ANKA'dan Ergin Özkul'un haberine göre, Zonguldak’ta dağıttıkları broşür nedeniyle haklarında Tayfun Özdemir, Oktay Girgin, Ahmet Kuzgun ve Gönül Demirsay hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün Zonguldak 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.
CHP Zonguldak İl Başkanlığı, duruşmanın ardından adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına CHP Zonguldak İl Başkanı Murat Pulat, CHP Zonguldak milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz, Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Kadın Kolları Başkanı Merve Kır ile partililer katıldı.
'SİYASETİN ADALETTEN ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ'
Tayfun Özdemir, Oktay Girgin, Ahmet Kuzgun ve Gönül Demirsay’ın avukatlığını üstlenen CHP Zonguldak Kadın Kolları Başkanı Merve Kır, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Bugün, merkez ilçe yöneticilerimizin, 4 tane arkadaşımızın davası için buradayız. Savcılık, cumhurbaşkanına hakaretten 1 yıldan 4 yıla kadar, sonrasında da alenen işlendiği için bu suç 1/6 oranında artırılmasını talep ederek bir dava açmıştı ve biz bugün ilk celsesine girdik bu davanın. Bu davanın açılmasının sebebi, yaklaşık 8-9 ay önce CHP Genel Merkezimiz tarafından hazırlanan, doğal gaz ve elektrikteki zammı vatandaşa duyurmamıza yardımcı olan broşürlerin dağıtılmasıydı. CHP tarafından hazırlanan bu broşürlerde, “Tek Adam A.Ş. Doğalgaz” ve” Tek Adam A.Ş. Elektrik” ve sırf bu yüzden ‘tek adam’ı hakaret kabul ederek arkadaşlarımız için savcılık dava açtı. Bugün ilk celsesine girdik ve ilk celsesinde de ifade özgürlüğünün, temel özgürlükler alanının en başında olduğunu ifade ettik. Hiçbir kasıt olmadığını ve ‘tek adam’ın bir hakaret olmadığını ifade ettik. Bu şekilde de arkadaşlarımız ifadelerini vermelerine rağmen, savcı cumhurbaşkanına hakaret kabul edip, kendisi mütalaa olarak ceza istedi tüm arkadaşlarımız için. Mahkeme bu cezayı mayıs ayında tekrar değerlendirecek ve hakim karar verecek. Burada artık söyleyecek bir söz de bulamıyoruz açıkçası. Şöyle yapalım; bize versinler, ne kullanabiliriz, hangi kelimeleri kullanamayız, biz de onlara göre davranalım bu saatten sonra. Artık siyasetin adaletten çekilmesini istiyoruz.
'ZORLAMA BİR DAVA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Korku iklimi yaratılmak istendiğini savunan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise şöyle konuştu:
Bugün zorlama bir dava ile karşı karşıyayız. Zonguldak’ta CHP merkez ilçe yöneticileri, ‘Tek Adam A.Ş.’ başlığı altındaki, elektrik ve doğal gaz faturalarındaki zamları anlatan broşürleri dağıttıkları için hem de valilikten izin alarak dağıttıkları için bir yargılamaya maruz kalıyorlar. Bu karda, bu kışta vatandaşlarımıza, yöneticilerimize büyük bir eziyet çektiriliyor. Bilindiği gibi 2022 yılına girilirken doğal gaz ve elektrikte büyük zamlar yapıldı. Yani zaten broşürlerde anlattığımız zamların üstüne de devasa tutarlarda zamlar gelmiş oldu. Bu bakımdan dağıtılan broşürlerin içeriğindeki bilgilerin net bir şekilde doğru olduğu herkes tarafından şu anda kabul edilmiş vaziyette. Diğer taraftan ‘tek adam’ ifadesi ve kelimesinden, Cumhurbaşkanı’nın değil alınmak, mutluluk duyduğunu düşünüyoruz. Zira ülkedeki tüm yetkileri tek elde kendisinde toplamak için yoğun bir çaba sarf etti. 'Bütün yetkileri bana verin, görün etkiyi, sonucunu' dedi ve neticede vatandaşlarımız fakirleşerek yaşıyorlar. Diğer taraftan da 'Ben ülkeyi şirket gibi yöneteceğim' ifadesi var. Bu bakımdan da yine maalesef ülkeyi getirdiği durum da ortada. Broşürlerde suç oluşturabilecek, hakaret içerikli hiçbir ifade yer almıyor. Yöneticilerimize sahip çıkmak için, yaptıklarının arkasında olduğumuzu göstermek için ve adaletin de tecelli etmesi için buradayız, mücadelemiz de tüm baskıların karşısında devam edecek.
