Hükümetin uyguladığı yanlış tarım politikalarının çiftçiyi nasıl topraktan uzaklaştırdığı ve ülkeyi nasıl ithalat bağımlısı hale getirdiği TMO faaliyet raporuyla daha da netleşti.
2006-2020 yıllarını kapsayan faaliyet raporlarındaki verilere göre TMO, 2006 yılında tarımsal ürün alımlarının yüzde 99.9'unu yurtiçindeki çiftçiden yapıyordu. Ancak 2020 yılına gelindiğinde durum tersine döndü, TMO'nun çiftçiden aldığı ürün oranı yüzde 19'a düştü. Buna karşılık 2006'da yüzde 0.1 olan ithal tarımsal ürün alımı 2020'de yüzde 81'e fırladı. TMO, 2005 yılında çiftçiden 4.3 milyon ton, 2006 yılında da 1.2 milyon buğday aldı. Ancak 2020'de çiftçiden aldığı buğday 384 bin tona kadar düştü. Buna karşılık TMO'nun 2020'de ithal ettiği buğday miktarı iç alımın yaklaşık 10 katına ulaşarak 3.7 milyon tona çıktı. Bu seyir arpa dahil birçok üründe yaşandı.
ALIM TAHMİNİ TUTMADI
Faaliyet raporları, TMO'nın ithalat tahminlerinde ciddi tahmin yanlışları yaptığını da gösterdi. 2019 yılında 1.4 milyon ton buğday ithal eden TMO, 2020'de 1.2 milyon ton buğday ithal edileceği öngörüsünde bulundu. Ancak, 2020 buğday ithalatı 3 katı da aşarak 3.7 milyon tona ulaştı.
"İKİ KURUM BİRBİRİYLE REKABET EDİYOR"
TMO raporunu değerlendiren İlhami Özcan Aygun, üreticiye sırtını dönüp ithalata yönelen tarım politikası yüzünden halkın ekmek dahil ucuz gıdaya ulaşma imkanı kalmadığını söyledi. Aygun, iki kamu kurumu olan Türkşeker ile TMO'nun birbiriyle rekabet halinde olduğu, bunun da piyasada sıkıntılar yarattığını söyledi. Adeta paralel yapılar oluştuğunu ifade eden Özcan, “TMO raporunda Türkşeker'in daha yüksek fiyatla hububat aldığını belirterek bir anlamda ofisin çiftçiye düşük alım fiyatı uyguladığını ve rakip olduğunu itiraf etmiştir” dedi.