YURT Gazetesi'nin haberine göre; Türkiye son bir ayda 200'den fazla orman yangınıyla boğuştu. Bunlardan en büyüğü ise İzmir'de başlayan ve günlerce söndürülemeyen yangındı. Karabağlar'da başlayan yangın Seferihisar ve Menderes ilçelerine de sıçrarken iktidar da olan biteni seyrediyordu. Hatta iktidar sadece seyretmekle de kalmıyor, Türkiye'nin dünyadaki gurur kaynağı olan bir kurumla; Türk Hava Kurumu (THK) ile adeta alay ediyordu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yurttaşların korkuyla izlediği dev yangını söndürmeye kafa yormak yerine uzatılan mikrofonlarda THK'nın 'Ateş Kuşları' isimli yangın söndürme filosunu kötülüyor; binlerce dekarlık ormanlık alanı yok eden yangında THK'ya ait yangın söndürme uçaklarının kullanılmaması üzerine başlayan tartışmalara “Kim uçmak istiyorsa uçsun bunlarla. Bu çocuk oyuncağı değil biz ihale ile bu tarz servisleri alıyoruz. Benim teşkilatım THK uçakları ile uçmak istemiyor nokta. ‘Ben bu uçağa binmem’ diyorlar. ‘Beni memuriyetten atın ben gene de bu uçağa binmem’ diyorlar. Belge üzerinde ne olursa olsun bunlar uçuşa uygun değiller. THK’nın verdiği sertifikalara güvenmiyorum. Kaldı ki devletin bakanı ‘Bu uçaklar güvenli değildir’ dedi. Konu kapanmıştır” sözleriyle yanıt veriyordu.
BU NE PERHİZ...
Kendisinin de pilot olduğunu söyleyen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin "Arızalı ve üçünde de motor yok" dediği THK uçaklarının uçuş ve su boşaltma görüntüleri paylaşılınca durumun hiç de bakanın anlattığı gibi olmadığı görüldü. Kaldı ki, pilot olmakla övünen ve de “Ben 30 yıllık pilot olarak, Türk Hava Kurumu’nun uçuşa elverişlilik sertifikalarına güvenmiyorum” diyen Pakdemirli’nin pilotluk lisansını, geçtiğimiz yıl Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde yenilediği ortaya çıktı. Bu gelişmelerle birlikte tartışmalar daha da alevlendi. Atatürk'ün mirası THK'nın iktidar eliyle kötülenmesi, yeni bir yangın söndürme filosu için ithalat girişimlerinin başladığı iddialarını gündem getirdi. İktidar yanlısı medyada ise seferberlik başladı...
THK'YI CHP Mİ BİTİRDİ?
Pakdemirli'nin, “Biz yangına en iyi, en etkili şekilde müdahale ederken Türk Hava Kurumu, sırf kendi çıkarları için bizim yaptığımız bu çalışmayı baltalamaya çalıştı. CHP ile el ele verip yalan yanlış bilgiler yaydı. Milletin kafasını karıştırdılar. Mesele bu” şeklindeki sözleri sahibinin sesini harekete geçirdi. İktidarın medya kolu, "THK'yı bu hale getiren CHP'nin ta kendisidir" sloganıyla 'haber' görünümlü operasyonlar yapmaya başladı. Bu operasyon, bir süre önce YURT'un Atatürk'ün mirası THK'nın nasıl talan edildiğine ve talan edenlerin kimler olduğuna dair açtığı dosyaya takıldı...
'PARA VERMEDİK DİYE Mİ?'
Sazı ilk eline alan Işıkçılar'a yakınlığıyla bilinen Türkiye Gazetesi oldu. "94 yıllık kurumun içini böyle boşalttılar" başlığını kullanarak operasyona doğrudan katılan gazete, Pakdemirli'nin sözlerini öne çıkardı. Pakdemirli, bu olayın geri planında hükûmete yönelik siyasi bir saldırı bulunduğunu savunarak, "Bu hurda uçaklara bu zamana kadar biz 85 milyon avro vermişiz, bu sene 4 milyon avro vermedik diye mi oluyor? Yani bir adamı sırtında 40 yıl taşı, sonra indir, böyle mi olacak? THK uçaklarının kiralama fiyatı 3,5 kat, bir ton su atma maliyeti de yedi misli daha pahalı. Bunda ısrar etmenin THK açısından iki tane anlamı var, biri maalesef içinde bulunduğu finansal şartlar, diğeri siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor" demişti. Türkiye gazetesi ise 'haber'inde THK'da 440 milyon liralık yolsuzluk yapıldığını, bu paranın da 'katakulli ile' CHP'ye taşındığını iddia etti. Türkiye gazetesi, haberinde "Rüşvet, yolsuzluk, usülsüzlük, zorbalık, iş bilmezlik... CHP'nin arka bahçesi haline gelen THK'daki iddialar dehşet verici" ifadelerini kullandı.