'TEK ADAM DEMENİN NESİ SUÇ'
Eski sistemde cumhurbaşkanının tarafsız olduğunu, ama yeni sistemde taraflı cumhurbaşkanlığına geçildiğini vurgulayan CHP Milletvekili Ünal Demirtaş, "Aslında böyle bir davanın açılmış olmasının, Türkiye’de demokrasinin olmadığının bir başka göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığının başka bir göstergesi olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Elbette herhangi bir kişiye karşı yapılacak olan hakaret cezasız kalmamalıdır. Yani bırakın Cumhurbaşkanı’nı, bırakın bir bakanı, herhangi bir sade vatandaşa, köyde yaşayan bir yurttaşa, bir işçiye, bir esnafa, bir memura yapılan hakaret de cezasız kalmamalıdır. Bu konuda hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak bizim Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemeye baktığımızda iki tür hakaret var. Birincisi, normal sade vatandaşların yargılandığı, hakaret olması halinde kovuşturması yapılan, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre yapılan bir hakaret ile ilgili bir ceza maddesi var. Bir de cumhurbaşkanına karşı yapılan hakaretleri düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi var. Şimdi tabii ki bu Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi aslında eski sisteme göre düzenlenmiş bir madde. Yani 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, hatta daha öncesi var bunun biliyorsunuz, referandumdan önce, 16 Nisan 2017 referandumundan önceki Türk Ceza Kanunu’na konulan bir madde. Aslında bu madde ile korunan kişi özelinde yani cumhurbaşkanının kendi kişiliğinin özelinde, devletin şahsiyetidir. Dolayısıyla o madde eski sistemde yürürlüğe girdiğinde korunan değer, devletin hükmü şahsiyetiydi. Ancak 2017 referandumundan sonra Türkiye’de sistem değişti biliyorsunuz ki ve 2018 yılında da cumhurbaşkanı yeniden seçildi. Eski sistemde cumhurbaşkanı tarafsızdı, partiler üstü konumu vardı ve devleti temsil eden tek kişiydi ve bu sebeple de bu korunmak istenmişti ama yeni sistemde böyle bir durum söz konusu değil. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olabiliyor.
Demirtaş, "Elbette tek adamla karşı karşıyayız. Biz, bunu yazılı olarak defalarca, günde belki 5 defa tekrarlıyoruz, sayın Cumhurbaşkanı’nı eleştirmek için. Yani ‘tek adam’ demenin nesi suç, ben anlamış değilim. Burada nerede hakaret var? Bunu anlamış değilim" dedi.
'CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET DAVALARI TÜRKİYE'YE ZARAR VERİYOR'
Sonraki duruşmada beraat kararı verilmesi gerektiğini belirten Demirtaş, şunları söyledi:
Bu celse olmasa bile önümüzdeki celse yargıdan beraat kararı çıkacağını düşünüyoruz. Bu TCK 299. madde şu anda Türkiye’nin en tartışmalı maddelerinden birisi haline gelmiştir. Biliyorsunuz en son Sedef Kabaş’ın tutuklanması olayında görüldüğü gibi, kaçma şüphesi yok, adresi belli, işte ceza kanununun aramış olduğu hiçbir tutuklama gerekçesi olmadan tutuklanmıştı. Bu madde, üzülerek ifade ediyorum, muhalifleri sindirmek için, bastırmak için ve korkutmak için kullanılmaktadır. Bu madde demokrasi olan bir ülkede olmaması gereken bir maddedir.
Artık cumhurbaşkanı eğer partiliyse, bir partinin genel başkanıysa bu maddeyle amaçlanan korunacak bir değer kalmamıştır. Dolayısıyla bu maddenin Türk Ceza Kanunu’ndan kaldırılması gerekmektedir. 2019 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ben de Zonguldak milletvekili olarak bu maddenin kaldırılması ile ilgili bir kanun teklifi vermiştim. O tarihte sırf bu maddeden 80 bine yakın şikâyet dilekçesi vardı. Cumhurbaşkanı adına yapılan şikayetler vardı. Şu anda bu rakam 2022 yılına geldiğinde 160 bine çıkmış durumda. Bu Türkiye’ye çok zarar veriyor.
(ANKA)