Ankara’da bir plazadan düşerek şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Şule Çet davasında iki sanık bugün son savunmaları için mahkemeye çıktı.
Mahkeme, sanıklardan Çağatay Aksu'ya ‘kasten öldürmek’, ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Berk Akand 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
KADINLAR KARARIN ALKIŞLARLA KARŞILADI
Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre, duruşma salonunda bulunan kadınlar kararı alkışlarla karşıladı. Sanık yakınlarından ise sinir krizi geçirenler oldu. Sanık yakınları, “Bu karar siyasi” sözleriyle mahkeme heyetine tepki gösterdi. Sanık yakınları duruşma salonundan çıkarıldı.
BABA ÇET: ACIMIZ BİTMEDİ
Duruşmanın ardından Ankara Adliyesi önünde açıklama yapan Şule Çet’in babası İsmail Çet bu süreçte yanlarında olan avukatlara, kadın örgütlerine teşekkür etti. Baba Çet, “Acımız bitmedi. Bir kız evladın acısı bitmez ama ceza aldıkları için su serpilmiş gibi. Hükümetimize ve siyasi partilere yanımızda oldukları için teşekkür ediyoruz. Baba olarak bir kız evladı kaybettim. Başka ana babalar tereddüt etmesin kimse yanmasın” dedi.
YILDIRIM: İSTİNAFA TAŞIYACAĞIZ
Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım ise mahkeme heyeti tarafından ağırlaştırılmış müebbet cezasından indirim yapıldığını belirterek kararı istinafa taşıyacaklarını söyledi. Yıldırım, “Kamuoyu baskısı hukuksuz bir süreçte hukuka gidilmek için yapıldı. Müebbet hapis cezası alanlar aramızda gezdi. Adaletin tecellisi için kamuoyu baskısı oldu” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Gazi Üniversitesi öğrencisi 23 yaşındaki Şule Çet, Mayıs 2018’de bir plazanın 20’nci katından düşerek hayatını kaybetmişti. Çet’in ölümünün ardından, 34 yaşındaki Çağatay Aksu ile 33 yaşındaki Berk Akand’a dava açılmıştı. Mütalaada Aksu’ya ‘kasten öldürme’, ‘cinsel saldırı’ ve ‘alıkoyma’dan müebbet, Akand’a suça yardımdan 20 yıla kadar hapsini istenmişti.
Sanık Çağatay Aksu, halk ve sosyal medya baskısı yüzünden tutuklanmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Aksu, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Yalan haberlerle halk galeyana getirildi. Buna rağmen hala ben tecavüz ve öldürmekten yargılanıyorum. Bu kadar delilsiz bir cinayet ve tecavüz gördünüz mü? ‘Delil varsa beni asın’ demiştim. Eğer delil bulabiliyorsanız, asın. Baktılar dosyalarda delil yok, avukatlar ‘Şule iyiydi’ diyen psikoloji raporu aldırlar. Medya ve sosyal medya bu işle çok uğraştı.”
‘KENDİME BİLE YARDIM ETMEDİM’
Berk Akand, “Hiçbir şey görmedim. Hiçbir şey bilmiyorum. Çağatay’ı bırakın, kendime bile yardım etmedim bu davada. Eğer yardım ettiysem kafama sıkmış olurdum” ifadelerini kullandı.
Çağatay Aksu ise “Neden tutuklandığımı ve neden yargılandığımı bilmiyorum. Sinir krizleri geçiriyorum. Şule’ye dokunmadım” derken, polislerin kendisinin cinayet bürodaki ters sorgu sırasında üç saat dövdüğünü öne sürdü.
‘SPERMİM BULUNAMADI’
Aksu şöyle devam etti: “Şule’ye tecavüz etmedim. Cinsel ilişkiye girmedim. Neden tutuklandığımı ve neden yargılandığımı bilmiyorum. Sinir krizleri geçiriyorum. Şule’ye dokunmadım. Şule’nin neden intihar ettiğini bilmiyorum. Cinsel ilişkide PSA’nın bir kriter olmadığı, uzun yıllar vücutta kaldığı, zaten kadınların vücudunda bulunan bir hormon olduğu bilirkişi raporlarında yazıyor. ‘Tecavüz değil belki ilişki olabilir’ dediler ama benim spermim bulunmadı.”
AVUKAT BERAT İSTEDİ
Sanık avukatı da şu savunmayı yaptı: “Şule zorla tutuluyorsa, defalarca çıkış kapısından geçmiş. Neden gitmedi? Olay yerinde darp yok. Tecavüz yok. DNA yok. Hiçbir şey yok. Ortada delil yok. Maktül Şule boyuna göre yapılı. Hiç direnmemiş. Çağatay’a ait bir tane DNA yok. Şule’nin elindeki saç intihar ettiğini gösteriyor. Şule tecavüze karşı mücadele etmemiş. Öldürülmeye karşı mücadele etmemiş. Çağatay’ın suç işlediğine inanmıyorum. Çağatay’ın suç işlemediğinden dolayı beraatini ve tahliyesini talep ediyorum. Berk’in olaydan haberi yok. Sosyal medya yüzünden bu dava buraya geldi. Berk’in suçlu olması kamuoyu baskısından dolayı.”