Barış CAN / KRT WEB
Hükümete yakın medya organları tarafından yaptığı açıklamalar, öneriler nedeniyle hedef gösterilen; trollerin iftira, hakaret ve ölüm tehditlerine maruz kalan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık’ın şehit çocuğu olduğu ortaya çıktı. Prof. Saltık'ın babası Emniyet Başkomiseri Halis Zeki Saltık, İstanbul Sirkeci’de kurulan pusu ile 7 Temmuz 1980 günü şehit edildi.
NEDEN HEDEF GÖSTERİLDİ? NELER SÖYLEDİ?
Her açıklamasında akıl ve bilimin herkesin ve her şeyin üzerinde olduğunu belirten Saltık, “3-4 hafta Cumartesi-Pazar arka arkaya halkı koronavirüse karşı evlerinden çıkarmadan tarayın” önerisinde bulunmuştu.
BU FARK NEREDEN KAYNAKLANIYOR?
Saltık, "Geçene sene bir ayda 35 bin kişi öldüyse bu yıl 37 bin ölüm olduysa, 2 bin fazlalık varsa siz de koronavirüs ölümlerini bin kişi dediyseniz bu bin ölüm nereden geldi? Bu fazladan ölümlerin nedeni ne? Nerede öldü bu insanlar? İdlib'deki çatışmalarda mı şehit oldu haberimiz yok? Bu ölenlerin yaşı, cinsiyeti nedir? 20-30 yaşında Mehmetçik değilse; kadınsa, çocuksa, yaşlıysa, İdlib'de değilse koronavirüsten öldü demektir" ifadelerini kullanmıştı.
KRT'DEKİ AÇIKLAMALARI VİRAL OLDU
Saltık'ın KRT ekranlarında yaptığı konuşma büyük ses getirmiş, sosyal medyada viral olmuş, doktorların WhatsApp gruplarında “hoca haklı” denilerek paylaşılmıştı.
'İKTİDAR VAHİM BİR HATA İÇERİSİNDE'
Saltık KRT'de yaptığı açıklamada, "Siyasi otoritenin, Türkiye'deki tek adam rejiminin bir kez daha takkesini önüne koyup düşünmesi lazım" diyen Saltık, siyasi iktidarın vahim bir hata içerisinde olduğunu belirterek, "İzlediği politikalar daha çok insanın ölümüne daha çok insanın hastalanmasına ve uzayan salgın nedeniyle ekonominin daha da ağır çöküşüne yol açıyor" ifadelerini kullanmıştı.
'İSTİFA ETMELİDİR'
Bilim Kurulu'nun siyasi iktidara sözünü geçirememesi durumunda görevden çekilmesi gerektiğini ifade eden Saltık, Bilim Kurulu kararlarının kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini söylemişti. Saltık, "Eğer siyasal otorite Bilim Kurulu'nun kararlarını yerine getirmeyecekse istifa etmelidir" demişti.
PROFESÖRÜ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER
Hükümete yakın medya organlarının hedef göstermesinden sonra troller Saltık’a; “vatan haini, Ermeni dölü, FETÖ’cü’ gibi iftiralar atarken Facebook üzerinden bir şahıs “kanınızı içeceğiz” diyerek tehdit etti. Bir başkası ise, “kaçacak delik arayacaksınız, çok az kaldı” diye yazdı.
PROFESÖR ŞEHİT ÇOCUĞU...
Trollerin “vatan haini, Ermeni dölü, FETÖ’cü’ iftiralarına maruz kalan Prof. Saltık'ın Emniyet Başkomiseri olan babası Halis Zeki Saltık 7 Temmuz 1980'de Sirkeci'de kurulan bir pusuda şehit oldu.
BABASI EMNİYET BAŞKOMİSERİ NASIL ŞEHİT OLDU?
Emniyet Başkomiseri Halis Zeki Saltık, bir işyerinden haraç almak için gelen “örgüt” elemanlarıyla çıkan çatışmada tuzağa düşürülerek 7-8 kurşunla şehit edildi. Halis Zeki Saltık, polis şehitliğine değil, Topkapı – Çamlık mezarlığına defnedildi.
