DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul Tabip Odası ile düzenlediği basın açıklamasında fabrikalardaki koronavirüs vakalarına dikkat çekti. Örgütlü oldukları fabrikaların dörtte üçünde aktif vaka olduğunu belirten DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “Bazı fabrikalarda tanı konulmuş işçi oranı yüzde 30’a ulaştı. Acı reçeteyi yaşıyoruz, acı ilacı içiyoruz” dedi.
İstanbul Tabip Odasında düzenlenen açıklamada Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezinin (BİSAM) raporu sunuldu. Raporun sunumunda, “Sendikamızın elde ettiği oran nüfusu temsil etseydi; Türkiye’de vaka sayısı 2 milyon 162 bin olacaktı. 10 haftadır işyerlerinde düzenli olarak kovid-19 verilerini topladık. 1 Haziran öncesi verilerini de hızla geride bıraktığımızı görüyoruz. Metal sektöründe salgın ciddi boyutlara ulaştı. Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde aktif vaka var. Kimi işyerlerinde kovid-19 tanısı konulmuş işçi oranı yüzde 30’a ulaştı. İmalat sanayinde 3 milyon 280 bin işçi çalışma ortamından kaynaklı yakın salgın riski altında çalışmak zorundadır” dendi.
ÖRGÜTSÜZ İŞYERLERİ DAHA VAHİM
Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu da “İşçiler, ekonomi çökmesin çarklar dönmeye devam etsin diye ilk gözden çıkarılanlar olmuştur. İşçiler kovidden en fazla etkilenen kesimdir. Ford Otosan'da 1383 kişinin kovid-19 olduğu üzerine haberler çıktı. Bunu yalanlayan da olmadı, ayrıca üretim hiçbir şekilde aksamadı” dedi. Türkiye’de sağlık üzerinden bir imaj algısı yaratılmaya çalışıldığını belirten Serdaroğlu, “Enflasyonda, işsizlikte, sağlıkta sürekli verilerle oynanıyor. Bu da güvensiz bir ortam yaratıyor. Bu politikalar hükümetin asıl derdinin çarkların dönmesi ekonominin çökmemesi olduğunu da gösteriyor. Açıklanan verilerin örgütlü işyerlerinin verileri olduğunu unutmayalım, örgütsüz işyerlerinde, inşaatlarda, maden ocaklarında durumun vahametini varın siz düşünün” dedi.
“ACI İLACI ZATEN İÇİYORUZ”
Serdaroğlu Erdoğan’ın “Acı ilaç içmemiz gerektiğinin farkındayız” sözlerine ilişkin sorulan bir soru üzerine şunları söyledi: “Acı reçeteyi yaşıyor, acı ilacı içiyoruz. Vatandaş hükümetin önceden almadığı önlemlerin faturasını zaten çekiyor. Döviz tavan yaptı, insanların alım gücü düştü. Söyledikleri acı reçete yine işçilere, emekçilere yönelik bir acı reçete olacaktır. Mücadele burada önemli bir nokta. Biz torba yasayı bu yolla püskürttük. Onların acı reçete hesaplarına karşı biz üzerimize düşeni yapacağız, işçileri bu sürece torba yasada olduğu gibi hazırlayacağız. Geçtiğimiz süreçte deneyimlediğimiz iş bırakmaları bu dönemde de kullanabiliriz. Dileğimiz tüm konfederasyonların yine duyarlı davranmasıdır.”
ÖLEN 30 BİN İNSANIN YÜZDE 90’I EMEKÇİ
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Saip de “Salgın artık sağlık sistemini bloke etmiş durumdadır, önlemlerin çalışanların sağlık koşullarını düşünerek alınması gerekir. Ne kadar çok vaka varsa yayılma oranı o kadar yüksek olacaktır. Bu nedenle yayılmanın önlenmesi için daha somut önlemler alınmalıdır. Çok zor günlerden geçiyoruz ve bugünlerin yükünü işçi sınıfı çekmektedir” dedi.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk de “Türkiye’de Sağlık Bakanlığı verileri çok sınırlı açıklıyor. Açıklanan verilerde hastalığa yakalananların sınıfsal dağılımı açıklanmıyor. Bizim hastanelerde de gözlemlediğimiz bu ölen 30 bin insanın yüzde 90-95’i işçi emekçi kesimdir. Hani diyorlar ya virüs herkesi aynı etkiliyor evet ama politikalar herkesi aynı etkilemiyor. Zenginler rezidanslarına çekildi, işçisi fabrikalarda çalışmak zorunda kalıyor. BİSAM verileri de gösteriyor ki kovid-19 çok ciddi bir işçi sınıfı hastalığına dönüşmüştür. Bunun sorumlusu da AKP iktidarı ve politikalarıdır” diye konuştu.
