Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılarak, 5 binin üzerinde kayıtlı avukatın olduğu illerde 2 bin avukatın imzasıyla ikinci baro kurulmasının önü açılmıştı. İstanbul 2 No’lu Kurucular Kurulu ise 2 bin imza ile Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) 24 Eylül günü saat 16.00’da başvuruda bulunmuştu. TTB Yönetim Kurulu başvurudan bir sonraki gün sabah toplanarak, 2 No’lu Baro’ya genel kurul yapmak için yetki vermişti. 2 No’lu Baro Kurucular Kurulu üyesi Cavit Tatlı, “Barolar Birliği’nden yeni çıktı. Kurucular Kurulu olarak genel kurulumuzu gerçekleştirip, ardandan baromuzun tescilini yapacağız. Metin Feyzioğlu, bizimle bir meslektaş ve Barolar Birliği Başkanı olarak bir baro heyetiyle görüşür gibi görüştü. Baromuzu kurmamızdan da memnuniyetini dile getirdi” demişti.
7’YE KARŞI 4 OY
İstanbul 2 No’lu Baro’nun başvurusundaki 2 bin 53 imzanın TBB Yönetim Kurulu’nda incelenmeden onaylandığı ileri sürüldü. TBB Yönetim Kurulu Üyesi Asude Şenol, 7’ye karşı 4 oyla 2 No’lu Baro’ya yetki verildiğini söyleyerek, kendisinin karşı oy kullandığını belirtti. Yönetim Kurulu toplantısında imzaların incelenmediğini vurgulayan Şenol, baroya kayıtlı olmayan kamu avukatlarının da imzacılar arasında olabileceğini ifade ederek, “İstanbul’da ikinci baro kurulması için 2053 imzalı başvurunun yasal şekil şartlarının bulunduğuna ve bu nedenle kabulüne dair çoğunluk görüşüne katılmadım. Örneğin, İstanbul ikinci baroda, baroya kayıtlı olmayan kurum avukatları, oy kullanıp baro organlarını, TBB delegelerini belirleme hakkına sahip olacaklar, ancak aynı konumda olup ikinci baro için başvurmayan kurum avukatlarının böyle bir hakkı her iki baro içinde olmayacaktır” diye konuştu.
Şenol, başvurunun üzerinden 24 saati bile geçmeyen süre içinde 2 bin 53 imzayı incelemenin imkansız olduğunun altını çizerek, “2053 başvurunun yasal şartları taşıyıp taşımadığının incelenebilmesi mümkün olmadığı gibi Başkanlıkça da, daha önce başvuruların TBB tarafından doğrudan alınması için UHAP’taki butonun (yönetim kurulu kararı ile açılmayan ancak yönetim kurulunun oybirliğiyle alınan kararla) kaldırıldığı için yapılamadığı ifade edildi” ifadelerini kullandı.
‘VARSAYIMIN KABULÜNE DAYANIYOR’
Şenol, Yönetim Kurulu’nun aldığı karara neden karşı çıktığını şöyle detaylandırdı:
“Bu nedenle yönetim kurulunun oy çokluğu ile aldığı karar, başvuruların yasal koşulları taşıdığına ilişkin bir tespit değil bir varsayımın kabulüne dayanmaktadır. Başvurular, başvurucunun kendi imzasını taşıyıp taşımadığı, çalıştıkları kurumun İstanbul ilinde görevli olup olmadığı, İstanbul’da bulunduğu ileri sürülen kurum avukatlarının geçici görevle İstanbul’a gönderilip gönderilmediği gibi konular araştırılmadan aceleyle karar verildi. Sayısı 5 binin üzerinde olan illerde 2 bin başvurucunun imzasıyla ikinci bir baro kurulmasına olanak veren yasa değişikliği, pek çok yönden Anayasa’ya, demokratik hukuk ilkelerine, adil yargılanma, temsilde adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu ve yönetim kurulumuz tarafından da bu görüş açıklanmış olduğu halde, yapılan başvurunun gerçekliği ve hukukiliği araştırılmadan kabulü büyük bir çelişki olduğu gibi bu aykırılıklara katkı koyma niteliği de taşımaktadır.”
‘KANUNA KARŞI HİLE SAYILABİLECEK DURUM’
“Hukuka ve temel ilkelere aykırılığı daha önce yönetim kurulumuzca açıklanan bir yasal düzenlemeye dayanarak yapılan başvuruların, o yasaya bile uygun olup olmadığı araştırılmadan böylece eğer varsa, bu yasa hükmüne bile uymayan, kanuna karşı hile sayılabilecek durumlara ve esasen kabul etmediğimiz çoklu baro kuruluşuna meşruiyet kazandıran yönetim kurulu kararına karşı oy kullandım.”