THK'YI YOK ETME HAMLESİ
Benzer operasyonlardan tanıdığımız Takvim Gazetesi ise, savaşı bir ön cepheye taşıyarak "THK'da neler oluyor? İşte CHP'nin oyuncağı haline gelen THK'da yaşananlar" başlığını tercih ediyordu. Takvim haberinde "THK kapatılsın" çağrısı yaparken, daha 'insaflı' davranarak şaşırtan Yeni Akit ise "THK'ya kayyum atansın" diyordu. CHP'nin THK'nın içini boşalttığı iddiası, Yurt'un açtığı dosyadan da görüldüğü gibi kocaman bir yalan...THK'nın içini boşaltan, yabancı bankalardan boyun eğdirici faizlerle kredi alarak kurumun taşınmazlarını peşkeş çeken yöneticilerin CHP'yle uzaktan yakından alakası yok. İşte yandaşların yana yakıla gizlemeye çalıştığı gerçek bu.
FETULLAHÇI PARMAĞI
Bugün THK'da Atatürk'ün mirasını eldeki sınırlı kaynaklarla korumaya çalışanlarla THK yağmasının kaynak kuruyana kadar devam etmesini isteyenlerin kıran kırana mücadelesi yaşanıyor. Ek olarak THK'nın talan edilmesinde Fetullahçı çetenin izleri de açık açık görünüyor. THK yönetimi tarafından yolsuzlukla suçlanan ve hakkında çok sayıda suç duyurusu bulunan önceki başkan Kürşat Atılgan, iktidar yanlısı medyanın iddia ettiği gibi CHP'li değil... Atılgan eski MHP milletvekili. Kürşat Atılgan, 2006 yılında ordudan Hava Pilot Tuğgeneral rütbesindeyken ayrıldı ve 2007 genel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nden Adana Milletvekili seçildi. Atılgan, 11 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen 44’üncü Olağanüstü Büyük Genel Kurul’da Türk Hava Kurumu’nun 27’inci Genel Başkanlığına seçildi. Görevden ayrılırken de arkasında birçok şaibeli dosya bıraktı… Atılgan'ın görevden ayrılırken arkasında bıraktıkları arasında yolsuzluk dosyaları haricinde bir de FETÖ'nün 'saadet' yıllarından kalan görüntüler vardı. 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı sanığı olan eski Yüksek Askeri Şura üyesi Akın Öztürk ile oldukça yakın oldukları bilinen Kürşat Atılgan'ın fotoğrafları, THK'yı CHP'nin değil kimlerin yağmaladığını açıkça gösteriyor.
'ONU FETÖ BAŞKAN YAPTI'
Bu fotoğraflara ek olarak, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Akıncı davasının 06 Kasım 2017 tarihli duruşmasında sanık eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş savunmasında dikkat çeken ifadeler yer alıyor. Darbe girişiminin bir numaralı askeri sanığı eski Hava Orgeneral ve Yüksek Askeri Şura Üyesi Akın Öztürk’ün Kürşat Atılgan’ı bizzat Türk Hava Kurumu Genel Başkanı yaptığını söylemişti.
Sönmezateş'in açıklaması şu şekildeydi: "Adım MİT, emniyetten gelen FETÖ'cü listelerinde yokum, Şirin Ünal'ın listesinde varım. Şirin Ünal'ın arkadaşları Akın Öztürk, Abidin Ünal ve Kürşat Atılgan. Atılgan'ın THK Başkanı olmasını Akın Öztürk ve Abidin Ünal sağlamıştır.” İşte Yurt'ta daha önce yayınlanan "THK'ya kumpas" dosyasından bazı öne çıkan başlıklar...