NELER YAŞADILAR?
Saldırıyı Dev-Sol'un yaptığı iddia edildi. Saltık ailesi, İl Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürlerinden Elazığlı Mehmet Ağar, Vali Nevzat Ayaz ile görüştü, yıllar sonra O.K., U. K. isimli 2 şahsın saldırıyı gerçekleştirdiği belirtildi. Aile davaya müdahil oldu. Ancak sanıkların katil olup-olmadıkları hakkında ciddi kuşku duyan, "suç birilerine yıkılacak mı?" diye soran aile davadan çekildi.
ŞEHİT BAŞKOMİSERİN 2 ÇOCUĞU DOKTOR, KIZI AVUKAT... KIZININ MEZUNİYETİNİ GÖREMEDİ
1933 Tunceli Hozat doğumlu olan Halis Zeki Saltık şehit edildiğinde 47, oğlu Prof. Saltık 27 yaşındaydı. Prof. Saltık tıp doktoruydu ve Hacettepe Tıp Fakültesinde uzmanlık eğitimi alıyordu.
Şehit Emniyet Başkomiseri Halis Zeki Saltık'ın 2. çocuğu Ali Haydar Saltık da 1980 Haziran sonunda Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirerek tıp doktoru olmuştu. Halis Zeki Saltık'ın, 3. çocuğu Hülya Saltık ise İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi idi, onun mezuniyetini göremedi.
Saltık Ailesi
"O HEP DEVLETİN POLİSİ OLDU"
"Mesleğinde çok başarılı idi. Pek çok polisiye sorunun çözümüne anlamlı katkılar verdiğinden eminim. O hep devletin polisi oldu, yasalara, hukuka, vicdanına bağlı kaldı" diyen Prof. Saltık babasının görev sırasında bir anısını şöyle aktarıyor:
“İstanbul Emniyeti olarak 12 Mart 1971 sonrası sıkıyönetim döneminde kaçaklardan Ulaş Bardakçı’yı yakaladık. Bir arkadaş çok gergin – öfkeli olarak; ‘… bu ……… nu salalım, kaçıyor diye arkadan vuralım...’ Şiddetle karşı çıktım. Bizim görevimiz yakalayıp adalete teslim etmek dedim ve çok yanlış – kabul edilemez hukuk dışı bir eylemi (polis cinayetini) engelledim…
1920'LERDE OLDUĞU GİBİ; ATATÜRK'ÜN ÖNCÜLÜĞÜNDE 7 DÜVELE KARŞI YAPTIĞIMIZ GİBİ
Ailesinin hayat hikayesini kendi web sayfasında anlatan Prof. Saltık sözlerini şöyle bitiriyor:
İşte ailemizin acılı – tatlı serüveni ya da öyküsü özetle böyle… Ders ve ibretlerle dolu bize göre… Eminiz ki, emperyalizmin pençesinde kıvrandırılan bir ülke olarak Türkiye’mizde nice daha acı yaşam öyküsü vardır… Keşke onlar da yazılsa ve okusak, paylaşsak. Belki bu çok acılı öyküler bizi biraz daha insanlaştırır ve asıl büyük fotoğrafı görerek birbirimizle uğraşmak yerine, hep birlikte emperyalizmi ve yerli işbirlikçilerini ülkemizden kovmak için kol kola, omuz omuza ve yürek yüreğe, akılla, bir kurtuluş savaşı vermeye koyulurduk.
1920’lerde Yüce Atatürk‘ün dava ve silah arkadaşlarının öncülüğünde tüm ulus (topyekun), 7 düvele karşı yaptığımız gibi…
**
Bize elveren herkese şükranla…
Tüm şehit – gazi – ölmüşlerimizi özlemle, saygıyla anıyoruz.
Bu tür acıların olmadığı – en az olduğu bir toplumsal düzenin olanaklı olduğunu çok iyi biliyor ve onu da çok özlüyor; uğrunda çok çaba harcıyoruz.
KRT'NİN, "Prof. Dr. Ahmet Saltık'a ölüm tehdidi" başlığı ile yaptığı haber: