Saygı Öztürk, Sözcü'de "Soylu’yu kim yanıltıyor?" başlığıyla yayımlanan yazısına "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, televizyonda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun koruma amiri Koray Aslan'ı hedef aldı, onun koruma kursuna bile katılmadığını, bu kişinin ticari işleri olduğunu, gezilerin önceden emniyete bildirilmediğini, yat gezisinin de gizlendiğini öne sürdü" ifadesiyle başladı.
Öztürk şöyle devam etti:
"Soylu'nun, kendi personeli olan Kılıçdaroğlu'nun koruma amiri Koray Aslan için bu iddialarda bulunması, hele de bunu televizyona çıkıp açıklaması hiç yakışık almadı. Emrindeki personelini çağırır ya da ilgili biriminden doğru bilgiler alabilirdi.
O KURSLARI ALMIŞ
9 yıldır Kılıçdaroğlu'nun koruma amirliğini yapan Koray Aslan konusunda anlaşılıyor ki Bakan'ı yanıltmışlar. Bakan'ın çok önemli iddialarına karşılık, emniyet kaynaklarından edindiğim bilgilerin bazılarını aktarayım:
Bakan, koruma amiri Koray Aslan'ın koruma kursu görmediğini belirtiyor. Oysa, yurtdışı misyon korumasına gidilebilmesi için sınav ve buna bağlı kurslardan geçmek, başarılı olmak gerekiyor. Yaklaşık 2 bin 700 kişinin katıldığı yazılı sınavda Koray Aslan, 70. oldu.
Mülakatta ve atışta da başarılı oldu. Hem hassas yerleri koruma hem de VIP koruma kurslarından geçirildi. Adabı muaşeret kurslarını da aldıktan sonra 2002-2005 yılları arasında Slovakya'da büyükelçinin korumalığını yaptı.
Bu kursu almayan kişinin gönderilmesi mümkün değil. Bakan, ‘Koruma kursu görmedi’ derken açıkça yanıltıldı.
ÖNCEDEN BİLDİRİLMİŞ
Bakan, gidilen yerler için emniyete haber verilmediğini söyledi. Şavşat-Ardanuç arasında Kılıçdaroğlu'na saldırı yaşandığında, bu gidişin önceden ilgili birimlere bildirilmediği iddiası da gerçeği yansıtmıyor. Geziye çıkılacağı Kılıçdaroğlu imzasıyla 22 Ağustos 2016 tarihinde emniyete bildirildi. Tehlikeli bir bölge olduğu, hemen her gün yol kesildiği de biliniyordu. Koruma, yol güvenliği, eskort istendi. Kılıçdaroğlu'nun koruma ekibi de uzun namlulu silah taşıdı. Kritik tepelerde üç Jandarma Özel Harekat Timi (JÖH) bulundurulacaktı. Teröristlerle çatışmaya girildiğinde, jandarma astsubayı telsiz bağlantısı kuramadı. Telefon etmesi hatırlatılınca, o dönem kullandığı telefonundan sinyal alamadığı öğrenildi. Yaralı üç asker konvoydaki ambulansla gönderildi.
Kılıçdaroğlu, başsağlığı için bir iş adamının evine gitti. Daha sonra yatla dolaşıldı. Bu ‘gizli buluşma’ olarak yansıtıldı. Oysa, yine Kemal Kılıçdaroğlu imzasıyla emniyete gönderilen yazıda, 2 Mayıs'ta İstanbul'a gideceği bildirilmiş. Bununla yetinilmemiş, emniyetten koruma, eskort, yol güvenliği talebinde de bulunulmuş.
Yat gezisine çıkıldığında da Kılıçdaroğlu'nun yanında üç koruma vardı.
SORUŞTURMA DA YOK
Soylu'dan Kılıçdaroğlu'na Karaarslan yanıtı: Açıklamayan alçaktır, namerttir, şerefsizdir
Koray Aslan'ın, belediye başkanlarıyla, parti yöneticileriyle ilişkileri iyi. Bakan, ‘Ticari ilişkiler’ diyor. Eğer, Koray Aslan, koruma harici işler yapıyorsa bugüne kadar hakkında bir soruşturma açılması, iddia doğruysa cezalandırılması gerekirdi. Ancak böyle bir soruşturma da açılmamış. Koray Aslan'ın pahalı saat ve yüzükler taktığını yetiştirenlerin, onun saat ve yüzük takmadığından da habersiz oldukları anlaşılıyor.
Kılıçdaroğlu'nun, bütün gezileri önceden emniyete bildiriliyor. 18 koruması var. Bütün gezilere tamamı gidemiyor. Örneğin, Çubuk'a 8 koruma gitmişti. Onlarda da 24 saat çalışma, 24 saat dinlenme uygulaması var. Ancak, diğer meslektaşlarından durumları biraz daha farklı. Seçim gezilerine 5 korumayla gidildiği günler de olduğu biliniyor.
CHP'nin ‘Adalet Yürüyüşü’nün olaysız geçmesinde Bakan Süleyman Soylu'nun da koruma amiri Koray Aslan'ın da emekleri çok. Bir memurunu ‘Gidilecek yeri emniyete bildirmiyor’ diye suçlamada bulunması hiç hoş olmadı. Akkuzulu Köyü'ndeki saldırının tüm sorumluluğunu koruma amirine yıkmak yerine, diğer görevlilerin ne yaptığına da bakmak gerekiyor."
Bakan Soylu koruma tartışmasında ne dedi?
İçişleri Bakanı Soylu yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun koruma amiri Koray Aslan'ın koruma kursu almadığı iddiasını sürdürdü.
Soylu konuya ilişkin şunları söyledi:
"Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’nun başına bir iş geldi, işi bana yıkmaya çalıştılar. 'Süleyman Soylu istifa etsin.' Her türlü hakareti ettiler. Sen oraya giderken kimseye birşey söyledin mi? Ben İçişleri Bakanıyım esnaf ziyaretine gidiyorum, bana ters bakıyorsa 'hayırlı günler' deyip çıkıyorum. Şu anda da öyle yapıyorum. Sevmiyor, belki hoşlanmıyor benden. Bu her zaman başımıza gelebilir. Ha gideceksin. Biz seni oraya götürüp getireceğiz. Yeter ki haberimiz olsun. Ankara’dan İstanbul’a yürüdün, başına bir halel geldi mi? Senin koruman ömründe koruma kursu almamış. Alınan bir misyon kursu ama onu da aldığı bizde gözükmüyor. İşleri güçleri yalan. Adam nasıl korunur, kalabalığa nasıl girilir bilmez, tedbir almayı bilmez, söylemez. Biz gereğini yapacağız ama bunlarla mı olur, işler dedikodu ile mi yürütülür?"