Depremin üzerinden günler geçmesine rağmen bölgede ciddi organizasyonsuzlukların devam ettiğini belirten Kadıgil, çadır üreticilerinin, AFAD ve belediyelerin talebi dışında talep almadığını söyledi.
Kadıgil, şu ifadeleri kullandı:
“AFAD ve belediyeler sadece çadır kentler kurmak için bu çadırları kullanıyorlar ve bu çadırların yarısı boş. Köylerde insanlar evleri yıkıldığı için ahırlarda kalıyor. Depremzedeler kendi yaşam alanlarında devam etmek istiyorlar, tek geçim kaynağı olan hayvanlarını bırakmak istemiyorlar. Bu insanlar gelip çadır istiyor ancak çadır kentlerin dışına çadır verilmiyor.”
'SIĞINMACILARINA YÖNELİK HABERLERLERE İTİBAR ETMEYİN'
Deprem bölgesinde ciddi bir güvenlik problemi olduğuna dikkat çeken TİP Sözcüsü, kendilerine bölgedeki kolluk kuvvetleriyle ilgili darp ve kötü muamele nedeniyle pek çok şikâyetin ulaştığını söyledi.
Kadıgil, sığınmacılara yönelik haberlerin şiddeti körüklediğini belirtirken “Kullanışlı muhalif görünümlü aparatların, ‘yağmacıların’ sığınmacı olduğu yönündeki haberlerine itibar edilmemesi gerekiyor. Bu tür manipülatif haberlerin pompalamasının nedeni, yaşananlardan kaynaklı mevcut öfkeyi Saray Rejimi’nden alıp yerinden yurdundan edilmiş garibanlara yöneltmek” dedi.
'BURADA İYİ VE KÖTÜ İNSANLAR AYRIMI VAR'
Kolluk kuvvetlerinden aldığı bilgiye göre yağma olaylarının yüzde 80-90’ının sığınmacılar tarafından yapılmadığını kaydeden Sera Kadıgil, “Burada iyi insanlar ve kötü insanlar var ve bunların bir etnik kimliği, ırkı, dini, dili yok” diye konuştu.
Kadıgil, deprem bölgesinde kamuoyunun bilmediği pek çok insanlık dramının yaşandığını belirtirken, “Elbistan’da bizzat tanık olduğum olayda Suriyeli genç bir kadın enkaz altında bebeğiyle çıkarıldıktan sonra bile başına geleceklerden korktuğu için hastaneye gitmek istemedi” ifadelerini kullandı.
Kadıgil ayrıca Hatay’da yıkılan devlet hastanesinin psikiyatri bölümünde kilitli tutulan hastaların hiçbir şey yapamadan enkaz altında kaldıklarını belirtti.