycan'da devleti koruyanlarla, devleti dağıtanların savaşı var

Turan Partisi Genel Başkanı Cahandar Bayoğlu Azerbaycan ve Türkiye siyaseti ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye ile ilişkilerin güçlenerek arttığını belirten Bayoğlu FETÖ tehlikesine dikkat çekti. Bayoğlu küresel güçlerin amacının Türkiye - Azerbaycan kardeşliğini bozmak olduğunu söyledi. Bayoğlu, "Azerbaycan'da iktidar - muhalefet mücadelesi yoktur. Azerbaycan'da devleti koruyanlarla, devleti dağıtanların savaşı var." dedi.

Turan Partisi Genel Başkanı Cahandar Bayoğlu dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Azerbaycan'ın bağımsızlığını ilan edip cumhuriyeti kurmasından sonra yaşananların kritiğini yaptı.

Bayoğlu şu açıklamaları yaptı:

Azerbaycan'da iktidar - Muhalefet mücadelesi yoktur. Azerbaycan'da devleti koruyanlarla, devleti dağıtanların savaşı var.

Son yaşanan olaylara rağmen anlaşılacağı üzere, Azerbaycan'a karşı olan düşman güçlerin uzantıları hem iktidara, hem de muhalefete öyle sarmışlardır ki, devletimizin varlığı tehlikededir.
Düşman Güçlerin İşgal Ordusunun (DGİO) örgütlenmesinin büyük kısmı Azerbaycan'ın parçalandığı 1813 - 1828. yıllara dayanan, Bolşeviklerin işgalı ile daha güçlenen Rus emperyal güçlerinin eli ile olmuştur.

20. yüzyılın sonunda Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlık mücadelesinde Rus emperyal güçleri zayıflamamak için varlığını korumayı başardı.

Bu asırda İran - Fars şovenist yanlıları kendilerine Şii'liği kullanarak, Şii'lik şeriat düzeni adı altında teşkilatlanmayı başardılar.

"FETÖ ÖRGÜTLEDİ"

Soros gibi küresel güçler, demokrasi kisvesiyle demokratları ve Türk kimliğiyle FETÖ'yü örgütledi. Tek başarılı olamadığı ülke Türkiye oldu. Türkiye'nin Azerbaycan'a, Azerbaycan'ın Türkiye'ye sevgisi bir millet olması nedeniyle bir rahatlık oldu.

Bence bu daha çok Türkiye'nin devlet olarak Azerbaycan'ın bağımsızlığına hazırlıklı olmamasından dolayı, FETÖ gibi örgütlerin eliyle kendisinin dış kuvvetler tarafından sarılmasıyla bağlıydı.

Kolları kapanmış Türkiye serbest bırakılamadı. Bu güçler 1993 yılında Azerbaycan'ın ulusal lideri Elçibey'i Cumhurbaşkanlığından uzaklaştırmayı başardılar. Daha deneyimli Haydar Aliyev bu güçlerle çevriliydi. Tüm yöntemlerle halkın dışına çıkan insanlar devlet binasından, siyasi örgütlerden uzaklaştırıldı.

Muhalif siyasi örgütlerin çoğu, demokrasi adı verilen Soros tipi kuryelerin kontrolü altında kuruldu.

Rusya, İran, Fethullah iktidarı devirdi.

Türkiye, muhalefetteki Elçibey ve iktidardaki Haydar Aliyev'le bağları koruyabildi. İşgal ordusunun kurulması, Azerbaycan'da artan çatışma halkın dayanışmasını, siyasi çevrenin liberalleşmesini engelledi.

Bu güçler ulusal uzlaşma kavramına dayanıyordu, Elçibey Kalaki'den Bakü'ye geldiğinde, Elçibey'deki mafya ile ittifakın bir gerçeklik haline geldiğini söyleyerek şantaja geçtiler.

Bu güçler 1998'de Elçibey'deki muhalefetin tek bir aday olmasını engelledi. Muhalefetin radikalleşmesi, ayaklarının iktidardaki pozisyonlarını güçlendirdi.

"BÜYÜK PARALAR DÖNDÜ"

2000 yılında Elçibey'in, 2003 yılında Haydar Aliyev'in vefatı bu güçlerin alanını genişletti ve güçlendirdi. Bu güçler 2003 yıl devrimin yıkıcı görüntüsünde muhalefeti gösterdi ve iktidarda vazgeçilmezliğini sağladı.

Bu güçler iktidarın çoğunu ele geçirerek, kendi Başkanlarını göreve koymaya çalıştı ve başardı.

Dış güçlerin işgal ordusunun başı, artık grey kardinal olarak adlandırılan Ramiz Anvaroviç idi.

Ramiz Anvaroviç, Moskova, Tahran ve SOROS, Fethullah Gülen'in tek temsilcisiydi. O, Rusya'nın güçlendirilmesi ile birlikte, Azerbaycan'da İran, SOROS ekonomik çıkarlarının garantörüydü.

Ortada, büyük paralar döndü, bu paranın sayesinde Rusya İranlı generalleri finanse etti, ajanlar ağı, muhalif “Demokratlar” figürlerini bastırdı, temsilcileri getirdi.

