Ailenin varlıklı olduğunu, evde bir dediğinin iki olmadığını anlatan Ciğerci, "Ama işte bülbülü altın kafese de koysan 'Özgürlüğüm' diyor" dedi. Zamanla travesti, trans birey arkadaşları olduğunu, onları küçümsemek yerine alkışlamak gerektiğini ifade eden Ciğerci ailesine açıldığı anısını şöyle anlattı:
"Benimse param vardı ama mutsuzdum. Sonunda bu ikiyüzlülük canıma tak etti. Babamın yaşadığı şoku anlatamam! İnanılmaz bir kıyamet koptu. 'Ben kararımdan vazgeçmeyeceğim, bırakın mutlu olduğum gibi yaşayayım!' dedim. Annem, 'Yapma ne olursun!' dedi. Babam, 'Allah belanı versin! Sakın bir daha bu eve girme! Def ol git' dedi ama ekledi: 'Kredi kartını da bırak. Arabanın anahtarını da...'
Üzerimdeki eşofmanlarla evi terk ettim. Ertesi gün baktım, cep telefonum da iptal olmuş. Bir arkadaşımın evine yerleştim. Dördüncü gün artık misafirlik bitmeye başlıyor. 'Bir şeyler yapmam lazım!' dedim. Nişantaşı’nda bir yerde tezgâhtarlık, gece de korsan taksicilik yapıyordum. Altı ay boyunca o arkadaşımda kaldım. Evi küçücük, misafirleri var. Yatak odasında da birileri oluyor. Ben kapı girişinde ayakkabılarla beraber oturuyordum. Geceleri işe çıkıyorlardı. Ben onları alıp götürüyordum, şoförlüklerini yapıyordum, bana günlük 50-100 lira para veriyorlardı.