BIST 100 9.640 DOLAR 34,64 EURO 36,59 ALTIN 2.935,08
9° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

TDK Atatürk'ü sildi

TDK Atatürk'ü sildi

Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 30 Ağustos Zafer Bayramı'ndaki Cuma hutbesinde kurucusu Atatürk'ü anmamasından sonra bir skandal da Türk Dil Kurumu'nda (TDK) yaşandı. Yine Atatürk'ün kurduğu TDK'nın, 'Atatürk'ün Vasiyeti' ve 'Nutuk Veritabanı' gibi bazı bölümleri kaldırdığı ortaya çıktı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile 1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumu’nun (TDK) internet sitesinde bir güncellemeye gidildi. TDK'nın resmi internet sitesinde anasayfada bulunan 'Atatürk'ün Vasiyeti' ve 'Nutuk Veritabanı' gibi bazı bölümlerin kaldırıldığı ortaya çıktı.

Sözcü'den Mehmet Andaç'ın haberine göre Kurumun resmi internet sitesinin anasayfasından, Atatürk’ün Vasiyeti, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe, Nutuk Veri Tabanı ve Kaşgarlı Mahmud bölümleri kaldırıldı. 'Atatürk'ün vasiyeti' ve 'İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe' bölümlerine sitenin arama motoruna yazılarak ulaşılabiliyor.

TDK Atatürk'ü sildi - Resim : 1

Kurumun internet sitesine yaklaşık 2 ay önce bakım yapıldığı ve söz konusu bölümlerin bu işlem sırasında kaldırıldığı öğrenildi.

TDK'DAN AÇIKLAMA

Söz konusu bölümlerin kaldırılmasının basına yansımasının ardından eleştirilerin hedefi olan TDK, sitede bir güncelleme yapıldığını belirterek şu açıklamayı yaptı:

Kurumumuzun genel ağ sayfası (tdk.gov.tr) yenilenmiş ve sözlük veri tabanları ayrı bir sayfaya (sozluk.gov.tr) taşınmıştır. Genel ağ sayfamızdaki içeriklerin büyük bir bölümü, yeni sayfaya geçiş sırasında uyumlu hâle getirmek ve geliştirmek için geçici bir süreliğine kaldırılmıştır. Haberlerde anılmamış olmakla beraber genel ağ sayfamızdan yalnızca sözlüklerimiz ve bahsi geçen içerikler değil diğer bazı uygulamalar da geçici olarak kaldırılmıştır. Sayfamızın geliştirme, iyileştirme ve yenileme çalışmaları devam etmektedir. Haberlerde belirtilen ‘Kaşgarlı Mahmud’ ve ‘Nutuk Veri Tabanı’ uygulamaları kısa süre içerisinde sayfamızda yeni görünümüyle kullanıma sunulacaktır. ‘Atatürk’ün Vasiyeti’ ile ‘İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe’ bölümleri ise Atatürk ile ilgili özel bir sayfa hazırlığı yapıldığı için kaldırılmış olup bu sayfa hazırlandığında daha fazla bilgi ve belgeyle birlikte tekrar yayımlanacaktır.

Söz konusu bölümler akşam saatlerinde ana sayfaya tekrar eklendi.

TDK'NIN TARİHÇESİ

Atatürk Türk diline büyük bir önem veriyordu; zira ona göre dil milli kültürün ifade vasıtası, milli birliğin en sağlam dayanağı idi. Osmanlı İmparatorluğu devrinde Türk dili İslamiyet’in de etkisi sonucu saray çevresinin ve onlara yakın olan aydınların çokça kullandıkları Arapça ve Acemce (Farsça) kelimelerle neredeyse benliğini kaybederek karmaşık bir dil haline gelmişti.Bu nedenle bu köklü dili yabancı dillerin boyunduruğundan ve esaretinden kurtararak ona tekrar öz benliğini kazandırmak gerekiyordu.Bu amaçla 12 Temmuz 1932‘de Türk Dil Kurumu kurularak çok köklü çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

Türk Dil Kurumu, “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” adıyla 12 Temmuz 1932'de Atatürk'ün talimatıyla kurulduğunda Cemiyetin kurucuları, hepsi de milletvekili ve dönemin tanınmış edebiyatçıları olan Sâmih Rif'at, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri gibi kimselerdir. Kurumun ilk başkanı ise Sâmih Rif'at'tır.

Atatürk'ün sağlığında, 1932, 1934 ve 1936 yıllarında yapılan üç farklı kurultayda hem Kurumun yönetim organları seçilmiş, hem dil politikası belirlenmiş, hem de bilimsel bildiriler sunulup tartışılmıştır. 1934'te yapılan kurultayda ise Cemiyetin adı, Türk Dili Araştırma Kurumu; 1936'daki kurultayda ise Türk Dil Kurumu olarak en son halini almıştır.

Türk Dil Kurumu'nun Kurulmasının Amacı:

Türk Dil Kurumunun Kurulmasının temel amacı Türk tarihiyle birlikte Türk dilinin de dünyadaki en eski ve sistemli ve en eski uygarlık dillerinden biri olduğunun ispatlanması ile ilgili çalışmalar yapmak ve böylelikle Türkçenin dünya dilleri arasındaki saygın yerinin hatırlanmasına ve onlar arasındaki hak ettiği en saygın yeri almasına katkıda bulunmak.

Diğer Amaçlar ise şöyle sıralanabilir:

- Halk tarafından benimsenmemiş yabancı kelimelerin kullanımdan çıkarılarak Türkçe kelimelerin yaygınlaşmasını sağlamak
- Yazı dili ile konuşma dilinin aynı olmasını sağlamak
- Türkçeyi bilimsel ve ekonomik alanlarda da etkili zengin bir dil haline getirmek
- Dildeki ikiliğe son vererek toplumdaki bireyler ile ülke yöneticileri, aydınlarla halk arasındaki iletişimi kolaylaştırmak.
- Sade duru ve kolay anlaşılır bir dil oluşturmak.
- Siyasal alanda sağlanan bağımsızlık gibi Türk dilinde de bağımsızlığı sağlamak.
- Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak.
- Türkçedeki yabancı kelimeleri atıp Türkçe karşılıklarını bulmak,
- Türk diline milli bir gelişme yolunu çizmek,
- Aydın diliyle halk dili arasında görülen ayrıma son vermek.
- Türk dilinin bir bilim ve kültür dili olmasını sağlamak,
- Türkçe bir sözlük hazırlayıp Türkçenin zenginleşmesini sağlamak.

Türk Dil Kurumu’nun Kurulmasının Sebebi:

Atatürk'ün Toplum hayatında kullanılan dilin bağımsız olmasının, içinden çıktığı toplumun kültürel niteliklerini ve dokusunu yani toplumun öz benliğini yansıtmasının o toplumun gerçek anlamdaki bağımsızlığının bir göstergesi olduğuna inanması.