Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında sanıklar Mulla Zincir ve Eylem Yücel ile sanıklar ile müşteki kurum TBMM Başkanlığı avukatı duruşma salonunda hazır bulundu.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, önceki celse açıkladığı esasa ilişkin mütalaasını tekrarladığını belirterek sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarını istedi.
Esas hakkında savunma yapan sanık Yücel, davanın siyasi olduğu iddiasında bulundu. Her ideolojinin bir adalet anlayışı olduğunu söyleyen Yücel, TBMM'de bir eylem gerçekleştirdiklerini ancak suçlu olmadıklarını öne sürdü.
Sanık Zincir ise 2016'da yaşadığı Fransa'dan Türkiye'ye geldikten sonra pasaportuna el konulması nedeniyle ülkeden çıkış yapmadığını anlattı. Ülkede bulunduğu sürece çeşitli eylemlere katıldığını aktaran Zincir, yasama organı TBMM'ye girerek de adalet talepleri doğrultusunda eylem yaptıklarını söyledi. Suçlu olmadığını ileri süren Zincir, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
HAPİS KARARI
Taraf avukatlarının dinlenilmesi ve sanıkların son sözlerinin alınmasından sonra mahkeme heyeti hükmünü açıkladı.
Buna göre sanıklar Zincir ve Yücel, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 9'ar yıl, TBMM'de rehin aldıkları güvenlik görevlilerine yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 9'ar yıl, "görevi yaptırmamak için direnmek" suçundan ise 4 yıl 42'şer ay hapse mahkum edildi. Sanık Zincir ayrıca cezaevinde duvara zarar verdiği gerekçesiyle ayrıca 1 yıl hapse çarptırıldı.
Mahkeme, sanıkların üzerlerine atılı "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından ise beraatlerine karar verdi. Toplamda Mulla Zincir 23 yıl 42 ay, Eylem Yücel ise 22 yıl 42 ay hapse mahkum edildi.
Hükmün açıklanmasından sonra duruşma salonundan çıkarılan sanıklardan Mulla Zincir, kol saatini mahkeme heyetine attı. Saat, heyet üyelerinden birinin başının yanından geçerek arkaya düştü. Sanıklar ayrıca, salondan çıkarılırken slogan attı.
NE OLMUŞTU?
Zincir ve Yücel, 14 Mayıs 2019'da girmeye çalıştıkları sırada banko görevlisini rehin almış ve kısa süre sonra gözaltına alınmışlardı. Olay sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların üzerlerinde kaleme iliştirilmiş jilet ve bomba süsü verilmiş plastik kutu olduğu anlatılmıştı.
Sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak", "görevi yaptırmamak için direnmek", "mala zarar vermek" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamaları yöneltilmişti.