SAY SAY BİTMEYEN SUÇLAR
(21 Temmuz 2019) THK yaptığı yazılı açıklamayla, başkanlık tarafından geçmiş dönemde görev alan bazı Genel Yönetim Kurulu üyeleri, Mütevelli Kurulu üyeleri ve Merkez Denetleme Kurulu üyeleri hakkında “ihaleye fesat karıştırma, güveni kötüye kullanma, rüşvet, sahte belge düzenleme ve haksız mal edinme” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini açıkladı. Söz konusu kişiler hakkında “danışmanlık ve bağış adı altında şahıslara para aktarılması, hiçbir işlem yapılmadığı halde hangar kiralanması ve ödeme yapılması, kurum bütçesinden turistik amaçlı seyahat düzenlenmesi, demirbaşların usulsüz şekilde satılması, uçak fabrikasının para kazanmamasına rağmen ekstra primler ödenmesi” dolayısıyla suç duyurusunda bulunulduğu kaydedildi. Mahkemeye taşınan bir diğer dosyaya göre ise şirket envanterinde kayıtlı 4 helikopterin “ITC- AEROSPACE isimli Japon firmasına sat-kirala yöntemiyle satılması sırasında sözleşme uyarınca ve 31 Temmuz 2015’te kesilen faturada satış bedelinin 19 milyon 736 bin 360 dolar olarak yer aldığı” aktarılan açıklamada, Japon firmasının kira teminatı ve ilk kira bedeli düşüldüğünde kuruma 18 milyon 890 bin 920 dolar ödemesi gerekirken, 2 milyon 697 bin 598 dolar eksik ödeme yaptığının saptandığı belirtildi. THK’nın geçmişe dönük yapılan incelemelerinde, dönemin THK Başkanı ve Gökçen Havacılık Taşımacılık Eğitim ve Petrol Ürünleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Kürşat Atılgan ile bir Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Genel Müdürün kalan satış bedelini talep etmediklerinin belirlendiğine işaret edilen açıklamada, karşı şirket yetkililerinin beyanlarına göre, hak ve yetkileri olmadığı halde bu tutarı kurum aleyhine şirket lehine indirim konusu yaptıklarının anlaşıldığı vurgulandı. Söz konusu nedenle 2 milyon 697 bin 598 dolar eksik satış bedelini tahsil ederek, kurum aleyhine ve muhatap firma lehine haksız mal edinilmesinin sağlandığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu suretle güveni kötüye kullanma ve haksız mal edinme suçlarını işledikleri iddiasıyla bir önceki dönem THK Genel Başkanı Kürşat Atılgan ile bir Yönetim Kurulu üyesi ve eski Genel Müdür hakkında suç duyurusunda bulunuldu” ifadeleri kullanıldı.
THK'YI BÖYLE ÇÖKERTTİLER
(28 Temmuz 2019) Türk Hava Kurumu'nda 'peşkeş' tartışmaları sürerken, 1 Kasım 2012 tarihinde Türkiye'de ilk şubesini açan, Afrika-Lübnan merkezli Bank Audi sermaye grubuna ait OdeaBank'ın, kuruma yüzde 28 faizle dolar üzerinden kredi verdiği ortaya çıktı. Dünyada neredeyse görülmemiş düzeyde bir faiz oranıyla açılan ve Dolar (USD) üzerinden Kürşat Atılgan yönetimi ile banka arasında imzalanan kredi anlaşmasında, geri ödeme faizi yüzde 28 üzerinden hesaplandı. Kurum yüzde 28 faizle aldığı krediyi ödeyemeyecek duruma gelince de, bankaya kredi karşılığı ipoteklenen ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mirası olan THK'ya ait gayrimenkullere, bankanın haciz yolu açıldı. Böylelikle OdeaBank, hem kuruma ait mülkte yer alan kiracılardan kira tahsil etme, hem de kurumdan borç ödemesi talep etme hakkı elde etti. Durum böyle olunca, bu akıl dışı 'kredi' hamlesi, kuruma ait gayrimenkullerin kiralandığı kişi ve kurumları da zor durumda bıraktı.
ERDOĞAN'A 'DENETLEYİN' ÇAĞRISI
(2 Ağustos 2019) THK'nın yeni yönetimi, kurumun varlıklarının yabancı bankalar eliyle yağmalamaya çalışılmasına sessiz kalmadı. Önceki yönetimin uygulamalarını görmeyen iktidar yanlısı medya, THK'yı çökertmekle suçladığı mevcut yönetimin yaptığı hamleleri de görmezden geldi. Oysa CHP'nin güdümünde olmakla suçlanan yönetim, eski yönetimin yaptığı yolsuzluklar için AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a 'denetlenme' çağrısı bile yaptı. 27 Temmuz tarihinde YURT'a konuşan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de bu çağrıya katılarak, Türk Hava Kurumu'nda (THK) yaşanan tartışmalara dair bir açıklamada bulundu. Açıklamasında "Bir ülkeyi güçlü bir ülke yapan kurumlardır. Kurumsallaşma ne kadar önemliyse kurumsuzlaşma da o kadar tehlike, Cumhurbaşkanı THK'nın Onursal Başkanıdır. Gereği yapılmalıdır" diyerek Erdoğan'ı göreve çağırdı. Tekin, "Kurumda yaşanan 'yolsuzluk' tartışmalarının nedeni tek bir isim değildir. Bu tartışmaların kamuoyuna yansımış olması ve karşılıklı gelen suç duyuruları, kurumda görev almış herkesin sorumluluğundadır. Duruma Cumhurbaşkanı müdahalede bulunmalı, gerekeni yapmalıdır" ifadelerini kullandı. 2 Ağustos tarihinde ise THK, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'na başvuruda bulunduklarını açıkladı ve "Bir başka anlatımla THK geçmiş dönemlerde yaşanan olumsuzlukların tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasını talep etmiştir" denildi.