Türkiye'nin tek bağlantı noktası Azerbaycan halkı ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev idi. İktidarı saranlar daha da güçlenmek için, zaman zaman kendi muhalif demokratlarını daha radikal davranışlara yönlendirdi ve sadık kurtarıcının imajını dokunulmaz hale getirdi.

Ezilmiş milliyetçiler, bağımsızlık askerleri, halk ve devlet idi.

Bu politika Türkiye'de 2016'daki 15 Temmuz FETÖ darbesine kadar devam etti.

"TÜRKİYE BAĞIMSIZ OLUNCA YALANLAR ORTAYA ÇIKTI"

Türkiye'de Fetullah Gülen'in yenilgisi çoktan başladı. Azerbaycan'da bulunan Fetöcüler tehditle karşı karşıya kaldı. Bu yüzden Ramiz Anvaroviç sayesinde manevralar yapıldı ve FETÖ olmayanlara FETÖ denildi.

Türkiye bağımsız olunca yalanlar açığa çıktı. Bağımsız Türkiye güçlendikçe Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de güçlendi.

Bu politika Azerbaycan ve Türkiye'yi bir araya getirdi. Ekonomik bağlarımız daha da güçlendi. Bu güç karşısında, dış güçlerin işgal ordusu endişeliydi, Ramiz Anvaroviç çırpınıyordu.

Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Ramiz Enveroviç'i görevden alması gerekiyordu. Ramiz Anveroviç'in görevden alınma kararını almasına rağmen, muhalefet ve iktidardaki gücü yerinde idi.

Son olarak, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev gücü bitmeyen bu örgütü tasfiyeye başladı.

Gündemde Ramiz Anvaroviç'in hapsi de söz konusuydu.

Böyle bir durumda Rusya sözde Ermenistan'dan Tovuz bölgesine saldırmaya geçti, Azerbaycan'ı karıştırdı ve iç kavga oluşturulmasını uygulamaya başladı.

Azerbaycan ordusunun ulusal güçleri bu saldırıdan önce ayağa kalktığında, Türkiye bir kardeş devlet olarak devreye girdi. 'Savaş devam ederse Erivan'a gireceğiz', dedi ve ciddi bir direniş gösterdi. Savaşın fazla zarar vereceğini gören güçler geri çekildi.

Türk ordusu Azerbaycan'da askeri tatbikatlar başlattı. Türkiye Azerbaycan askerlerinin ittifakına yaklaştı, ordumuz modern silahlarla donatıldı.

Türkiye güçlendikçe Azerbaycan'da ulusal güçler yoğunlaştı. Azerbaycan Türk Konfederasyonu gündem haline geldi.

Rus Silahlı Kuvvetleri işgal ordusu binlerce oyun oynamaya başladı ve bu oyunlar hala devam ediyor.

Tek amaç, Türkiye'nin Azerbaycan'la yakınlaşmasını önlemek, işgal ordusunun ve dış güçlerin temsilcisinin konumunu korumaktır.

Rusya, İran, Erivan, küresel güçler FETÖ işgal ordusunu ve liderleri Anvaroviçi savunamadıkları için, bu güçler muhalefette ve iktidarda gizli faaliyetten tek bir güç olarak açığa çıkmaya karar verdiler.

KÜRESEL GÜÇLERİN HEDEFİ AZERBAYCAN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİNİ BOZMAK MI?

Kararın önündeki tek engel, bu politika için sosyal üslerin hazırlanmasıdır.

Böyle bir politika, muhaliflerde bulunan ezilmiş, hakaret edilen sosyal üslerin, onları ezenlerle birlikte olmalarını kabul etmesini sağlamak için tasarlanmalıdır.
Bu siyasetin geçerli olmasını sağlamak çok önemli idi. Bunun için Başkan Aliyev ve ailesinin hedef alınması gerekiyordu.

Anvaroviç ise mubariz, mağdur kurtarıcı olarak ortaya çıkmalıydı. Bu süreç artık başladı. Anvaroviç harekete geçti ve muhalefet ile işbirliği için zemin hazırlıyor.
Şimdi her birini bir şey düşündüyor, gerçek Aliyevçileri Anvaroviç İlham Aliyev'e, gerçek Elçibey'çileri “demokratlar” yalanlarına ikna edebilecek mi?

30 yıllık İşgal Ordusunun hedefi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bağımsız Azerbaycan devleti, Azerbaycan Türkiye kardeşliği - birliği ve milliyetçi küçelerdir (devlet gücü).

Böyle olduğu içün Azerbaycan'da iktidar muhalefet mücadelesi olmadığı ortaya çıkar. Azerbaycan'da devleti koruyanlarla, devleti yok edenler arasında bir savaş vardır.

Bana göre bu savaşta gerçek Elçibeyçiler, Aliyevçiler ve halk, devlet gücünün yanında olacak. Zaten savaşı dış güçlerin işgal ordusu devlete karşı kuvvet olarak bu baştan kaybetmiştir.

Yaşasın Bağımsız Birleşik Azerbaycan!