Tuncelili sanatçı Mikail Aslan ile Trabzonlu sanatçı Apolas Lermi yaptıkları şarkı ile Tenbûr ile tulumu, Tunceli ile Trabzon'u buluşturdu.
Aslen ile Lermi'nin yaptığı şarkı için çekilen klipte de Karadeniz ile Doğu Anadolu'nun güzelliklerine yer verildi.
İşte o şarkı ve klip:
Gazeteci Erdal Emre yapılan şarkı ile çekilen klibi şu sözlerle değerlendirdi:
Taşlıoba Yaylası’ndan aşağıya süzülen, oradan Gito Yaylası'na usul usul tırmanan Tenbûr sesi, Karadeniz’in dalgalarına ve rüzgarına karışarak yankılanıyor.
Munzur’un zirvesinden akıp, Mercan Vadisi’ne inen Tulum’un sesi, Gözeler’in beyaz köpüklerinde eriyip kadim topraklara karışıyor.
Ve yıkılmaya yüz tutmuş bir Tunceli köy evi ile Trabzon’un ahşap konağına sırtını vermiş iki ayrı coğrafyanın, iki genç ama usta sanatçısı bizi ortak bir özlemde buluşturuyor: “Yan yana olma ve birlikte türkü söyleme özlemi”.
Sanki Maçkalı Hasan Tunç ile Frik Dede’nin toprağın derinliğinden gelen sesleri bir yayla serinliğinde söyleşiyor, dertleşiyorlar.
Öylesi içten, öylesi dokunaklı…
Tulum ile kemençenin uyumunda, Mikail ile Apolas’ın dilinde Zazaca bir türkü akıp gidiyor. Tunceli ile Karadeniz’in dağları, yaylaları, kültürü, enstrümanları ve dilleri buluşuyor.
*
Tuncelili sanatçı Mikail Aslan ile Trabzonlu sanatçı Apolas Lermi ortak bir çalışmada bir araya geldi.
Zazaca “Hal Yamano” türküsünü birlikte seslendiren Mikail Aslan ve Apolas Lermi, hem kullandıkları enstrümanlarda, hem Karadenizli bir sanatçının Zazaca söyleyişinde, hem de çekilen klipte Türkiye’nin iki ayrı coğrafyasını ve kültürünü buluşturdu.
Tunceli ve Karadeniz iki ayrı coğrafya olsa da benzer güzellikleri ve benzer dertleri var.
Güzellikleriyle; sarp dağları, yaylaları, dereleri, ormanları, yerel dilleri, mert insanları ve türküleri…
Dertleriyle; Madencilerin göz diktiği dağları, inşaatçıların hedefindeki yaylaları, HES’çilerin kuruttuğu dereleri, yok olmaya yüz tutmuş geleneksel evleri, yerel dilleri…
İki sanatçı seslerini, nefeslerini, enstrümanlarını, geleneklerini ve özlemlerini birleştirerek bizi topraktan yükselen umuda davet ediyor.
Dağlarımız, yaylalarımız, derelerimiz, kemençemiz, tenbûrumuz varsa, türkülerimiz var. Ve türkülerimiz söylendikçe dağlarımız, yaylalarımız, derelerimiz hep var olacak.