Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

TOGG anketinde dikkat çeken sonuçlar

Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy, gündemdeki son gelişmeleri, verilere dayalı analizlerle, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Türkiye geç sanayileşmiş, görece hızlı sayılabilecek bir sürede ise sanayisizleşme sürecini yaşamış bir ülke. Cumhuriyet, ilk yıllarında sanayinin gelişmesi için çok başarılı modeller ile KİT’leri yarattı. Ardından bir dönem ithal ikameci politikalar ile sanayinin güçlenmesi sağlamış oldu. Türkiye’nin Avrupa’nın hemen yanında, yarı ucuz yarı nitelikli işgücüne sahip olması başta Avrupa pazarı olmak üzere dünyanın birçok pazarında sanayi şirketlerini rekabetçi kıldı.

Bu süreç ardı ardına gelen sağ iktidarlarda sekteye uğramakla birlikte en büyük darbeyi AKP iktidarı döneminde aldı. Geçmişinde sürekli sanayiye yatırım yapan iş insanlarının anlamlı bir kısmı AKP ile birlikte kent rantına dayalı inşaat projelerine, AVM’lere yatırım yapmaya başladı. Eğitimdeki yıkım ile birlikte meslek lisesi mezunu gençlerin sanayide teknik çalışan olma süreci geriledi. Onların yerine, popülizmle açılan tabela üniversitelerinin mezunu gençler AVM’lerde “corner satış sorumlusu” olarak kazak katlamaya ve kazak satmaya başladı. Sonuç olarak,sanayinin büyümesi gereken yerde hizmetler sektörü büyüdü ve toplam istihdamdaki payı TÜİK’in 15.08.2022’de yayınladığı veriye göre %56,1 oldu.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, AKP’nin sanayiyi büyütemediğinin AKP seçmeni tarafından da kabul edildiği araştırma sonuçlarında da ortaya çıkmakta. Birçok AKP seçmeni ile yapılan mülakatta “bu iktidar askeri sanayiye yatırım yaptı ama başka fabrikalar yapmadı” ifadeleri ile sık karşılaşıyoruz. Hem bunun etkisi hem de ekonomik krizlerin ulusal onuru zedelediğinden yola çıkarak AKP son dönem yerli otomobil TOGG’a siyasetinin içinde ayırdığı alanı büyüttü. Bu sayede hem fabrika kurduk mesajını vermiş oldu hem de yoksullaşmanın verdiği karamsarlıkta bu ülkenin insanlarında olumlu duygular yaratacak bir hamle yapmış oldu. Bu olumlu duyguların boyutunu gelin birlikte inceleyelim.

Bildiğiniz üzere her hafta güncel konuların seçmen gözündeki karşılığını veriye dayalı olarak ele alıyoruz. Bu haftanın en çok öne çıkan konusu olan TOGG’un seçmendeki etkisini anlamaya çalıştık. İlk olarak “TOGG otomobiline dair duygunuz hangisidir?” sorusunu sorduk. Birçok olumlu duygunun farklı partilerin seçmenlerinde oluştuğunu aşağıdaki tablodan görebilirsiniz.

Yanıtlardan da anlaşıldığı üzere iki duygu öne çıkmakta. Bunlar, “gurur” ve “umut”. Gerçekçi olmak gerekirse şu dönemde tam da seçmenin ihtiyaç duyduğu duygular. Heyecan ve hayranlık duygusunu taşıyanları da eklediğimizde toplamda yüzde 65’lik bir seçmen grubunda olumlu duygu yaratmayı başardı AKP. Uzun süredir AKP’nin herhangi bir konuda yüzde 65 olumluluk yakalayamadığını belirtmem gerekir.

Ek olarak CHP ve İyi Parti seçmenlerinin anlamlı bölümünün duygusunun da olumlu olduğuna özellikle dikkatinizi çekmek isterim.

TOGG otomobiline dair başka bir iddia da, seçim öncesinde banttan indirilmiş birkaç prototip araçla yapılacak şov ile sınırlı kalacağı iddiasıydı. Buna karşın iktidar bloğu da seri üretime hızla geçileceğini iddia ediyordu. Toplumun hangi görüşe daha yakın olduğunu anlamak için “Sizce TOGG seri üretime geçecek midir?” sorusunu sorduk. Yanıtlarına birlikte bakalım.

Her ne kadar yüzde 37,2’lik bir grup seri üretime geçemeyeceğini düşünse de buna karşın toplumun yüzde 62,8’i seri üretime geçeceğine inanmaktadır.

Özetle TOGG’a dair toplumun büyük çoğunluğunun beklentisi de duygusu da olumludur.

TOGG’a dair kişisel görüşümü de kısaca özetlemek isterim. Ben TOGG’un yarattığı heyecan kadar ticari olarak başarılı bir sonuç alacağını beklemiyorum. Nedenini açıklayayım; Otomotiv sektörüne dair çalışanlar bilir ki yeni çıkmış bir otomobil markasının tutmasının iki önemli gerek koşulu vardır. Bunlardan birincisi, otomobilin üretildiği ülkenin iç pazarının büyük olmasıdır. Tam da bu nedenle birçok otomobilin çıktığı ülke Almanya, Fransa, İtalya, Hindistan, Japonya, Çin ve ABD’dir. Çünkü bunlar yeni bir otomobil markasının tutunması için gerekli üretim ve satış rakamını yakalayacağı kadar iç pazar büyüklüğüne sahip ülkelerdir. Türkiye iç pazarı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Örneğin, iktidarın sıklıkla bizi kıskandığını iddia ettiği ve bizimle benzer sayıda bir nüfusa sahip olan Almanya’da geçen yıl bin kişi başına 5,2 sıfır araç satılırken bu rakam Türkiye’de1,08. İkinci gerek koşul ise, bir otomotiv markasının tutması için aile üretimi yapması gerekiyor. Yani binek otomobil, SUV, hafif ticari, spor otomobil vb. türler. TOGG için öne çıkarılan (bizim görebildiğimiz) SUV tipi bir araç. Bu nedenle ihtiyaç duyduğu çapraz satışları ve ölçeği yakalayamayacağını düşünüyorum

Özetlemeye çalıştığım nedenlerle ticari olarak sürdürülebilir olmayacağını düşündüğüm TOGG projesini bir yurttaş olarak desteklediğimi ifade etmek isterim. Haklı olarak diyeceksiniz ki” batacağına inandığınız bir projeyi neden destekliyorsunuz?” Söyleyeyim; bu iktidar o kadar büyük kaynakları uçak inmeyen havaalanlarına, araç geçmeyen köprülere yatırdı ki iktidarın batık olmayan bir projeye kaynak aktarımı gerçekçi görünmüyor. Ben de diyorum ki madem bu ülkenin kaynakları bir yerde batacak en azından Beşli Çete’ye verilmiş “büyüklük merakı içeren” bir altyapı projesinde değil en azından bir mühendislik projesinde batmış olsun.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER