BIST 100 9.368 DOLAR 34,49 EURO 36,27 ALTIN 2.961,95
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

TBMM Başkanvekili Karaca: İstanbul Sözleşmesi’ne derhal dönülmeli

TBMM Başkanvekili Karaca: İstanbul Sözleşmesi’ne derhal dönülmeli

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, “Bugün 1 Temmuz. Cemaatler, tarikatlar ve şahsım istiyor diye; Anayasa'ya aykırı şekilde ve Meclis onayı olmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin üzerinden tam iki yıl geçti. Kadınların birbirinin yurdu olduğu bir dünyanın adımlarının hep birlikte atılacağı günler için, kadınların onurlu yaşayabilmesi için, İstanbul Sözleşmesi’ne derhal dönülmeli” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Biçer Karaca’nın, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çekilişinin yıl dönümünde bugün sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:

"TAM İKİ YIL GEÇTİ"

“Bugün 1 Temmuz. Cemaatler, tarikatlar ve şahsım istiyor diye; Anayasa'ya aykırı şekilde ve Meclis onayı olmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin üzerinden tam iki yıl geçti. Meclis iradesinin ve yetkisinin yok sayılarak sarayda bir kişinin aldığı karar, kadının yaşam hakkının güvencesini ortadan kaldırırken, kadınlara yönelik şiddetin de politik olduğunun ispatı oldu.

Bugün Parlamentoda kadını sahiplenilecek eşya gibi gören bir siyasi parti ile, gözünü kadının yaşam hakkına dikmiş bir siyasi partinin varlığı, tek kişilik iktidarın yol haritasının bir sonraki hedefinin de Türk Medeni Kanunu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemizde siyasetin eril hali ve eril dilin adaleti egemen olmasa, kadınların yaşam hakkına yönelik eşitsizliği beslemese ve bu eşitsizlikler şiddeti artırıyor olmasa; Şebnem Şirin, Pınar Gültekin, Emine Bulut, Ceren Özdemir, Ayşe Tuba Arslan ve adını sayamadığımız binlerce kadın şu an aramızda olacaktı.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE DERHAL DÖNÜLMELİ"

Bugün her alanda bütün tahakküm biçimlerinin temel muhatapları olarak dezavantajlı şekilde yaşayan kadınların, dezavantajlı grupların hem özel alanda hem kamusal alanda insan onuruna yakışır koşullara, yaşam hakkına sahip olabilmeleri adına harekete geçme iradesi gösterilmelidir. Kadınların birbirinin yurdu olduğu bir dünyanın adımlarının hep birlikte atılacağı günler için, kadınların onurlu yaşayabilmesi için, İstanbul Sözleşmesi’ne derhal dönülmeli ve sözleşmeyi esas alan 6284 Sayılı Kanun eksiksiz uygulanmalıdır.” (ANKA)