Sudan ile Türkiye arasında tarımsal üretimin ve ticaretin artırılması amacıyla, 28 Nisan 2014 tarihinde bir anlaşma imzalandı. Her iki ülke nezdindeki yasal prosedürler tamamlandı ve 19 Kasım 2015 tarihinde “Türkiye ile Sudan Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşması” uygulamaya kondu.
Anlaşma kapsamında, Türkiye ile Sudan ortaklığında bir şirket kurulmasına ve bu şirket aracılığı ile Sudanın “Abugota-1” Bölgesinde 12.500 hektar arazide “Pilot Çiftlik” kurulması kararlaştırılmıştı.
“ŞİRKET NASIL KURULDU?”
Başevirgen, şirketin kurulumu ile ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Başevirgen, “Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım başkanlığında toplanan “Yüksek Planlama Kurulu” nun 30.05.2018 tarihli onayıyla %80’i TİGEM’e ve %20’si Sudan’a ait olan “Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketinin” kurulmasına karar verildi. Şirketin ana sözleşmesinde kuruluş sermayesinin 10 milyon dolar olacağı ve bunun 8 milyon dolarının TİGEM tarafından nakdi olarak, kalan 2 milyon dolarlık kısmının da Sudan Tarım ve Orman Bakanlığınca ayni olarak konulacağı belirtilmekteydi. Alınan kararlar sonrası 10 Eylül 2018 tarih ve 9656 sayılı ticaret sicil gazetesinde şirketin kuruluşu tescil edildi. Şirketin kuruluş sermayesi 66 milyon 500 bin TL olup (10 milyon doların o günkü kura bağlı olarak TL karşılığı) sermayenin 53 milyon 500 bin lirası TİGEM tarafından nakdi, kalan 13 milyon 500 bin lira ise Sudan Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ayni olarak karşılandı. Şirketin faaliyet süresi de 35 yıl olarak belirlenmişti” dedi.
“TİGEM ŞİRKET YÖNETİMİNDE YOK MU?”
CHP Manisa Milletvekili Başevirgen, "Şirketin Ana Sözleşmesinde şirketin yönetim kurulunun 5 kişiden oluşacağı ve 1 üyenin TİGEM’den, diğer 4 üyenin 2’si Tarım ve Orman Bakanlığından, birisi Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu bakanlıktan diğer üyenin ise Sudan tarafından belirleneceği belirtiliyor. Şirketin kuruluşuna ilişkin ticaret sicil gazetesinde isimleri geçen yönetim kurulu üyelerinden TİGEM’i temsilen atanan üyenin bu kurumla bir bağı var mıdır? Şayet yoksa, Tarım ve Orman Bakanlığı TİGEM'i şirket yönetimine sokmamış olmuyor mu? Bu durumda ilgili mevzuat ve kararlara karşı kusur işlenmiş olmuyor mu? Öte yandan bakanlığı temsilen atanan 3 üyeden 2’sinin Bekir Pakdemirli’nin gayri resmi danışmanı ve yakın arkadaşları olduğu iddiaları da izaha muhtaç. Ayrıca internet sitesinde kuruluş ticaret sicil gazetesi dışında başka bir bilgi ve belge yer almıyor. Şayet şirketle ilgili yeni bir düzenleme yapılmışsa ilgili sicil gazetesinin kamuoyuyla paylaşılması gerekmez mi?” diye sordu.
“ANLAŞMA İMZALANDIKTAN SONRA NASIL BİR İŞE BULAŞILDIĞI ANLAŞILDI ”
Polatlı ve Karacabey TİGEM işletmelerini gören Sudanlı yetkililerin, aynısının Sudan’da da yapılmasını talep etmesi sonrası verilmiş bu kararın Türkiye için faydası olmayan bir girişim olduğunu söyleyen Başevirgen, “Ortada hiçbir yasal dayanak olmamasına rağmen iki ülkenin ilgili Bakanları tarafından genel bir işbirliği anlaşması imzalanarak kanuni altyapının sonradan oluşturulmaya çalışıldığı, milyonlarca lira borcu olan, elindeki çiftlik ve arazileri bile kiraya vermek zorunda bırakılan ve bölgeyle ilgili hiçbir bilgisi olmayan TİGEM’in bu ortaklığa zorlandığı ifade edilmişti. Anlaşma imzalandıktan sonra nasıl bir işe bulaşıldığı anlaşıldı” diye konuştu.
“HARAÇ, VERİMSİZ TOPRAK, CAN GÜVENLİĞİ RİSKİ”
Sudan’da çok kez inceleme yapılmasına rağmen Türk tarafına uzun yıllar herhangi bir arazi gösterilmediğini söyleyen Başevirgen, “Çiftlik kurulacak toprakların merkezi yönetimin yetkisinde olmayıp, eyaletlerin veya kabilelerin yönetiminde olduğu, Türk heyetine gösterilen arazilerin içinde köylerin olduğu ve işletme kurabilmek için bu köylerin ve köylülerin ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği, aksi takdirde zorla girip istediklerini alabildikleri, Türk heyetine gösterilen arazilerin toprak kalitesinin istenilen ürünler için uygun olmadığı ve sulama için gerekli su miktarı ve altyapının yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bunların yanı sıra üretilecek tarımsal ürünlerin muhafazası için yeterli tesis ve muhafaza ünitesinin bulunmadığı, traktör ve tarım makinalarının bozulması durumunda tamirinin yapılacağı yer ve yedek parça imkanının olmadığı, ülkede çok ciddi güvenlik sorunlarının olduğu ve her an baskın yapılarak çalışanların rehin alınma ve hatta öldürülme riskiyle karşı karşıya kaldığı ve kabileler tarafından haraca bağlandığı da düşünüldüğünde insanın aklına, ‘kimsenin yatırım yapmadığı bu kadar sorunlu bir ülkeye biz neden böyle bir yatırım yaptık?' sorusu geliyor" ifadelerini kullandı.
“ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULDU, OLAN YİNE VATANDAŞIN VERGİLERİNE OLDU”
Projede bir arpa boyu yol alınmamışken Sudan’da kargaşaların ortaya çıktığını ve darbe ile devlet başkanı Ömer Hasan Ahmed el-Beşir’in iktidardan indirildiğini hatırlatan Bekir Başevirgen, “Şimdi öküz öldü ortaklık bozuldu. Kiralanan arazi ne durumda, sarf edilen emek ve yatırımlar hangi boyutlara ulaştı bilinmiyor. Ödenen harcırahlar, konaklama ve diğer yatırım giderleri uçtu gitti. Konu ile ilgili eski bakan Bekir Pakdemirli’ye verdiğimiz soru önergesi de yanıtlanmadı. TİGEM görev zararı yazdı. Olan yine vatandaşın vergilerine oldu" diyerek sözlerini tamamladı.